TV Programında Gündeme Dair Soruları Cevapladı
Başbakan Erdoğan, özellikle Beşşar Esed`in desteklediği PKK unsurlarının Suriye`den Türkiye`ye sızma gayreti içinde olduğunu açıkladı.
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ATV ve A Haber kanallarının ortak yayınladığı ``Gündem Özel`` programına konuk oldu, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Erdoğan, özellikle Beşşar Esed`in desteklediği PKK unsurlarının Suriye`den Türkiye`ye sızma gayreti içinde olduğunu belirterek, ``Tabii ki Baas`ı Türkiye`de destekleyen birinci derecede parti hangi parti? CHP. Şu anda Beşşar`ın yanında yer alan parti hangi parti? CHP. Ama şu anda ülkemize bölücü terör örgütünün Suriye`de de yapılanmasına destek veren yine Beşşar Esed ve oradan sızmalar oluyor`` diye konuştu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarıyla ilgili olarak, ``Asla Cumhurbaşkanımız`la ilgili bizim aramızdaki hukuku kimsenin bozmaya yetkisi yoktur, haddi de yoktur ve buradan kimseye de ekmek çıkmaz`` dedi.
Artık finali oynuyorlar
Suriye`deki gelişmelere ilişkin de Erdoğan, ``Şu anda Esed`in artık son zamanlarına gelindiğini söyleyebilir miyiz`` sorusu üzerine ise şunları söyledi:
``Bu ticari merkezde Halep de şu anda aldığımız haberlere göre Esed yönetimi bir yığma gayreti içerisinde. Fakat muhalif güçler özellikle kırsaldan kuşatma noktasında çok başarılılar. Çok ciddi bir bölümü onların kontrolü, onların hakimiyeti altında. Zannediyorum ki artık finali oynuyorlar. Durum bu. Her geçen gün Esed`in sonu daha da yaklaşıyor diye inanıyorum.``
İnsanlıktan nasipsiz bir zihniyetin temsilcileri
Şemdinli`deki olaylarla ilgili de ellerinde telsiz konuşmalarının olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
``Çok ilginç. `Yaralı olanları öldürün` diyor. `Onları taşımayın` diyor. Bunlar kendi insanını, kendi örgütünün içinde olanları bile rahatlıkla öldürebilecek, vurabilecek kadar insanlıktan nasipsiz olan bir zihniyetin temsilcileri.``
Örgütün Hakkari`deki saldırısının Şemdinli`deki başarısızlığını telafi için bir girişim olduğu yönünde iddialar olduğu belirtilerek, ``Şemdinli`de durum artık kontrol altında mıdır?`` denilmesi üzerine Erdoğan, ``Şunu çok açık, net söyleyebilirim bizim kontrolümüz dışında olan bir yer yok. Güvenlik güçlerimiz istediği anda, istediği yere, istediği müdahaleyi yapmak suretiyle gidip oralardaki operasyonlarını gerçekleştiriyor`` diye konuştu.
İlker Başbuğ tutuksuz yargılanmalı
Erdoğan, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ`un tutuklu yargılanmasına ilişkin, soruyu yanıtlarken şunları kaydetti:
``İlker paşamızla alakalı olarak ben yapılan benzetmeleri ve yakıştırmaları asla doğru bulmuyorum. Yani bir örgüt elemanıymış, bir örgütün mensubuymuş gibi bu tür yaklaşımları kesinlikle çok çok çirkin buluyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri`nde Genelkurmay Başkanlığı makamına gelmiş bir insan için bu tür bir yakıştırmanın, bu tür bir benzetmenin doğru olmadığını ve insaf dışı olduğunu kesinlikle düşünüyorum. Daha önce de söyledim tutuklu yargılanmasını dahi yargıda olmasına rağmen söylüyorum doğru bulmuyorum, tutuksuz yargılanmasından yana olduğumu da daha başta söyledim.``
115 terörist etkisiz hale getirildi
Şemdinli ve çevresinde yürütülen operasyon neticesinde 23 Temmuz`dan bu yana etkisiz hale getirilen PKK`lı sayısına ilişkin rakamlar veren Erdoğan, ``Şu ana kadar bütün istihbarat bilgileri olarak söylüyorum. Şemdinli olayında 23`ünden itibaren bizim 2 şehidimiz var fakat 115 terörist etkisiz hale getirildi`` dedi.
