Bahri Baba Türbesi`nin başına gelenler
Bir döneme damgasını vuran zulümlerin etkileri devam ediyor. Cumhuriyetin kurulmasından sonra İslami simgelere, camilere, türbelere medreselere tahammül edemeyenler bu yerleri ya ahıra çevirdi, ya parka çevirdi ya da meyhane yaptı. İşte yok edilmeye çalışılan bir türbe hikayesi…
Yunus Şani / İzmir
Bahri baba türbesi 20. yüzyılın başlarında İzmir’in her yerinde tanınan bir türbeydi. İnsanlar tarafından ziyaret edilir, ibret alınırdı. Bu durum İzmir’e vali olarak seçilen Rahmi Bey’in atamasına kadar devam etti. Şunu da hatırlatmakta fayda var ki, bu adamın atama öncesi dönemi, İzmir halkının türbelere, ziyaretlere ve evliyalara çok değer verdiği bir dönemdir. Peki, bu adamın gelişi ya da vali olarak atanması neden önemli? Bu adam ne yaptı?
Bu sorulara cevap bulmak için bu adamın nereden geldiğine bakalım. Rahmi Bey, II. Meşrutiyet’ten sonra toplanan Birinci Meclis’e, Selanik’ten katılan bir şahıstır. İttihat ve Terakki Cemiyeti Genel İdare Kurulu tarafından oybirliği ile görevlendirilip vali olarak İzmir’e atanır. Rahmi Bey, vali olarak İzmir’e geldiğinde yaptığı ilk iş, şehirdeki mezarlıkları ve türbeleri şehir yapılanması bahanesiyle kaldırmak olur.
DÖNEMİN ALİMLERİ İLE ALAY ETTİ
Mezarlıkların yıkılmasına karşı gelen dönemin şeyhleri, özelliklede Bahri Baba Türbesi’nin yıkılmasını engellemek için vali ile görüşürler. Fakat aldıkları cevap alaydan başka bir şey değildir. Zira Rahmi Bey onlara Bahri Baba’yı rüyasında gördüğünü ve onu daha ferah bir yere nakletmelerini istediğini söyler. Şeyhlerin girişimleri netice getirmez Vali, Bahri Baba’nın türbesini o dönemde Eşref Paşa’da Sarımsak Dede mezarlığı olarak bilinen kabristana nakleder.
TÜRBE YERİNE PARK YAPTILAR
Burada da rahat bırakılmayan türbeye son darbe vurulur. 1932 yılında İzmir Valisi Kazım Dirik ve Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz tarafından mezarlık komple kaldırılır ve böylelikle Bahri Baba Türbesi, şekli olarak ortadan kaldırılmış olur. Türbenin ilk yerine inşa edilmiş olan parka bu isim verilir, yani türbe yerine yapılan parkın ismi Bahri Baba Parkı olur. Aşama aşama gerçekleştirilen oyunun neticesinde İzmir’in en işlek yeri olan Konak Meydanı’nda bulunan Bahri Baba Türbesi’nin yerinde artık ahlaksızlığın kol gezdiği, fuhşa zemin hazırlamak için ağaçların örtü olduğu bir park vardır.
PARKIN İSMİNİ DEĞİŞTİRDİLER
Sonrasında ise Bahri Baba’nın ismine bile hazmedemeyenler 1942’de yol düzenlemesi bahanesiyle Mithat Paşa Caddesi’ne, İnönü Caddesi adını verip Bahri Baba Parkı’nın ismini de, İnönü Parkı olarak değiştirirler ve Bahri Baba Türbesi tarihin karanlık sayfalarına gömülmüş olur.
O DÖNEM BİLGİLERİ AZ
Ayrıca şunu da söyleyebiliriz ki İzmir’de yaşamış olan evliyalar hakkında elimizde çok kısır bilgiler bulunuyor. Bu da öncesinde zikrettiğimiz gibi “İzmir’in İslamî yönünü gizleyip peyderpey yok etme” projesinin bir parçasıdır. Zira Bahri Baba dönemi alimlerin, medreselerin, İslamî eğitimin, inançlı insanların çok yaygın olduğu bir dönemdir.
İZMİR’DE YAŞAMIŞ EVLİYALAR
İzmir’de veli zatlar ve alimlerle ilgili yaptığımız araştırmada ulaşabildiğimiz bazı alimler hakkında isminden başka bilgiye ulaşılamıyor. Öylesi İslamî bütün çağrışımları, sembolleri ortadan kaldıranlar geride hiçbir bilgi bırakmamışlar. İsimlerine ulaşabildiğimiz bazı alimler şöyle: Susuz Dede, Halet Baba, Tezveren Dede, Ciğer Dede, Soğan Dede, Hasan Baba, Ali Baba, Mızraklı Dede, Ruh Baba, Sel Sultan, Nur Sultan, Yusuf Dede, Beliren Dede, İzmirli Efendi, Zekeriya Efendi, Hafız Amca, Natırzade Efendi, Emir Sultan Mükerremeddin, Ahmed Eğribozî Efendi Hazretleri, Bekir Sıdkı Visali Efendi Hazretleri, İzmirli Osman Nuri Efendi Hazretleri.