• DOLAR 32.503
  • EURO 34.834
  • ALTIN 2442.2
  • ...
`Çıktığımız Yoldan Asla Geri Dönmeyeceğiz`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
AĞRI- Mustazaflar ile Dayanışma Derneği`nin (Mustazaf-Der) kapatılmasına Türkiye`nin her yerinden tepkiler gelmeye devam ediyor. Mustazaf-Der`in kapatılmasına bir tepki de, bugün yüzlerce kişinin katılımıyla Ağrı`da düzenlenen kitlesel basın açıklamasıyla gösterildi. Peygamber Sevdalıları Platformunun Ağrı Belediye İş Merkezi önünde düzenlediği ve vatandaşların sık sık tekbirler getirdiği basın açıklamasına konuşmacı olarak kapatılan Mustazaf-Der Van Şubesi Başkanı Av. M. Mehdi Oğuz katıldı. Basın açıklamasını ise kapatılan Mustazaf-Der Ağrı Şubesi Başkanı Şaban Gökhan okudu.
 
Mustazaf-Der`in Manevi Şahsiyeti Katledilmiştir
Mustazaf-Der`in manevi şahsiyetinin katledildiğini söyleyen M. Mehdi Oğuz, "Gönüllerimizde büyüttüğümüz, müminlerin duasıyla büyüttüğümüz, birçok hayır hizmetinde yer alan halkımızın bağrından çıkan ve halkımızın inanç değerlerini temsil eden, Peygamber sevdasını dalga dalga ülkenin her yerine yayan derneğimiz gözümüzün nuru, emeğimiz Mustazaf-Der kapatıldı. Bir anlamda Mustazaf-Der`i Allah yolunda feda ettik, şehid oldu. Allah yolunda yapılan fedakârlıklar asla kaybolmaz. Mustazaf-Der`in manevi şahsiyeti katledilmiştir. Dolayısıyla bizim nazarımızda şehittir." dedi.
 
Kurulduğu günden bu yana hayırlı hizmetlerde bulunmuş, halkın hizmetinde olan ve halka hizmeti hakka hizmet olarak bilen bir STK`nın kapatılmasının hukuk skandalı ve cinayet olduğunu belirten Oğuz, " Bu asla kabul edilemez. Biz şuna inanıyoruz, Mustazaf-Der`in yaydığı bereket, oluşturduğu sevda devam edecektir ve eskisinde daha gür bir şekilde yolunda devam edecektir Allah`ın izni ile. Çünkü şehitler şehid oldukları bölgelere rahmet ve merhamet saçıyorlar." ifadelerini kullandı.
 
Üstadın İlkelerini Kendimize Mihenk Taşı Olarak Belirledik
"Bizler Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin bundan yıllar önce yaptığı tespitleri kendimize ilke edindik." diyen Oğuz Konuşmasını şöyle sürdürdü; Üstad`ın tespitine göre İslam coğrafyasının ezilmesinin, geri kalmasının sebebinin fakirlik, cehalet ve ihtilaflar olduğunu vurgulamıştı. Bunlarla mücadele edilmesini belirtiyor Üstadımız. Bizlerde Mustazaf-Der olarak bu yola koyulduğumuzda bu tespitleri, ilkeleri kendimize mihenk taşı olarak belirledik. Fakirlikle mücadele etmeyi temel prensibimiz haline getirdik.
Mustazaf-Der`in bu hedefler doğrultusunda 8 yıl içerisinde yüzbinlerce aileye rahmet eli olduğunu, kimsesizlerin, yetimlerin ve dulların umudu olduğunu belirten Oğuz, "Cehaletle mücadelede yüzbinlerce çocuk, genç ve yaşlımızı maddi ve manevi eğitimden geçirdik. Okumak isteyipte imkânı olmayan birçoğu gencimizin eğitiminde destekçileri olduk. Cehaletin sadece okuma yazma bilmemek olduğunu ortaya koyduk. Asıl cehaletin kendini tanımamak, Rabbini tanımamak olduğunu ve Rabbine yönelmemesini özellikle ortaya koyduk. Toplumun manevi değerler üzerine ihyası için yeniden inşası için manevi bir atılım hareketi başlattık. Mustazaf-Der bölgede çözülemeyen kan davalarını çözdü, ihtilafları çözdü. Kardeşliğin, barışın mücadelesi için çalıştı. Ancak yapılan bu hayır işleri onların işlerine gelmedi. Onların yaşam tarzına uymadı." şeklinde konuştu.
 
