Bir İleri Üç Geri Demokrasisi
Yazmayayım yazmayayım diyorum ama dayanılası değil ki.
Yazmayayım yazmayayım diyorum ama dayanılası değil ki. Namaz kılıp sakal bıraktı diye kendini İslamcı zan eden ama özünde emperyalizm ve kemalizme sağcılık zincirleriyle sıkı sıkıya bağlı “sağcı” medyanın “koltuğu genişlerine” lafım çok-ta, vaktim yok.
Türkiye’de kamuoyunun en temel yanılgılarından biri ne biliyor musunuz?
“İslami medya” zehabına fazlasıyla inanmış olmak.
Türkiye’de solcu medya vardır, Atatürkçü medya vardır, Sosyalist-maoist medya vardır, Kürt faşizmi hızıyla muhbircilik yapan medya vardır, ihaleci medya vardır hatta ve hatta hayvan sever medya dahi vardır ama “İslamcı medya” yoktur, birkaç istisna hariç tabi. İslamcı zan edilen medya ise özbeöz, tıpkısının aynısı “sağcı medya”dır.
Ve sağcı medya “yeşil kuşak” döşeğinde peyda olmuş, emperyalistlere diyet borcu olan medyadır. Dikkat ederseniz tam da bu yüzden sözde bu İslami medyanın dili mazlumların diliyle, müminlerin diliyle uyuşmuyor.
Bunların elleri dindarların cebinde, kalemleri “yeşil kuşak” sahiplerinin emrindedir.
Niye mi “hatırlattım” bunları? Cevabı aşağıdaki şıklardan hangisinde ise siz bulun artık biz-zahmet…
Benim bildiğim kadarıyla “ileri demokrasi”lerin hiçbirinde kızının eğitim hakkını savunan bir anneye “2 yıl 10 ay” hapis cezası verilmiş değil.
İleri demokrasilerin hiçbirinde de din görevlileri er ya da erbaş değildir, subaylardan emir almazlar.
Demokratik Kongo Cumhuriyetinde bile din adamlarının askerlerin emir eri olmadığını bilirim. Zimbabwe veya Kuzey Kore’ de de durum bundan farklı değil, tabi “Rahatım Bozulmasın Cumhuriyeti” hariç.
İşte bu medya nevrozlara, hıdrellezlere, poşululara, üryanlara, denizlere ve de cümle dennis ve densizlere gösterdiği ilginin ve teveccühün binde birini bile bu ülkenin Sivas’ın ötesindeki mazlum dindarlarına göstermez. Bırakın Sivas’ın doğusunu, bunlar burunlarının dibinde ki Kazlıçeşme’ de toplanan yüz binleri dahi göremez.
Görür ama göremez!
Çünkü bunlar göbekten bile değil maalesef, tâ yürekten başka yerlere bağlılar…
İşte bunlardır konformizmin, rahatizmin, emperyalizmin ve kapitalizmin ve cümle konjonktürizmin denizinde Firavunlarla dirsek dirseğe boğulacak olanlar.
Ama müjdeler olsun ki Peygamber Sevdalılarının diyecek bir sözleri var bu cenaha:
“Sizi rahatsız etmeye geldik ey koltuğu genişler, ey Rahatım Bozulmasında Kime Ne Olursa Olsun Bana Ne Bundan Cumhuriyetinin vatandaşları…”
Ez-cümle sonsöz niyetine:
“Pasif iyiler, aktif kötülerin yardımcılarıdır…”
Hidayet Yılmaz / Söz ve Kalem Dergisi yazarlarından