Yıllar boyunca birçok mücadeleler verildi. Çok bedeller ödendi. Özellikle fedakar ve cefakar bacılarımız, bu konuda takdire şayan fedakarlıklarda bulundular. Geldiğimiz bu nokta onların fedakarlıklarının eseridir.

Bugün ise bu mirası yüklenenler en az aldıkları miras kadar kutsal bir mücadeleye yeni baştan başladılar. Bu yükü büyük bir onur ve şerefle taşıyorlar. Aslında olması gerekenyerden, başlaması gerekipte kimsenin ne söylemeye nede yapmaya cesaret edemediği yerden. Bu da ilköğretimde başörtüsü mücadelesidir. Küçük bedenlerin yüklendiği büyük dava. Büyüklerin söylemekten korktuğu küçüklerin kral çıplak diye haykırdığı büyük bir dava.Sistemin topyekün savaş ilan ettiği küçük bacılarımızın büyük savaşı. Bu savaşta karşı safta yer alanlar sistemin hışmına uğrarlar. Onun için ortalık süt liman. Onun için gece mezarlıktan geçen adamın ıslık çalması gibi bu meseleye yüzünü çevirip gidiyor bazıları.Onun için bu meseleye destek veren Mustazaf-Der’i kapattılar. Onun için Güllü ÇEVİK bacımıza 30ay hapis cezası verdiler. Çünkü sistemin zorbaları bu meseleyi kendisi için ölüm-kalım meselesi olarak görüyor. Yüzde doksandokuzu müslüman olan bu memelekette iplerin kimin elinde olduğunun bir göstergesidir bu mesele. Ateşten bir kordur erkek olan varsa bir eline ele alsında görelim babayiğitleri. Konuşurken mangalda kül bırakmayanlar, hergün açıklama üstüne açıklama yapanlar, buyrun er meydanına, neden çocuklarınızı başörtülü okula göndermiyorsunuz?

Asıl sorunun temelinde bu yatarken yıllarca Alicanbaz oyunu gibi bizleri başka meselelerle meşgul ettiler. İşin siyasetini yapanlar bu mesele ile karşılaşınca cin çarpmışa döndüler. Nutukları tutuldu ve saçamalamaya başladılar. Kangren olan uzvu bırakıp teferruatla uğraşanların foyalarının ortaya çıkarıldığı bir mesele.Şu çarpıklığa bakın ki; bütün eğitimler daha çocuk iken başlatıldığı halde sıra islami eğitime gelince, daha küçüktür, bu yaşta bu eğitim mi verilir, çocuk bunu kaldıramaz,pskolojisi bozulur, diye diye çocuğu ta üniversite kapılarına kadar getiriyorlar.Örtüsüzlüge alışan bu cocukları artık kimse örtemiyor. Kendisi istemediği sürece. Ondan sonra sokaklarımız çarpık manzaralarla dolup taşıyor.Anne çarşaflı kızı sosyete giyimli,baba sakallı cübbeli kız avrupai giyimli,anne örtülü kız paljlarda, barlarda, diskolarda, anne-baba islami hizmette çocuklar popta,topta. Anne ve babanın ağzını açıyorsun başlıyorlar çocuklardan şikayet etmeye. Peki mesele ne? Mesele kısaca şu, AĞAÇ YAŞ İKEN EĞİLİR.

Allah için islamın emrettiği örtünün yaşı kaç? Yaş yok.İslama göre coçuğun akil baliğ olduğu dönemden başlar.Yani buda her çocuk için değişir VE AKİL BALİĞ OLUNCA ÇOCUKLUĞU BİTER.. Şimdi bi düşünelim, ilköğretimde başını örtmüyor, lisede yok, üniversitede birkaçyıl sonra devlet memuru oluyor tekrar aç. Emekli oluncaya kadar örtüsüzlüğe devam. Ta ki kefen onu örtene kadar.

Bir arkadaşımızın 6. Sınıfa giden bir kızı vardı. Kendisi ile örtünme konusunu konuşunca kızının çok dugusal olduğunu ve baskıları kaldıramayacağını söyledi. Birgün duydum ki kızı başörtüsü ile okula gidiyor. Nasıl oldu diye sorduğumda ise; Kızının “Amine Sensin” adlı bir roman okuduğunu ve bu romandan sonra ya okula gitmem ya da beni başörtülü gönderirsiniz, dediğini söyledi. Ve şu acı itirafı da etti ki, ASLINDA BİZİM KIZ BU İŞE ÇOKTAN HAZIRMIŞ DA BİZ HAZIR DEĞİLMİŞİZ.

Bence bir müslüman bu işi güzel bir şekilde kızına anlatsa hiçbir kız hayır demez.Ama ilk önce kendisinin buna hazır olma şartı ile.