Mehmet Özcan / Doğruhaber
İslam dünyası kan ağlıyor. Müslümanlara yönelik birçok coğrafyada yıllar yılı yaşatılan baskı, zulüm işgal ve katliamlar dinmek yerine artarak devam ediyor.

 

Irak, Afganistan, Pakistan, Filistin, Somali, Hindistan, Keşmir, Kafkasya ve daha birçok İslam beldesinde düzenlenen katliamlar, bombalı saldırılarda ölenler hep Müslümanlar. Bugün Arakan’da yaşanan İslam düşmanlığı ve Müslüman katliamı da bu gerçeği gösteriyor.

 

Batı destekli Budist Myanmar rejiminin Müslümanlara yaşattığı soykırım niteliğindeki vahşet katliamlar karşısında dünyanın sessizliği ise insanı insanlığından utandırıyor.

İslam dünyasında yaşatılan işgal ve katliamlar Avrupa’da, Amerika’da yaşanmıyor! Bu katliamlar ya Batılılarca veya onların taşeronluğunu yapan kuklaları vasıtasıyla yaşatılıyor.

 

Sebepsiz işgal ve katliamların tek nedeni ise elbette o ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginliği ama arka planında küfrün İslam’a karşı olan kini var elbette. Katliam boyutunun maalesef sayıca fazla olması sonucu nihayet gündem olabilen Arakan’da bunu görmek mümkün.

 

64 yerli ırkın yaşadığı, 200 farklı dil ve lehçenin konuşulduğu Myanmar’da sadece Müslümanların katliam-soykırıma maruz kalması, ‘küfür tek millettir’ gerçeğini açıkça gözler önüne seriyor.

İŞGAL VE KATLİAMLAR MÜSLÜMANLARIN AYRILIĞINDAN KAYNAKLANIYOR
İslam dünyasının başına ne geldiyse Müslümanların birbirlerinden ayrı durmasından, birlikte hareket etmemesinden kaynaklanıyor.

 

Filistin’in siyonistisrail’den, Keşmir’in Hindistan’dan, Moro’nun Filipinler’den, Çeçenistan’ın Rus işgalinden kurtulamaması, Afganistan’ın önce Rusya sonra Amerika olmak üzere uzun yıllar süren işgali, İslam dünyasının birlik olmaması ve Müslümanların bölük pörçük hareket etmelerinden kaynaklanıyor.

 

Birçok İslam ülkesinde batının güdümünde hareket eden rejimler ve kukla yöneticilerin hüküm sürebilmesi de, yine Müslümanların birleşmeyip güç oluşturamamasından kaynaklanıyor.

İŞGALCİLERİN GÜDÜMÜNDE HAREKET EDEN BM LAĞVEDİLMELİ
Arakan’da yaşatılan katliamların durdurulması için işgalci güçlerin güdümünde hareket eden Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlardan yardım istemenin doğru bir istek olamayacağı gibi köklü bir çözüm de olmayacaktır. BM’nin suni yardım ve müdahalesi yerine uluslararası alanda faaliyet gösteren insan hakları ve İslami kuruluşların harekete geçmesi gerekiyor.

 

Çünkü kuruluş amacı istikrar ve barışı tesis etmek olan Birleşmiş Milletler (BM), kurulduğu 1945 yılından bu yana veto yetkisine sahip beş üye ülkenin (ABD, İngiltere, Rusya, Fransa, Çin) kontrolünde hareket ederek görevini hiçbir zaman yerine getirmedi.

 

Bugün Arakanlı Müslümanlar olmak üzere her gün Filistin, dün Bosna, Lübnan, Keşmir, Çeçenistan, Afganistan, Irak ve daha birçok İslam ülkesi topraklarının işgal edilmesine, katliamlar yapılmasına hep göz yumdu. Aldığı tüm kararlar İslam dünyasının sürekli aleyhine oldu.

İSLAM BİRLİĞİ GÜCÜ’NE İHTİYAÇ VAR
BM’nin bu durumu, kurumun lağvedilmesi veya yeniden yapılandırılması gerektiği gerçeğini ortaya çıkarırken, İslam dünyasının lehine olabilecek alternatif oluşumların gerekliliğini de ortaya koymaktadır.

 

İslam âleminin de artık bu gibi uluslararası alanda gerçekleşen işgal, zulüm ve katliamlara dur diyebilecek etkili kurumları oluşturmak ve harekete geçirmenin zamanının geldiği bir hakikattir. İslam âlemi ve dünyadaki mazlum halklar, yeryüzünde adaleti tesis edecek ve koruyacak bir kuruluş olarak ‘İslam Birliği Gücü’nü kurmak zorundadır.

İŞGAL VE KATLİAMLAR ‘TEK ÜMMET’ OLMAKLA DURDURULUR
Bölgede Allah’ın yardımıyla oluşan İslam baharıyla İslam dünyası işgal ve zulümlerden arınarak yeniden şekillenme ve bir dönüşüm sürecine girmiş bulunuyor.

 

İşgal ve katliamlarla büyük acılar yaşayan İslam alemininŞii’lik, Sünni’lik gibi mezhepsel konulu ayrılıklarda zaman kaybetmeye hakkı olmadığı gibi Müslümanların bütün enerjilerini ümmetin birliğine harcamaları, işgalleri bitireceği gibi kan ve gözyaşının da akmasını önleyecektir inşallah.