Bu Yoldan Geri Dönmeyeceğiz
Av. M. Mehdi Oğuz`un konuşmasının ardından basın açıklamasını okuyan kapatılan Mustazaf-Der Ağrı Şubesi Başkanı Şaban Gökhan, "2006 yılında mazlum ve mustazaf halkımıza hizmet şiarı ile Ağrı`da açılan Mustazaf-Der Şubemiz kapatılmıştır. Mustazaf-Der`i kapatanları nefretle kınıyoruz. Kurulduğu günden beri hak için halkına hizmet eden derneğimizin kapatılması bizleri derinden üzmektedir. Fakat derneğimizi kapatanlar bilsinler ki biz asla çıktığımız bu yoldan geri dönmeyeceğiz." dedi.
 
"Tarih boyunca hak dava ile savaşan zalimler olmuştur. Ama bu zalimlerin akıbetleri hep hüsran olmuştur." diyen Gökhan, Bizler hiçbir zaman, zalimlerden adalet ve merhamet beklemedik. Beklemiyoruz da. Sadece tarafsız olmalarını istedik. Diğer STK`lara hukukun, yasaların tanıdığı hakların ve özgürlüklerin aynısının bizlere de tanınmasını istedik. Tarafsız olmayı dahi beceremediler. Bu kararın altında imzası olan kişi ve kurumlar şunu çok iyi bilsinler ki, asla arzuladıkları sonuca ulaşamayacaklardır. Bizler bu görevi Rabbimizden almışız ve bunu terk etmeye de niyetimiz yoktur. Derneklerimizin kapatılması ile hayırlı hizmetlerin önüne geçeceklerini zannedenler hüsrana uğrayacaklardır." ifadelerini kullandı.
 
Şeytanın Askerlerine Karşı Allah`ın Askerleri Olduk.
"Bizler bu yola çıkarken kendimize üç prensibi ilke edindik ve aynı zamanda bu tespitler Üstad Bediüzzaman Said Nursi`nin tespitleri olan; fakirlikle, cehaletle ve ihtilaflarla mücadeleyi kendimize misyon olarak seçtik" diyen Gökhan, " Bu çerçevede tespit ettiğimiz mağdur ve muhtaçlara, dul ve yetimlere yardımcı olduk, maddi olarak ihtiyaçlarını karşıladık. Çocuk, genç ve yaşlılarımızı maddi ve manevi eğitimden geçirdik, bilgi ve bilinç düzeylerini yükselttik. Kavgalıları, hasımları, kan davalılarını barıştırdık. Her türlü ihtilaflarını çözerek halkımızın ittifakını sağladık ve toplumsal barışa hizmet ettik. İnancın önündeki engellerin kaldırılması için bütün imkânlarımızı seferber ettik. Bu memleketin sokaklarını Muhammed-i sevdayla inlettik. Allah`ın ismi en yüce olsun diye şeytanın askerlerine karşı Allah`ın askerleri olduk. Bunları yaparken sadece Rabbimizin rızasını kazanmayı arzuladık. Birilerinin çarkına hizmet olsun diye bu hizmetleri yapmadık." dedi.
 
"Derneğimizin Kapatılma Sebebi Olan Suçlarımız(!)"
 Gökhan, 6 yıldır memlekete hizmet eden derneklerinin kapatılmasına sebep olan suçları(!) sıralayarak konuşmasını şöyle sürdürdü;
-6 yılda yüzlerce aileye gıda ve giyim yardımı etmemiz.
-Ramazan aylarında fakirlere iftar yemeği vermemiz.
-Kurban bayramlarında Kurban etlerini fakirlerimize ulaştırmamız.
-Muharrem aylarında halkımıza aşure ikram etmemiz.
-Her hafta derneğimizde insani ve İslami sohbetler etmemiz.
-Her yıl on binlerce kişinin katılımıyla kutlu doğum programları düzenlememiz.
-Huzur evlerine terk edilen yaşlıları ziyaret etmemiz.
-Hastanede yatan hastaları her ay ziyaret etmemiz.
-Katil israil`in Gazze`ye saldırısını kınayan programlar düzenlememiz. Yine Filistin`e destek için yardım kampanyası düzenlememiz.
-Başörtüsünün önündeki engellerin kaldırılması için imza kampanyası düzenlememiz.
-47 arkadaşı ile darağacında asılan Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin ortaya çıkarılması ve itibarlarının iadesi için imza kampanyası düzenlememiz.
-Kutlu doğum programı için halkımıza binlerce kitap ve CD`ler dağıtmamız.
-Kerbela da şehit edilen Hz. Hüseyin`i yâd etmemiz.
-Dünya Müslüman kadınlar günü vesile ile etkinlikler düzenlememiz.
Yukarıda saydığımız hizmetleri önce Allah`ın yardımı sonrada siz halkımızın destekleri ile gerçekleştirdik. Hizmet ederken kimseyi kayırmadık. Fikri ne olursa olsun muhtaç olan ailelere yardım etmeyi insani ve İslami bir görev bildik. Ne yazık ki bu yaptığımız faaliyetler tehlikeli addedilip derneğimiz kapatıldı. Derneğimizi kapatanlar şunu bilsinler ki eğer bu yaptığımız hizmetler suç ise biz bu suçu işlemeye devam edeceğiz. Derneğimizin kapısına kilit vurabilirsiniz ama ayaklarımıza, ellerimize, dillerimize ve kalbimize kilit vuramazsınız. Biz bu hizmet aşkını son nefesimize kadar devam ettireceğiz.
 
