Pakistan`da Keşmir şehitleri anılıyor
1989`da ilan edilen 5 Şubat "Keşmir Dayanışma Günü"nde her yıl, Pakistan`la Hindistan arasında 1947 yılından bu yana çözülemeyen Keşmir meselesinde hayatını kaybedenler anılıyor.
Pakistan'da düzenlenen "Keşmir Dayanışma Günü"yle, Hindistan ile 72 yıldır çözülemeyen Keşmir meselesinde hayatını kaybedenler anılıyor, bölge halkının kendi kaderini tayin etme hakkı destekleniyor.
İngiltere'nin 1947 yılında Hindistan ve Pakistan'dan çekilirken, prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i iki ülkeden biriyle birleşmesi konusunda serbest bırakmasıyla başlayan soruna 72'nci yılında hala çözüm bulunamadı.
Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan'la birleşmeye karar verdi. Karara Müslüman Keşmir halkı ise karşı çıktı.
Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar ilk kez 1947 yılında savaştı. İki ülke arasında aynı nedenle 1965 ve 1999'da da savaş çıktı.
Pakistan, Hindistan'ın Keşmir halkının iradesini yok sayarak Cammu Keşmir'i işgal ettiğini savunuyor.
Hindistan ise Cammu Keşmir'in kendi toprağı olduğunu öne sürerken, Pakistan'ı da bölgedeki ayrılıkçılara destek vermekle suçluyor.
BM halk oylamasını öngörüyor, Hindistan karşı çıkıyor
Dağlık bir bölge olan Keşmir'in yüzde 45'e denk gelen orta kısımları Hindistan'ın, yüzde 35'e denk gelen kuzey ve batı kısımları Pakistan'ın kontrolünde bulunuyor.
Hindistan ele geçirdiği bölgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adı altında kendine bağladı. Cammu Keşmir, halen Hindistan'da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda.
Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir'e "Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)" ve "Gilgit Baltistan" olarak 2 özerk bölge statüsü verdi.
Bölgenin yüzde 20'lik doğu kesimine ise Çin hakim konumda. Çin'in 1960'ta idaresi altına giren bölgeye "Aksai Çin" deniliyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngörüyor.
BM, 1948'de Keşmir'in Pakistan'a mı yoksa Hindistan'a mı bağlanacağına bölge halkının karar vereceğine hükmetmişti ancak bu karar uygulanamamıştı.
Hindistan, çoğunluğun Müslüman olduğu bölgede, halkın olası bir halk oylamasında Hindistan'dan ayrılma yönünde oy kullanacağından endişe duyduğu için bu fikre sıcak bakmıyor.
Pakistan ise 1948'deki BM kararının uygulanmasını ve Keşmir'in hangi ülkeye bağlanacağının referandumla belirlenmesini istiyor.
Çatışmalarda 100 bin kişi öldü, yüz binlercesi yerinden edildi
Cammu Keşmir'de bağımsızlığı ya da Pakistan'a katılmayı, bunun için referanduma gidilmesini isteyen pek çok siyasal ve silahlı hareket bulunuyor.
Bölgedeki direnişçi gruplar, 1989'dan bu yana bağımsız olmak ya da Pakistan'a bağlanmak için eylemler yapıyor.
Yaklaşık 14 milyonluk nüfusu bulunan Cammu Keşmir'de Hindistan, 700 bin civarında asker bulunduruyor ve bu şekilde bölge halkını kontrol altında tutmaya çalışıyor.
Direnişçi gruplar ve Hint askerleri arasında yaşanan çatışmalarda direnişçiler ve siviller hayatını kaybediyor, yaralananlar oluyor.
Bölgedeki eylem ve çatışmalarda şimdiye kadar direnişçi ve sivillerden oluşan yaklaşık 100 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor.
Cammu Keşmir'de devam eden çatışmalar nedeniyle yüz binlerce insanın da yerinden edildiği ve Hindistan'ın diğer bölgelerine gitmek zorunda kaldığı belirtiliyor.
"Keşmir Dayanışma Günü"
Pakistan'da 1989'dan bu yana her yıl 5 Şubat'ta, 72 yıldır çözüme kavuşturulamayan Keşmir sorununa dünya kamuoyunun dikkatini çekmek için "Keşmir Dayanışma Günü" düzenleniyor.
"Keşmir Dayanışma Günü"yle, Cammu Keşmir'de Hint yönetimi altında bulunan Keşmir halkıyla dayanışma gösterilmesi, kendi kaderlerini tayin etme hakkı için verdikleri mücadelenin desteklenmesi ve bölgedeki çatışmalarda hayatını kaybeden direnişçi ve sivillerin anılması hedefleniyor.
Türkiye ise konuya ilişkin BMGK'nin ilgili kararlarıyla uyumlu tutum sergiliyor.
BM kararları uyarınca Cammu Keşmir'de halkın kendi kaderini tayin hakkına sahip olması gerektiğini değerlendirilen Türkiye, sorunun diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini belirtiyor.