Hüseyin Kaya / doğruhaber / haber-yorum

 

Emekli Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ’un tutukluluğu konusunda Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklama hükümet-yargı çekişmesini bir daha gündeme getirdi. Öyle ya ilk günden beri hükümet üyeleri Başbuğ’un tutuklu yargılanmasına itiraz ediyorlar; ama yargı mensupları bunu dikkate almıyorlar. En son bazı kanuni değişiklikler yaptılar; ama hâkim ve savcılar bunları da dikkate almadılar.

Aslında Erdoğan, ÖYM’leri kaldırarak yargıda bir operasyon da yaptı.

 

Eski davalar devam edeceğinden dolayı hali hazırdaki hakim ve savcıların yetkileri ellerinden alınmış oldu. Yani yeni oluşturulacak mahkemelerde ÖYM’lerde görevli hakim ve savcılar olmayacak.

Görevdeki personel, İlker Başbuğ’u, “Terör örgütü yöneticisi” olarak yargılamaya devam ediyor.

Tutukluluğa yapılan itirazları red ediyor mahkeme heyeti.

Tabii bu durum Başbakanı kızdırıyor.

Tamam, Başbuğ, belgeye “Kâğıt parçası”, lav silahına “Boru” demişti; ama yaptıkları kimse için tehdit olarak algılanmamıştı.

Ama mesela “28 Şubat 1000 yıl sürecek” diyen Hüseyin Kıvrıkoğlu tutuklu değil.

Hatta Yaşar Büyükanıt bile yargılanmıyor.

Öyle böyle değil, adam hükümeti tehdit ederek 27 Nisan’da “e muhtıra” vermişti.

28 Şubat’ın sembol ismi Çevik Bir tutuklandı, evet; ama dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve halefi Hüseyin Kıvrıkoğlu dışarıda. Üstelik bu iki isim de “Encümen-i daniş” üyesi.

Başbakan, herhalde tüm bu sebeplerden dolayı İlker Başbuğ’un tutukluluğuna itiraz ediyor.

İlker Başbuğ da her şeyin Erdoğan’ın elinde olduğunu sanıyor olmalı ki, önce teşekkür ediyor, sonra da bunun sonuçlarını görmek istediğini ima ediyor.

Ama savcı ve hakimler bunları dikkate almıyor.

Ellerindeki imkânları kullanıyorlar. Kim içerde kim dışarıda pek umurlarında değil gibi.

Başka bir hesaplaşma devam ediyor.