Kimin medyası diye soruyorum
Daha fazla askerin hayatını kaybettiğini ancak gizlendiği yönündeki iddiaları yalanlayan Erdoğan, şöyle konuştu: ``Bunların hepsi yalan. Malum onların kendilerine ait özel medyaları var ya oralardan, internet sitelerinden, tivitlerden falan buralardan yapılmış işler. İşte o dediğim bir kısım medya bunu haber yapmak suretiyle `işte şu kadar asker şehit oldu gizleniyor. Şu kadar helikopter düştü, gizleniyor` falan. Silahlı Kuvvetler, şehit olan erini gizler mi veyahut da şu kadar düşen helikopterini gizler mi? Ama burada karşı taraf bir psikolojik harekat yapıyor ve bu psikolojik harekata da ne yazık ki bu medya alet oluyor. `Kimin medyası diye` ben soruyorum bu soruyu.
Obama`nın fotoğrafı
ABD Başkanı Barack Obama`nın kendisiyle telefon görüşmesi yaparken çekilen fotoğrafıyla ilgili yorumların hatırlatılıp değerlendirmesinin sorulması üzerine de Erdoğan, şunları söyledi:
``Ben tabii Sayın Obama`nın o konuşmamız esnasında hangi pozisyonda olduğun, neyle, nasıl konuştuğunu bilemem. Ben o fotoğrafın ne denli doğru olduğunu da bilemem. Çünkü benim karşımda gerek Oval Ofis`te gerek diğer zamanlarda gördüğüm Sayın Obama gayet saygılı ve bu saygısını bizden hiçbir zaman eksik etmemiş olan bir dostumdur, bir arkadaşımdır. Bu noktada ben o medyadaki yorumlara, o komik bazı yapılan şeylere falan da pek iltifat etmiyorum. Çünkü ben baş başa tanıdığım Obama`yı konuşuyorum. O Obama da benim karşımda ciddidir, duruşuyla saygılıdır, saygındır.``
Daha güçlü muhtırayı biz verdik
Başbakan Erdoğan, ``27 Nisan akşamı bir bildiri yayınlandı. Medya hep `muhtıra` diye nitelemiştir. Ben hiçbir zaman muhtıra diye kabul etmedim. Niye kabul etmedim? Ertesi sabah biz zaten o bildirinin gereği ne ise onun cevabını verdik. Eğer muhtıra diye niteliyorlarsa, o muhtıranın üstüne daha güçlü muhtırayı biz verdik`` dedi.
Bu tezgahın içinde CHP milletvekili de var
Hatay`da AK Parti Milletvekili`nin oğlunun polislerle tartışması konusuna ilişkin olarak Erdoğan, bu konunun iki boyutunun bulunduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
``O ilçede benim Gençlik Kolları Başkanım`ın oradaki kantinde çalışması bir yanlıştır. Çalışmaması gerekirdi. İki; tabii Milletvekili oğlunun oraya gitmesi ve orada da bir tartaklanma olayının olması... Maalesef o da söz konusu. Burada tabii polislerin, karşısına bu şekilde çıkarılması yanlış bir olay. Çünkü polislerle eğer böyle bir tespit gerekecekse, şikayetçinin onları görmesi ama onların şeyi görmemesi gerekir. Tabii burada çok ilginç bir düzenleme de yapılıyor. Bu tezgahın içerisinde maalesef bir CHP milletvekili de var ve içeriden de ona servisi yapanlar var.
Cemevi bir ucube olarak yapıldı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Karacaahmet Mezarlığı`ndan bir haber geldiğini ve ``Karacaahmet Mezarlığı`nı söküyorlar`` dendiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
``Ben kendilerine Üsküdar`da 46 yerde farklı yer gösteriyorum. Hangisini beğenirlerse biz cemevini oraya yapalım. Haftiyatını vesairesini de ben yapayım` diyorum. Ama orada bu cevemini kuralım ne olur şu mezarlığa dokunulmasın. Daha sonra biz üçlü bir araya geldik Ticaret Odası Başkanı, Dernek Başkanı. Ne dedi biliyor musunuz? `siz beni oraya gömersiniz ama bunu yapamazsınız`. Nasıl böyle bir şey söylersin? Ruhsat muhsat veremem, böyle bir şey yok, başladığın anda da yıkarım dedim. Bunlar kaçak inşaata başladılar. Tabii ben de dozeri gönderdim, dozeri vurdum. O zaman İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu duruma müdahele ettiler ve o yıkımı durdurdular. Allah`tan ki biz resimleri vesaireleri çektirmiştik yıkım çalışmalarıyla ilgili. Çünkü daha sonra o cemevi bir ucube olarak yapıldı orada. Şimdi hala olan cemevi ruhsatı filan yoktur, hala kaçaktır. Gidin bakın orada bir ucube olarak Karacaahmet Türbesi`nin yanında durur. Ve hakkımda benim orayı yıkmadım diye dava açıldı. Biz resimleri mesimleri her şeyi ibraz ettik de ben beraat ettim.``