Bölgesel Adliye Mahkemelerine de İhtiyaç Yok
Diyarbakır Eğitim-Bir-Sen Şubesi ÖYM`lerin kaldırılması ilgili bir basın açıklaması yaparak, kararı olumlu gördüklerini ancak, ÖYM`lerin yerine ihdas edilen bölgesel adliye mahkemelerine de ihtiyaç olmadığının altı çizildi.
DİYARBAKIR-Diyarbakır Eğitim-Bir-Sen Şubesi, Özel Yetkili Mahkemelerin(ÖYM) kaldırılması ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasında,3.Yargı paketiyle DGM`lerin devamı olarak kurulan ve yargılama şekli ve işleyiş tarzıyla DGM`leri aratmayan CMK`nın 250,251 ve 252 maddelerince görevli Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması kararı, ileri demokrasi adına yapılmış hukukun üstünlüğünü etkin ve devamlı kılmak amacıyla atılmış olumlu bir adım olarak ifade edildi.
Basın açıklamasını okuyan Diyarbakır Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Yunus Memiş, ÖYM`lere veya yerine ihdas edilen bölgesel adliye mahkemelerine de esasında ihtiyaç olmadığını toplumsal ve bireysel adalet duygusunun tatmininde normal ağır ceza mahkemelerinin insan hak ve özgürlüklerinin korunmasında daha etkin bir yol ve araç olduğuna dair inançlarını koruduklarını belirti.
DGM ve ÖYM`ler Toplumda Onarılmaz Tahribatlara Yol Açtı
Yaklaşık 38 yıldır DGM ve ÖYM`lerin birey hak ve çıkarlarını koruyup gözetlemesi gerekirken devleti koruyarak toplumda onarılmaz tahribatlara yol açtığına dikkat çeken Memiş basın açıklamasını şöyle sürdürdü: \"Bu mahkemeler hukukun üstünlüğü ilkesini gözetme, bireyin hak ve özgürlüklerini korumak yerine devleti daha doğrusu güç odaklarını korumuşlardır. Bu mahkemelerin kendine özgü istikrarı olmayan ayrı yargılama usullerini uygulaması, sanık aleyhine olan usul kurallarıyla yargılama yaparak masumiyet ilkesini açık şekilde göz ardı etmişlerdi. Yargılamada olması gereken silahların eşitliği ilkesinin savunma aleyhine açıkça hukuka aykırı şekilde kullanılması kamu vicdanını rahatsız etmiş ve devamlı olarak bu mahkemelerin güvenirliği tartışma konusu haline getirmiştir. Önce DGM`ler sonra özel yetkili mahkemeler yapmış oldukları haksızlıklarla terörün tabana yayık, etkin şekilde büyümesine yol açmışlardır. Yaşamış olduğumuz acı tecrübelerden yola çıkarak özel ihdas edilmiş mahkemelerle demokratik bir toplumun inşaa edilemeyeceğinin artık kabul edilmesinin gerektiği kanısındayız.\"
Bu Mahkemeler Adalet Olan Güveni Zayıflattı
Memiş, bu mahkemelerin kurulmasına gerekçe gösterilen ucu açık güvenlik sorununun hiçbir zaman sona ermeyeceğini açıklayarak, bu mahkemeleri kötü niyetli girişimlere karşı emniyet mekanizması olarak görmek ve devamlılığını talep etmenin, bireysel vicdana sığmadığı gibi adalete olan güveni zayıflattığını belirti.
Sosyal problemler karşısından yargının bir baskı aracı olarak kullanılmasının düşünülmesini hukuka, vicdana ve hakkaniyete aykırı bulduklarını ifade eden Memiş daha sonra basın açıklamasına şöyle devam etti: \"Hiçbir suç cezasız kalmamalıdır. Bu süreç dâhilinde devam eden KCK, balyoz, Ergenekon vb. davaların akıbetine dair kamuoyu nezdinde yaratılmaya çalışılan algıyı anlamakta güçlük çekmekteyiz. Hiçbir gerekçe infaza dönüşmüş uzun tutukluluk süresinin ve yargılamadaki ön yargılı tutumların birçok masum insanında haksız yere özgürlüğünden alı konulduğu gerçeğini görmezden gelmemize karşı tez olarak ileri sürülemez. Burada bir yargılama yapılacaksa adil yargılama talep hakkının her vatandaşın hakkı olduğunu ve bu hakkın korunmasında herkesin sorumluluğu bulunduğu gerçeğini kabul ediyoruz.\"
Sorunun sadece kanunlarda olmadığını ekseriyette kanunu uygulayan kişilerde olduğunu iddia eden Memiş son olarak, bölge adliye mahkemelerinin kalıplaşmış yargısal sorunların çözümüne katkı sağlayacağı düşüncesiyle özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını olumlu bulduklarını belirti. (Osman İçli-İLKHA)