Divan-ı İlahi`de Durmak
"Namaz" Fars dilinden Türkçe`ye geçmiş bir kelime, duâ ve ibâdet anlamına gelir. Namazın Arapça karşılığı olan "salât" kelimesinin de iki anlamı var: Biri yine duâ, diğeri ise &`;ateşe vurmak”.
H.Kamil Yılmaz
Namaz duâdır. Namaz kılan, bütün organlarıyla Allah’a duâ ederken âzâları âdetâ dil kesilir. Kul, bütün âzâlarının katıldığı bir lisan ile gönülden duâ edince duâsına icâbet edilmesi bir vaad-i ilâhîdir. Nitekim Allah Teâlâ “ Bana duâ edin ki size icâbet edeyim.” (Gafir, 40/60) buyurmaktadır. Bu âyet-i kerimede mutlak bir duâ emri var. Mutlak emir, gönülden duânın, şartsız kabûlüne delildir. Kime duâ ettiğinin şuûrunda olan bir kul, duâ edince perdeler açılır ve dileği yerine getirilmek üzere “Divân-ı İlâhî” ye iletilir.
Namaz duâdır. Namaz kılan, bütün organlarıyla Allah’a duâ ederken âzâları âdetâ dil kesilir. Kul, bütün âzâlarının katıldığı bir lisan ile gönülden duâ edince duâsına icâbet edilmesi bir vaad-i ilâhîdir. Nitekim Allah Teâlâ “ Bana duâ edin ki size icâbet edeyim.” (Gafir, 40/60) buyurmaktadır. Bu âyet-i kerimede mutlak bir duâ emri var. Mutlak emir, gönülden duânın, şartsız kabûlüne delildir. Kime duâ ettiğinin şuûrunda olan bir kul, duâ edince perdeler açılır ve dileği yerine getirilmek üzere “Divân-ı İlâhî” ye iletilir.
Namaz ateşe vurmaktır. Nasıl eğri ağaçtan baston ve asâ gibi şeyler yapıldığında ateşe vurulup ısıtılarak düzeltilirse, insanın nefs-i emmâreden kaynaklanan eğrilikleri namaz sâyesinde zâhir olan azamet-i ilâhiyye nûrlarıyla ısıtılıp düzeltilir. Namaz, Hakk’ın dîvânına tam bir yöneliştir. Nitekim Allah Teâlâ Kur’an’da inâbeyi namazdan önce emretmektedir. “Hepiniz ona yönelerek (inâbe ederek) O’na karşı gelmekten sakının, namaz kılın!” (Rûm, 30/31)
Bu âyetin rûhuna göre, önce tam anlamıyla Allah’ın divânına yönelmeli, sonra kalbini mâsivâdan temizleyerek Allah’dan sakınmalı ve nihâyet imân ve İslâm’a açılmış bir sadr ve in’âma susamış kalb ile namaz kılmalıdır.