 

İslam ülkelerinin işgallerden, zalim diktatörler ve işbirlikçi yöneticilerden kurtulması demek, İslam dünyasını tek ümmet olmaya götürürken, siyonistisrail’in bölgede yalnızlaşması, Amerika ve Avrupalı batılı işgalcilerin de İslam dünyasında varolan etkilerinin kırılarak ellerini çekmek zorunda kalacakları anlamına gelecektir…

 

STK’lardan Arakan çağrısı Bu zulme bir dur denilmeli
Mustazaflar Cemiyeti Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, Arakan Müslümanlarına yapılan katliamlara uluslararası toplumun, insan hakları savunucularının ve Batı dünyasının seyirci kalmasının, iki yüzlülüklerinin ve insan hakları iddialarında sahtekâr olduklarının apaçık delili olduğu vurgulanarak, Budist katillerin cüretlerini Müslümanların birlik olmayışından aldıkları belirtildi

Arakan’da yaşanan Müslüman katliamlarına karşı birçok sivil toplum kuruluşu da tepki gösterdi. Katliamların biran önce durması istenilen açıklamalarda, yaşanan zulme lanet yağdı.

“Bıçak kemiğe dayandı” diyen Mustazaflar Cemiyeti Genel Başkanı Abdurrahman Cens, 30 yıldır Arakan’da Müslümanlara yönelik sistematik bir katliamın yaşandığını belirtti.

 

Yaşanan katliamlar dolayısıyla büyük bir üzüntü yaşadıklarını ifade eden Cens, “Toplu katliamlar, sürgünler, mülayim gösterilen Budistlerin mültecileri öldürmesi ve son günlerde Suriye’de yüzlerce insanın katledilmesi içimizi burkmuş, yüreğimizi dağlamıştır. Üzüntümüz, mübarek Ramazan ayına kavuşma sevincimizi kursağımızda bırakmıştır” ifadelerini kullandı.

BATI İKİYÜZLÜLÜK YAPIYOR
Yaşanan katliama cüret eden katillerin, Müslümanların birlik ve beraberliğinin olmamasından cesaret aldıklarını söyleyen Cens, “1,5 Milyar nüfuslu İslam Ümmeti bu halinden utanmalıdır. Bu katiller cüretlerini; İslam ümmetinin heybetinin kalmayışından, Müslümanların birlik olmayışından almaktadırlar” dedi.

 

İkiyüzlü Batının katliam ve vahşetlere sessiz ve tepkisizliğinin asıl nedeninin İslami uyanışın yayılmasından duydukları korku olduğunu dile getiren Cens, “Bu kardeşlerimiz sadece Müslüman oldukları için soykırıma uğramaktadırlar. Dünyanın neresinde olursa olsun, Müslümanlara karşı girişilen ayrımcılığı ve düşmanlığı lanetliyoruz. İnsanlığımızdan utandıran bu vahşetlere, bu cinayetlere, kanlı terör eylemlerine destek veren, yüz veren Batıyı nefretle kınıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

DÜNYA EMPERYALİZMİ SÖMÜRÜDE EL ELE, YA DÜNYA MÜSLÜMANLARI?
Marmara insani hak ve özgürlükler platformu (MİNHAP) tarafından yapılan açıklamada da dünya Müslümanları duyarlı olmaya davet edildi. Arakan katliamının ümmet için bir imtihan olduğu ifade edilen açıklamada şu sorular soruldu: “Arakanda suçları Müslüman olan bir mazlum Müslüman halk katledilmektedir.

 

Küfrün hırçınlaşması Ümmetin uyanışı için mi? Dünya emperyalizmi sömürüde el ele, ya dünya Müslümanları? Arakanlı Müslümanlar Budistlerle imtihan ediliyorken, biz dünya Müslümanları Arakanlılarla imtihan mı ediliyoruz?”

ARAKAN’DA SOYKIRIM UYGULANIYOR
Arakan’da Müslümanlara yapılan zulümleri kınayan Anadolu Gençlik Derneği Gaziantep Şubesi, İslam ülkelerine, Arakan’daki katliamı uluslararası platformlara taşıması çağrısı yaptı. Anadolu Gençlik Derneği Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Fatih Evyapan, Arakan’da Müslümanlara yapılan soykırım nedeniyle yaptığı açıklamada; İslam ülkeleri tarafından oluşturulacak İslam Birliğinin gerekliliğine dikkat çekti.

 

Bugünlerde Bengal Körfezi’nin doğu kıyılarını kana bulayan bir katliam yaşandığını ifade eden Evyapan, “Arakanlı Müslümanlar, kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden kundaktaki bebeklere varıncaya kadar diri diri yakılarak tüyler ürpertici bir şekilde şehit edilmektedirler” dedi.

ADANALI STK’LAR ARAKAN’DAKİ ZULMÜ KINADI
Aralarında Evrensel Hafızlar Derneği, Din Görevlileri Birliği Derneği, Cansuyu Yardımlaşma Derneği, Özgür Vakfı, İdeal Gençlik Derneği, Anadolu Gençlik Derneği ve Çukurova Üniversite Öğrenci Derneği’nin bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütü adına yapılan yazılı açıklamada, Arakanlı Müslümanlara yapılan zulüm kınandı.

Mustazaflar Cemiyeti Adana Şube Başkanı Veysel Yavuz da bir açıklama yaptı. Yavuz şunları söyledi: “Suriye meselesi üzerinde gerek batının gerek Rusya ve Çin’in bu kadar durması da tamamen çıkarları yüzündendir. Emperyalistler çok kirli hesaplar yapıyor, Müslümanların artık dostunu düşmanını bilmeleri gerekiyor. Ve ümmet olarak bilinçlenmemizin vakti geldi de geçiyor diye düşünüyorum” dedi.