Allah Resulünü (sav) Sevmek
&`;De ki, &`;Eğer Allah`ı seviyorsanız, Bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin…” (Al-i İmran, 31)
Said Yahya
Hasan-ı Basri’nin rivayetine göre bir takım insanlar (ki bunlar Ka’b ibn Eşref ve arkadaşlarıdır) Peygamber Efendimiz (sav)’e gelerek, “Biz Rabbimizi çok seviyoruz” demeleri üzerine bu ayet nazil olmuştur. Burada Allah’ı sevme iddiasında bulunan bazı Yahudilerin eğer gerçekten Allah’ı seviyorlarsa O’nun son resulü olan Hz. Peygamber (sav)’e tabi olmaları gerektiğini açıkça belirtmektedir.
Hasan-ı Basri’nin rivayetine göre bir takım insanlar (ki bunlar Ka’b ibn Eşref ve arkadaşlarıdır) Peygamber Efendimiz (sav)’e gelerek, “Biz Rabbimizi çok seviyoruz” demeleri üzerine bu ayet nazil olmuştur. Burada Allah’ı sevme iddiasında bulunan bazı Yahudilerin eğer gerçekten Allah’ı seviyorlarsa O’nun son resulü olan Hz. Peygamber (sav)’e tabi olmaları gerektiğini açıkça belirtmektedir.
Allah Teâlâ’nın sevmesi; müminleri mağfiret etme, rahmet etme ve ikramda bulunmadır. Müminlerin Allah Teâlâ’yı sevmesi ise O’nun emirlerine uyması, O’na boyun eğmesi ve hoşnut olacağı bir şekilde O’na ibadet etmesidir.
Allah Teâlâ’yı sevmek O’na yaklaştıracak davranışlarda bulunmayı gerektirir. O’na yaklaştıran davranışlara ibadet denir. Bu yüzden âlimler tarafından Allah Teâlâ sevgisi, ibadet isteği olarak yorumlanmış ve bu ibadet şeklinin Peygamber Efendimiz (sav)’in sünneti seniyyesi olarak açıklanmıştır.
Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Benim sünnetimi ihya eden beni sevmiş olur, beni sevenler de kıyamet günü cennette benimle birlikte olurlar.” Başka bir hadis-i şerifte ise “Ümmetinim fesadı zamanında benim sünnetime sarılanlar yüz şehidin ecrini kazanır” buyurmuştur. Onun sünnetine uymayanlar Ondan yüz çevirmiş ve cennet yolunu kaybetmişlerdir. Bir yol vardır, o da Onun açtığı nurani yol olan ve geride bize bıraktığı sünnet-i seniyyesidir.
Allah Teâlâ’ya ulaşmanın yolu Peygamber Efendimiz (sav)’in yoludur. Sünnete uymaksızın işlenen amellerde ecir beklemek beyhudedir. O’nun sünnetini yozlaştıranlar O’nun şefaatinden mahrum kalır.
Fudayl (rehimehullahu) der ki: “Sana, Allah Teâlâ’yı seviyor musun, diye sordukları zaman sus, cevap verme. Çünkü eğer hayır, diyecek olsan imandan çıkarsın. Buna karşılık, evet, diyecek olsan ve Allah Teâlâ’yı sevenlere yakışmayacak tavsifde bulunsan Allah Teâlâ’nın gazabından kork.”
Süfyan-ı Sevri (rehimehullahu) der ki: “Allah Teâlâ’yı sevenleri seven kimse, aslında Allah Teâlâ’yı seviyor demektir. Allah Teâlâ’ya ikram eden kimselere ikram eden kimse, aslında Allah Teâlâ’ya ikram ediyor demektir.”
Allah Teâlâ’yı sevmenin alameti Kur’an-ı Kerim’i sevmek, Peygamber Efendimiz (sav)’i sevmenin alameti ise sünnet-i seniyyesine tabi olmaktır.
Bişr-i Hafi (rehimehullahu) diyor ki, “Bir gece Peygamber’imizi (sav) rüyamda gördüm, bana dedi ki. “Ey Bişr! Allah Teâlâ senin dereceni arkadaşların arasında neden yüksek kıldı, biliyor musun? ‘Hayır, ya Rasulallah’ diye cevap verdim. Bunun üzerine Peygamberimiz: ‘Salihlere hizmet ettiğin için, mümin kardeşlerine nasihat ettiğin için, dostlarını ve yolumdan ayrılmayanları sevdiğin için ve yolumdan gittiğin için’ diye cevap verdi.”
Rabia-i Adeviyye’nin (rahimehellah) şu beyitleri bu konuyu ne güzel izah eder:
Allah’a isyan ediyorsun, oysa O’nu sever görünüyorsun.
Hayatım hakkı için bu durum, mantık prensiplerini alt-üst eder.
Eğer sevgin doğru olsaydı, O’nun emirlerine uyardın.
Çünkü aşık, sevgilisinin sözünden çıkmaz. Sevginin alâmeti, sevgilinin arzusuna, uymak ve onunla ters düşmekten sakınmaktır.
İbnu Abbas (r.anhuma) anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Nimetleriyle sizi beslediği için Allah’ı sevin. Beni de Allah sevgisi için sevin. Ehl-i Beytimi de benim sevgim için sevin.”
Allah Teâlâ’yı seven O’nun sevdiklerini hasseten “Habibim” dediği şahsı sever. Onu (sav) seven Onun sevdiklerini sever, Onun ashabını ve Ehl-i Beytini sever.
Hazreti Enes (ra) bildiriyor; Hazreti Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur: “Sizden biri, beni, babasından, evladından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş sayılmaz”
Ebu’d-Derdâ (ra) anlatıyor: “Hazreti Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Hazreti Dâvud (aleyhisselâm)’un duaları arasında şu da vardır: “Allah’ım! Senden sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine beni ulaştıracak ameli taleb ediyorum. Allah’ım! Senin sevgini nefsimden, âilemden, malımdan, soğuk sudan daha sevgili kıl.”