Sınav sonuçları açıklandığında önümüzde dört olasılık olacak.

1.    Dilediğimiz yeri kazanırız. Bu durumda tereddüt edilecek bir nokta söz konusu değil. Evraklarımızı hazırlayacağız ve okulumuza gidip kaydımızı yapacağız.

2.    En iyi tercihimiz olmasa bile orta bir tercihimiz gelir. Burada da ek bir durum söz konusu değilse yapılacak olan kaydın yapılmasıdır.

3.    Hiçbir uyarıyı dikkate almamış, kötüce bir bölümü tercihlerimizin sonuna eklemişiz ve o bölüm gelmiş, bizi bulmuştur.

İçinden çıkılmayacak bir sorun yoktur. “Ne yapacağını bilememe” halini uzatmak yıpratıcıdır. Düşüneceğiz, danışacağız ve kararımızı ona göre vereceğiz. Ya kendimizi kazanmış sayıp kayıt yaptıracağız ya da kazanmamış sayıp kazanmamışlarla ilgili kurallara uyacağız.

4.    Hiçbir yer tutturmamış olabiliriz. Bu, bir felaket değildir. Felaket, bizim felaket olmayan bir durumu felaket sanmamızdır. Kendimizi bu sanıdan kurtaracağız.

Önümüzde üç yol var:

1.    Ya “okumaya devam,” diyeceğiz. Bu durumda özellikle sayısal ve eşit ağırlık öğrencilerinin hiç zaman kaybetmeden yeni bir programa başlamaları gerekiyor. Bir yıl, çok değerli ise de çok uzun bir süre değildir. Yıl, ay ve haftalar dilimlerinden oluşuyor. Her hafta, bizim için ya kazançlı bir dilimdir ya da bir kayıp.

2.    Ya da “Buraya kadar,” diyeceğiz. Bu da felaket değil. Hayatta başarının tek yolu üniversite okumak değildir. Memurluk veya değil. Kendimize uygun bir meslek arayacağız. O meslekte en iyi olmaya çalışacağız. Bugün pek çok ilkokul, lise mezunu üniversite mezunlarından daha büyük başarılara imza atabiliyor. Ama tablo bu şekilde kendini gösterdikten sonra birkaç noktaya değinmekte fayda var:

1.    Ekonomik nedenlerle okumamak, bu günün koşullarında akıl karı değildir. Değişik burslar ve katkılar tevekkül sahibi her öğrenciye uygun ekonomik koşullar sunabiliyor. “Aileme bakacağım” deyip okumayanların, “Hem okuyacağım hem aileme bakacağım” diyenlerden daha karlı çıktığı, onların ailelerine daha çok yararlı oldukları pek görülmüş değil. İkisini bir arada yapmak mümkündür.

2.    Hastalık gibi sebeplerle bu yıl devam etmeme ihtimali. Bu durumda, kaydınızı yapar ama dondurursunuz. Kazandığı halde “Bölümü okuyayım mı okumayayım mı, diyenlerimiz için de “Kayıt Dondurma bir seçenektir.

3.    Ek yerleştirmelere umut bağlamak mümkündür. Üniversitelerde kontenjanlar artırıldı. Pek çok kontenjanın boş kalacağından kuşku yok. Ancak genelde tavsiye edilen (özellikle sayısal ve eşit ağırlık öğrencileri için) hem hazırlık yapıp hem de ek yerleştirmeyi gözlemektir. Çünkü ek yerleştirmeler geç açıklanıyor. Büsbütün ona kilitlenmek doğru değil.

4.    Açık öğretime kayıt yapmak, özellikle bir yazı bulmuş olanlarımız için önemli bir tercihtir. Bilindiği üzere açık öğretim diploması ile diğer diplomalar arasında bir fark yok. Bugün o diplomanın sahipleri her konumda görev yapıyor. Yine puanı çok düşük maliye gibi bölümlere örgün devam etmektense onların Açık öğretim bölümlerini tercih etmek daha uygun olabilir.

Allah (cc), yardımcınız olsun…

Abdulkadir Turan / Rehberlik / doğruhaber