Muhammed-i Sevdayı Haykırmaya Devam Edeceğiz.
"Müslüman halkımız şunu bilsin ki sizlere olan hizmet aşkımızın önüne hiç kimse geçemeyecektir. Derneğimiz kapatılsa da bizlere iftiralar atılsa da bizleri darağacına götürseler de yine de Allah`ın bize yüklediği emaneti layıkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz" diyen Gökhan konuşmasına şöyle devam etti;
" İnsani ve İslami sorumluluklarımız neyi gerektiriyorsa onu yerine getirmeye devam edeceğiz. Bizim safımız bellidir. Biz Allah`ın ve onun dostlarının tarafını tutmaya devam edeceğiz. Yine Muhammedi sevdayı haykırmaya devam edeceğiz. Yine mazlum ve Mustazafların yardımına koşmaya devam edeceğiz. Ve yine onların hile ve tuzaklarını Allah`ın izni ve siz halkımızın desteği ile bozacağız.
 
Burada tüm duyarlı ve insaflı kesimlere sesleniyoruz! Derneğimizin terör yuvası olarak gösterilmesi büyük bir vebaldir. Bu tür iftiralarla camiamızı karalayanlar ve bu iftiralara inanıp zalimlerin söylemlerini dillendirenler bu vebale ortaktırlar. Camiamızın bütün faaliyetleri göz önündedir. Yaptığımız hizmetlerde Allah`ın rızasını kazanmak istiyoruz. Bizim gayemiz Allah`ın razı olacağı bir neslin yetiştirilmesidir. Bu hizmetlerimiz neye mal olursa olsun asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Bu bilinmesine rağmen bize düşmanlık edenler şunu bilsinler ki: Onların düşmanlığını asla affetmeyeceğiz."
 
Sizlerden Merhamet Beklemiyoruz, Sadece Dürüst Olun ve Adaletsizlik Yapmayın!
Yetkililere seslenen Gökhan, "Bir taraftan normalleşmekten bahsedeceksiniz, diğer taraftan bizlere kan kusturulmasına göz yumacaksınız. Bu davranışlarınız tamamen samimiyetsizliğinizin bir göstergesidir. Sizlerden merhamet beklemiyoruz. Sadece dürüst olun. Adaletsizlik yapmayın. Sizlerde biliyorsunuz ki yaptığımız faaliyetlerin hiç biri suç değildir. Zaten telefonlarımızı dinliyorsunuz evimizi, işyerimizi ve derneklerimizi her gün takip altında tutuyorsunuz. Eğer bir suçumuz olsa inanın ki görevlileriniz bizleri cezalandırmak için can atıyorlar. Ama yok. Çünkü biz Allahtan korktuğumuz için yaptığımız bütün işlerimizde onun rızasını arıyoruz. .Sizlerden de kararlarınızdan asla korkmadık ve korkmayacağız.Siz bizi suça bulaştırmak istiyorsunuz halkımızla aramıza nifak tohumları koymak istiyorsunuz. Ama başaramayacaksınız." dedi
 
"Tüm yalanlara, iftiralara, hile, tuzak ve komplolara, provokasyonlara rağmen derneğimiz kuruluş amacına uygun olarak görevini layıkıyla yerine getirmiştir. Hakkın rızası için halka hizmet etmekten geri durmamıştır" ifadelerini kullanan Gökhan, "Alnımızın açık, yüzümüzün ak olduğu halkımızın malumudur. Her ne kadar derin yapılar, hizmetlerimizi tehlikeli addedip, derneğimizi kapatsa da halkımız, çalışmalarımızı takdir etmiş, derneğimizi bağrına basmış ve etrafında kenetlenmiştir. Camiamıza düşmanlık yapanların hevesleri her zaman kursaklarında kaldı. Amaçlarına ulaşamadılar, hiçbir zaman ulaşamayacaklar da. Bizlerde İskilipli Atıf Hoca gibi onlara şunu diyoruz ki "Zalim ve katillerle elbette mahşer gününde hesaplaşacağız" şeklinde konuştu. (M.Emin Mağlay - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir