Mehdi Akif: `Kudüs Ancak Silahlı Direnişle Kurtulabilir`
Müslüman Kardeşler Cemaati eski mürşidlerinden Muhammed Mehdi Akif Cama David Anlaşmasını kabul etmediklerini, Müslüman Kardeşler Cemaatinin ta baştan beri buna karşı olduğunu belirterek &`;Mısır bugün doğal olarak daha önce imzaladığı bütün anlaşma ve sözleşmelere saygılı olduğunu söylüyor. Bu doğaldır. Cam David gibi anlaşmaların ilga edilmesiyle ilgili taleplerimizin ise parlamento aracılığıyla gerçekleşmesini istiyoruz” dedi.
Aşağıda Filistin Enformasyon Merkezi’nin Müslüman Kardeşler eski Genel Mürşidi Muhammed Mehdi Akif ile yaptığı röportajı ilginize sunuyoruz:
Esirlere destek konusunda Mısır’ın üstlenebileceği rol ne olmalıdır?
Bu konuda sadece Mısır’ın değil bütün İslam âleminin rol alması gerekir. Esirleri kurtarmak Kudüs’ü kurtarmak kadar önemlidir. Onları özgürleştirmek, oradaki bütün kutsal yerleri ve işgal altındaki Filistin topraklarını kurtarmak demektir. Mısır’ın esirler konusunda önemli bir rol alması gerektiğini düşünüyorum. Daha önce varılan esir takası anlaşmasında olduğu gibi burada da çok önemli görevler ifa edeceğini düşünüyorum.
Fetih ile Hamas arasında varılan uzlaşı anlaşmasının seyrini nasıl görüyorsunuz?
Uzlaşı sürecinin hâlâ yerinde saydığını görüyoruz. Bu konudaki engellerin neler olduğunu iki taraf daha iyi bilir. Benim, ayrılığa son vermek ve bölünmüşlüğü sonlandırmak için Fetih ve Hamas’a ihtilafları ortadan kaldırma nasihatinden başka söyleyebileceğim bir şey yok.
Arap baharının estiği ülkelerde İslami kesimin yükselişini ve bunun Filistin davasına etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İslami akımların yükselmesi doğaldır. Tağutlara karşı direnen bu halklar temelde dindardır; İslam’ı sever, dinin yükselmesini ve yayılmasını canı gönülden ister. İslami kesimlerin yükselmeye başlamasının İslamî Direniş Hareketi (Hamas)’ın birkaç yıl önce (2006) girdiği seçimde başarı kazanmasıyla başladığını unutmamak gerekir. Hamas’ın yükselişi, bölge halklarının zulüm, tuğyan ve despotluğa karşı artık direnişe geçtiğinin işaretini veriyordu.
Camp David Anlaşması dahil, Mısır’ın imzaladığı uluslararası anlaşmalar hakkında ne diyorsunuz?
Daha önce birçok tarafa ilettiğimiz gibi Beyaz Saray müsteşarına da Siyonist çetelerin kadınları, çocukları, yaşlı ve mazlum insanları sabah akşam katlettiği bir dönemde Camp David diye bir anlaşmanın olmayacağını ilettik. Bu çeteye ancak direnişle karşı konulabilir. İkinci husus, Müslüman Kardeşler ta ilk günden beri ismi Camp David olan bir anlaşmayı tanımadığını duyurdu ve bugüne kadar bu ilkeli duruşunu korudu. Ancak bugün Mısır’ın bölgede en büyük ve en etkin devlet olması hasebiyle daha önce imzalanan uluslararası sözleşme ve anlaşmalara saygılı davranıyor. Onların düzenlenmesi veya ilga edilmesi talepleri ise bu işin parlamento aracılığıyla yapılmasını gerektiriyor.
Mısır müftüsünün Kudüs’ü ziyaret etmesini nasıl görüyorsunuz?
Böyle bir ziyareti yapma zorunluluğu hisseden sayın müftüye sormak lazım. Ben bu tür sorumsuzca davranışlara ve tavırlara cevap vermek durumunda değilim.
Müslüman halkların yapacakları barışçıl direnişin Kudüs’ü özgürleştirebileceğine inanıyor musunuz?
Öncelikle bu halkların tağuti sistemlerden kurtulması, kendini özgürleştirmesi ve yabancı ellerden kendini uzak tutması gerekir. Ancak bu şekilde Kudüs’ü kurtarma hedefine ulaşırlar. Şahsi kanaatim, Kudüs ancak silahlı direnişle kurtulabilir.
filistinhaber