Fransa'nın 'sarı yelekliler' çıkmazı
Akaryakıt zamlarına tepki olarak başlayan ve zamanla Cumhurbaşkanı Macron yönetimine karşıtlığa dönüşen sarı yeleklilerin gösterileri üçüncü ayını doldururken, eylemler Fransa'yı çıkmaza soktu.
PARİS (AA) - Fransa, üçüncü ayını dolduran sarı yeleklilerin eylemleriyle çıkmaza girerken, gösterilerde 1968 Mayıs olaylarından bile daha kişinin ölmesi ülkede yaşanan krizin ciddiyetini ortaya koyuyor.
Akaryakıt zamları ve kötü ekonomik koşullara tepki olarak başlayan, daha sonra Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetimi karşıtlığına dönüşen sarı yeleklilerin protestoları üçüncü ayını doldurdu. Sarı yelekliler, itiraz ettikleri zorluk ve sorunlarla ilgili üç aydır çözüm bekliyor.
Macron'un gösterilerin yol açtığı sorunları çözmek için başlattığı müzakerelerden ise krizi bitirecek önemli sonuçların çıkmayacağı kaydediliyor. Fransa'da yapılan son ankete göre nüfusun yüzde 62'si ve sarı yeleklilerin yüzde 79'u Macron'un bu toplantılarda dile getirilen konuları dikkate almayacağını düşünüyor. Bu nedenle sarı yelekliler hükümet daha güçlü adımlar atana kadar eylemlerine devam edeceğini belirtiyor.
Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, birkaç gün önce yaptığı açıklamada, Macron'un belirlediği ve sarı yeleklerin itiraz ettiği reformların uygulanmasında kararlı olduklarının altını çizdi.
Macron yönetiminin reformları hayata geçirmede taviz vermemesi ve Fransızların sorunlarını pek dikkate almaması sarı yeleklilerin öfkesini artırıyor. Öyle ki sarı yeleklilerin öncü isimlerinden Maxime Nicolle, hükümetin, Fransızların hayatını kolaylaştıracak ekonomik adımlar atmaması durumunda ülkeye terk edeceğini açıkladı.
Sarı yeleklilerin diğer öncü ismi Christophe Chalençon ise taleplerini dikkate almayan Macron'a karşı sert sözler sarfetti. Chalençon, hızlı şekilde siyasi bir çözüm gelmemesi halinde "iktidarı devirmeye hazır isim ve emekli askerlerin olduğunu" söyledi.
İçişleri Bakanı Christophe Castaner da Chalençon'un bu açıklamaları üzerine sosyal medya hesabından, "Sarı yeleklilerin liderlerinden biri askeri darbe ilan etti. Bu İtalyan komedisi mi yoksa kişisel bir delilik mi?" mesajını paylaştı.
Paris yönetimi protestoculara karşı sertleşiyor
Macron ve hükümet de eylemlerin sürmesine ve her gösteride şiddet olaylarının tekrarlanmasına "tahammül" edemezken, Paris yönetimi sarı yelekliler hareketini bastırmak için protestoculara karşı açıklamalar ve cezalar sertleştiriyor.
Bakanlar konuya ilişkin yaptıkları her açıklamada şiddet olaylarına karşı hiç afflarının olmadığını ve sorumluların sert biçimde cezalandırılacağının altını çiziyor.
Nitekim, hükümetin gösterilerdeki şiddet olayları nedeniyle eylemlere ilişkin hazırladığı yasa tasarısı buna işaret ediyor. Tasarıda izin almadan gösteri yapanların ve gösterilerde şiddet olayları çıkaranların sert şekilde cezalandırılması öngörülüyor. Gösterilerde ortaya çıkan zararın maliyetinin de eylemciler veya "şiddete başvuranlar" tarafından karşılanması isteniyor.
Fransa Ulusal Meclisi, eylemcilere karşı sert cezalar öngören yasa tasarısı kapsamında gösterilerde "maske" takan protestoculara bir yıl hapis ve 15 bin avro para cezası uygulanması ve valilerin de tehdit oluşturanların eylemleri yasaklamasına izin veren maddeleri onaylamıştı.
Hükümet, gösterileri sonlandırmak için sarı yeleklilerin öncü isimlerini hedef alıyor. Bunlardan biri olan Eric Drouet geçen ay başında Elysee Sarayı yakınlarında izinsiz gösteri düzenlediği gerekçesiyle iki gün önce hakim karşısına çıktı.
Mahkeme, Drouet hakkında 1 ay hapis ve 500 avro para cezası istedi. Drouet hakkındaki karar 29 Mart'ta açıklanacak. Sarı yeleklilerin öne çıkan isimlerinden Nicolle de 27 Ocak'ta Bordeaux'da düzenlenen gösteride polisin ikazlarına rağmen protestocuları da teşvik ederek eylemi sürdürdüğü gerekçesiyle gözaltına alındı.
Fransa yönetiminin sarı yeleklilere karşı sert yöntemler kullanması, diğer taraftan eylemlerdeki şiddet olaylarının devam etmesi ülkeyi kaos ortamına sürüklüyor.
Biber gazına tepkiler
Gösterilerde polisin kullandığı biber gazının onlarca kişinin yaralanmasına, bazılarının da biber gazı kapsülünün isabet etmesi sonucu gözünü kaybetmesine ve kolunun kopmasına neden olması ülkede tartışılan başka bir konu başlığı oldu.
İnsan hakları savunucuları ve birkaç siyasi parti eylemlerde biber gazı kullanımının yasaklanmasını talep etmesine rağmen, hükümet biber gazının gerekliliğini savunuyor.
Eylemler ve biber gazına ilişkin ilk uyarı Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic'ten geldi. Mijatovic, 30 Ocak'ta yaptığı açıklamada, "Fransa'da yüksek seviyedeki gerginlik endişe verici ve acilen durumun sakinleştirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Mijatovic, gösterilerde çok fazla kişinin yaralanmasından ve aralarında biber gazının da bulunduğu savunma silahlarının kullanımından endişe duyduğunu belirtti.
Avrupa Parlamentosu da polisin gösterilerde protestoculara karşı aralarında biber gazının da olduğu savunma silahlarının kullanımını kınayan karar tasarısını birkaç gün önce onayladı.
Polisin barışçıl gösterilerde eylemcilere karşı sert müdahalesi ve orantısız güç kullanımını kınayan kararda, üye ülkelerden polisin orantısız güç kullanmaması konusunda dikkatli olmaları istendi. Kararda polisin protestolarda kullandığı biber gazı güçlü biçimde kınandı.
Çok sayıda siyasetçi ve insan hakları savunucusu, sarı yeleklilerin gösterilerinde birçok göstericinin yaralanmasına neden olduğu için polisin biber gazı kullanmasına karşı çıkıyor.
Gösterilerde gözaltına alınan ve hapis cezasına çarptırılan kişilerin sayısı her geçen gün artıyor. Hükümetin paylaştığı son rakamlara göre, eylemlerin başladığı günden bu yana 8 bin 400 kişi gözaltına alındı, bin 796 kişiye hapis cezası verildi. Bu sayının daha da artması bekleniyor.
Sarı yeleklilerin gösterileri ölü sayısı bakımından Mayıs 1968'de yapılan eylemlerinden daha ağır sonuçlar doğurdu. Sarı yeleklilerin protestolarında 11 kişi hayatını kaybederken, 1968'deki gösterilerde 7 kişi yaşamını yitirmişti.