Bu yazı yayımlandığında sınava muhtemelen 15 gün kalmış olacak. Artık son hazırlıkları yapıyorsunuz: Deneme sınavları, dershanelerin yoğunlaştırılmış kursları, evde masada geçen saatler...

İnsan bu yaşta olunca dünyayı değiştireceğini sanır, derler. Doğru söylemişler; dünya sizi değiştirmezse, Hak`tan-Hak yoldan koparmazsa siz elbette dünyayı değiştireceksiniz. Yeni dünya sizin İslamî bakışınızla, İslam`a hizmetinizle şekillenecek.

Sakın, kendinizi çocuk saymayın... Biz, Müslümanız (Elhamdülillah). Dünyaya İslam, penceresinden bakarız. Doğruları, yanlışları İslam`ın kaynaklarına göre belirleriz. Zaman dilimlerini onunla tanırız, insanların nitelik ve sorumluluklarını onunla biliriz.

Bizde mükellef olma çağı on sekiz değildir; bir aşağı bir yukarı sizin yaşlarınızdır.
Kendinize güveneceksiniz; ben yapabilirim, diyeceksiniz ve yapacaksınız. Gayret gösterene planlı çalışana, doğrudan ayrılmayana Allah (cc) elbette yardım eder.

Sizin yaşlarınızın bir tehlikesi vardır; biraz “Havalı” olur o yaşlarda insan...
Havalarda olan ve hevaya kapılan, uzağa bakarken yakını görmez.
Oysa hayatta esas olan, yakundan uzağa bakmaktır.

“Ben dünyayı değiştireceğim!”
E vallah... Bu, senin hakkın, hatta görevindir...
Ama “Ben, dünyayı değiştirmekle meşgulüm kendini değiştiremem” dersen...
Olmaz...

Kendini değiştiremeyen, dünyayı nasıl değiştirsin?
Hayata kendimizi değiştirmekle başlayacağız.

Kendimizin esiri olmayacağız; “canımız” dediğimiz “nefsimizin” isteklerinin kölesi olmayacağız. Hayatımıza yön vereceğiz...
Bu zamanda başarılı olmanın en geniş yoludur eğitim...
Lise eğitimi, bu eğitimin önemli bir bölümünü oluşturur.
İyi bir lise eğitimi, iyi bir üniversite anlamına geliyor.
İyi bir lise eğitimi içinse SBS önemli bir basamak...

Yazın başladığı bugünlerde oturup çalışmak güç mü gelir? Asla... Bizim zor görmediğimiz zor değildir. İstek ve niyette ihlas, zorluğu kolaylaştırır.
Okuyacağız, büyük adam olacağız, dünyayı değiştireceğiz... Bu dünya ya değişecek ya değişecek? Hak ya hâkim olacak ya hâkim olacak..!

Telaş mı? Ne gezer, o bizden çok uzak... Mü`min için esas olan telaşlı değil, vakarlı olmaktır. Hayatta soğukkanlı olmaktır. Hayatta soğukkanlı olmak ve emin adımlarla yürümektir “vakar.” Rabbimiz vakarı emretmiş, Resulullah geç kalma hâlinde bile vakarlı olun demiş. Cemaatle namaz kılmaya gelenlere bile “Sakin ve vakarlı olunuz. Acele etmeyiniz.” (Buhari) diye buyurmuş Peygamberimiz.

Telaş, bir eksikliktir; telaşa düşen çevresini rahatsız eder ve yaptığı işten tat alamaz, daha fazlasını isterken azından da olur. Şöyle bir kendinizi gözden geçirin: Telaş anları zarar anlarıdır. Bunun için “Acele ise şeytan karışır” denmiş.

Heyecan mı? Bize gerekli, yeter ki telaşa dönüşmesin... Vakar, kaygısızlıkla telaş arasında bir orta yoldur.
Kaygısızlık, sorumsuzluktur... Telaş, sorumluluğu abartmaktır... İkisi de bize göre değil çünkü biz orta yolu tavsiye eden Hz. Muhammed (sav)`in ümmetiyiz.
Allah (cc)`a emanet olunuz.