Her Zengin Zekâtını Verirse Dünyada Fakir Kalmaz
Mübarek Ramazan ayını fırsat bilen Müslümanlar mallarını temizlemek için zekât ve fitrelerini veriyor. Van İl Müftüsü Nimetullah Arvas, dünyadaki tüm zengin Müslümanların zekâtlarını vermeleri halinde dünyada hiç fakir Müslüman`ın kalmayacağını söylüyor.
VAN - On bir aya sultanlık yapan mübarek Ramazan ayında tüm güzel hasletler gibi yardımlaşma ve danışma duygularını da kendini hissettiriyor. Bu ayı fırsat bilen Müslümanlar mallarını temizlemek için zekât ve fitrelerini veriyor. Peki, zekât verirken nelere dikkat edilmesi gerekir, zekât kimlerden alınır ve kimlere verilir.
Konuyla ilgili olarak İlke Haber Ajansı`na konuşan Van İl Müftüsü Nimetullah Arvas, Dünyadaki tüm zengin Müslümanların zekâtlarını vermesi halinde dünyada hiç fakir Müslüman kalmayacağını belirtti.
Zekât Hem Alanı, Hem Vereni, Hem de Malı Temizliyor
Zekât kelimesinin temizlemek anlamına geldiğini ve Kur`an-ı Kerim`de namazla birlikte çokça zikredildiğini anlatan Van İl Müftüsü Nimetullah Arvas, "Zekât temizlenme anlamına gelir, malın temizlenmesidir. Zekât Kur`an da birçok yerde namazla birlikte zikredilmiştir. Hatta Cehennemliklere `sizi ateşe düşüren şey nedir` diye sorulduğunda onlar; `biz namaz kılanlardan değildik ve miskinleri de doyurmazdık` diyorlardır. Zekâtta üç temizlik vardır birincisi malımızı temizliyoruz, ikincisi nefsimizi temizliyoruz, üçüncü olarak zekât alan kişiyi de temizliyor. Çünkü bir Müslüman zekât verdiğinde karşısındaki fakir kendisi hakkında suizandan vazgeçer ve hüsnü zan besler. Demek ki zekât alanı temizliyor, vereni temizliyor, malı temizliyor. Peki, zekât nasıl hesaplanır. Alacaklarımızı ve mevcut elimizde olanları toplayacağız vereceklerimizi çıkaracağız ve elimizde kalanın üzerinden bir sene geçmişse bu malın kırkta biri yani yüzde iki buçuğunu çevremizdeki fakirlere, miskinlere, ilim tahsil eden talebelere vereceğiz" dedi.
Zekât Fakirin Hakkıdır, Zenginin Yanında Emanettir
Zengin Müslümanların zekâtlarını vermesi halinde yeryüzünde fakir Müslüman kalmayacağını anlatan Nimetullah Arvas, "Şunu çok rahat söyleyebiliriz ki dünyadaki tüm zenginler zekâtlarını verseler, bırakın Müslümanların açlıktan ölmesini yeryüzünde hiçbir fakir Müslüman kalmaz. Zekât Allah`ın hakkıdır, fakirlere verilmek üzere zenginlerin yanında bekliyor. Ya da zekât fakirin hakkıdır, zenginin yanında emanet olarak duruyor. Eğer bir Müslüman memlekette bir fakirlik bir zaruret varsa demek ki oradaki zenginler zekâtlarını hakkıyla vermemişlerdir. Çünkü zenginin yanında bulunan fakirin hakkı var. Bu sahibine ulaşırsa sorun bitecektir" şeklinde konuştu.
Zekât, Fakirlere Ulaştırılmak Üzere İslami STK`lara Verilebilir
İslami STK`ların zekât ve fitre fonu oluşturmaları halinde kendilerine fakirlere ulaştırmak üzere zekât verilebileceğini belirten Müftü Arvas, "Bildiğiniz gibi zekât kuruma verilmez, zekat cami için harcanmaz, aşevi vs için harcanmaz. Zekâtta temlik denilen bir şey var buda zekâtı veren kimsenin verdiği malın fakirin mülküne geçmesidir. Temlik olmazsa olmaz dolayısıyla kurum kuruluş, vakıf ve derneklerde fitre ve zekat fonu varsa ve kendilerine güveniyorsanız onları kendinize vekil tayin edebilirsiniz. Taki o emaneti sahibine yani fakire ulaştırsın. Bunun dışında yapıda kullanmak hatta cami yapmak için bile zekât ve fitre malı kullanmak caiz değildir" diye konuştu.
Son olarak fitre ve zekâtın toplumsal faydalarından bahseden Arvas, "Bu malın temizliği yapıldığı takdirde zekat veren kişi rahat eder. Zekat alan kişi zengin kardeşine karşı husumet beslemez. Asrısaadette adamlar dükkânlarının önüne perde çekerek ayrılabiliyorlardı. Neden çünkü oradaki muhtaçlar biliyorlardı ki zengin kardeşi kendisine zekatını verecek sıkıntı yaşamayacak onun için hem mal sahibi güvende kalıyordu hem de fakir nefsini güvene alıyordu" ifadelerine yer verdi.
(Murat Dalgın-İLKHA)