• DOLAR 34.423
  • EURO 36.333
  • ALTIN 2843.91
  • ...
Önderlerimizi Tanıyacağız
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Biyografiler(hayat öyküleri) üzerinden öğrenmek, biyografilerden hayatı tanımak mümkündür ve gereklidir.

Kur’an-ı Kerim, bizlere çok sayıda Peygamber kıssası öğretiyor. Biz, kıssalardan sadece bilgi toplamıyoruz; O yüce insanların bilgi ediniş biçimini de öğreniyoruz.

İslam’da bilgi ile bilgiyi aktaran, birbirinden bağımsız değildir. Özellikle söz konusu olan, yolumuzu öğrenmek ise bilgi alınan kaynağın güvenilir olması bilgisinin onun üzerinde görülmesi zorunludur.

Batı’nın sosyal önderlerinin verdikleri bilgi ile kendi yaşamları arasında hiçbir bağ bulunmayabiliyor. Hatta genellikle bir bağ bulunmuyor. Batı fikriyatı bu kopukluğu ya da çelişkiyi önemsemiyor. Çünkü onlarda doğrudan bir örnek alış söz konusu değildir. Belki bütün yönleriyle örnek alacakları birini ararlarsa kendilerinde böyle birini bulamazlar.

Bizim önderlerimiz öyle değil. En büyük örnek, en güzel örnek Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’dır. O, her yönüyle örnek bir insandır. Sahabelerin büyükleri ve tabiinlerin alim önderleri de örnek alınacak insanlardır.

İslam söz konusu olduğunda Müslümanlar herkesten değil, örnek olabilecek kişilerden almışlar bilgiyi. Öyle ki hayvanını aldatan, çocuğuna doğru konuşmayan birinin İslami bilgiyi aktarmada aldatıcı olabileceğini düşünmüşler. Çünkü Müslümanlar, güvenilirliliğin, doğruluğun kişide süreklilik arz etmesi gerektiğine inanmışlar. Bir önderin hayatından güvenirliliği öğrenmek tek başına büyük bir ilimdir. Bir önderden dostluğu, vefayı öğrenmek tek başına büyük bir ilimdir. Bir önderden inancını başkalarına öğretme azmini öğrenmek tek başına büyük bir ilimdir.

İmam Hasan El Benna’yı düşünün. Onun çocuk yaştaki tebliğ aşkını, ibadet aşkını, tebliğini tek başına değil, bir topluluk içinde sürdürme azmini... Onun hatıralarını; onun bu yönünü öğrenmek için okumak sadece bilgi toplamak olabilir mi? Asla… Biz, o hatıraları okurken hayatın kendisini öğreneceğiz. Bu hayat, İslami bir hayattır ve bizim için gerekli olan da İslami hayattır. İslami hayatın, İmam El Benna’daki biçimini öğrendikçe ufkumuz açılacak, öğrenme ve öğretme isteğimiz artacak. Bu çağda yaşayıp da El Benna hazretlerini tanımayan bir genç olmak... Büyük bir kayıptır.

Şeyh Halid-i Şehrezori’nin(Bağdadi’nin) ilim yolculuğunu düşünün. O bir İslam alimidir; ’fiziği, kimyayı hem de o çağda gidip öğrenmiş. Bugünkü ansiklopedilerin yerini tutan Kamusu ezberlemiş. Üstad Bediüzzaman, genç yaşta bu azmi görünce, bu azmi öğrenince o da fizik, kimya öğrenmiş, Kamusa çalışmış.

Üstad’ın direnişini düşünün. Onun inancı doğrultusunda dosdoğru yaşamasını… “Tarihçe-i hayat”ı okumamış olmak büyük bir kayıptır. Okula hazırlanırken onu edinip okumak, o hazırlığın bizzat bir parçasıdır. Seyyid Kutup’un, bozuk uygarlığı görüp ondan yüz çevirişini... Bunca ilahiyatçı varken onun tarihe büyük bir müfessir olarak geçişini… Ama özellikle son günlerini… Onun inancına bağlılığını, inancı uğruna can verişini…

Işık olmadan yol bulunamaz. Onlar, bizim ışığımızdır. Ne mutlu o ışıkların aydınlığında yürüyenlere…

Abdulkadir Turan / Rehberlik/Doğruhaber

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir