Oyalama Kağıdı
Çocukken yaşadığım yerde bir alışkanlık vardı. Çocuklarından usanan anneler: ‘Hadi dedene git –oyalama kağıdı- versin,` sana derlerdi.
Çocukken yaşadığım yerde bir alışkanlık vardı. Çocuklarından usanan anneler: ‘Hadi dedene git –oyalama kağıdı- versin,` sana derlerdi.
Aklımın pek ermediği küçüklük dönemimde babamın çalıştığı işlik çok yakındı. Annem, iş görürken ikide bir hadi git Mehmet Ali amcan sana oyalama kağıdı versin, der bende ilk sıralar varır isterdim. Oda kem- küm eder ama bir türlü oyalama kağıdını vermezdi.
Zaman geçtikçe ben, ‘Hadi ver artık şu –oyalama kağıdını – ,` dedim. Oda tezgahın altında bir sigara kağıdını uzattı. ‘Al öyleyse işte bu oyalama kağıdı,` dedi ve büyü bozuldu.
Ondan sonra beni ne oyalama kağıdına salan oldu nede veren.
Bu olay aynı bizim 300 yıllık devlet yönetimimizde de var. Yeniçeriyi kaldırırsak ordu düzelir dediler. Kaldırdık. Yine değişen bir şey yok. Tanzimat`la yenilikler yapalım dediler, konuştular tartıştılar. Yapılınca yine çıt yok. Meşrutiyeti ilan edelim dediler. İlan ettik kaldırdık, savaşlara gittik,tekrar ilan ettik,padişahı indirdik, değiştirdik,kaldırdık ve Cumhuriyeti kurduk. Hep konuştuk. Yapınca büyü bozuldu. Yeni bir şeye ihtiyaç duyuldu.
Şimdilerde baş örtüsü, içki yasağı,AB ye girme, konuşuluyor. Hep kenardan, özden uzak konular. Biraz konuşulur, biraz yasaklanır. Sonra serbest edince yine büyü bozulur.
İşin özüne inmedikçe "oyalama kağıtları” hiç bitmez. Kendine özgü oluşumlar olmadıktan sonra sorunlar hep oyalama kağıtları ile çözülür. Bende abdal abdal gider oyalama kağıdının verilmesini beklerim.
Ahmet Kocaoğlu