• DOLAR 34.377
  • EURO 36.822
  • ALTIN 2969.11
  • ...
Faiz sömürüdür  Karz-ı Hasen üretim
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MEHMET TAHİR ÖZSOY / DOĞRUHABER

Sabahattin Zaim Üniversitesi öğretim görevlisi Mısır`lı iktisatçı Dr. Muhammed Devvabe gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Faizin büyük bir sömürü aracına dönüştüğü bir ortamda Karz-ı Hasen (güzel borç) kurumuna işlerlik kazandırılmasının önemli olduğunu söyledi. Devvabe, gazetemize verdiği röportajda ayrıca başka ekonomik meseleleri de değerlendirdi.

“KARZ-I HASEN KREDİDEN FARKLI”

“Karz-ı hasen çok önemli bir konu” diyen Devvabe, “Tabi mevcut İslami bankacılık ya da finans kuruluşları, kâr kuruluşlarıdır. Bunlar Karz-ı Hasen vermiyor. Kâr sistemiyle çalışıyorlar. Ama bunun için bazı fonların oluşturulması gerekiyor. Mesela zekâttan bazı fonların ayrılması mümkündür. Ayrıca İslami bankaların, vakıfların elindeki paraların belli bir oranını Karz-ı Hasen fonuna aktarabilmeleri gerekir. Yani bütün herkes ya da bireysel anlamda katkı sağlamak isteyenlerin vereceği paralarla bir fon oluşturularak, buna bir işlerlik kazandırılabilir. Bu çok önemli bir konu ve krediden farklıdır. Ben bunun bir örneğini bazı İslam ülkelerinde, mesela İran`da gördüm. Buna benzer bazı fonlar oluşturulmuş. Bunun yaygınlaştırılması mümkündür. Ve son derece faydalıdır.” dedi.

“ULUSLARARASI SİSTEM İSLAM EKONOMİSİNİ DIŞLIYOR”

İslam ekonomisinin gelişmeme nedenlerine değinen Devvabe, “İslam ekonomisinin gelişmemesinin sebepleri var. Bunun eğitimle ilgili boyutu var. Devletlerin, hükümetlerin buna gerekli şekilde eğilmemesinin etkisi var. Uluslararası sistemin İslam ekonomisini dışlamasının etkisi var. Eğitim müfredatının bununla ilgisi var. Bu nedenle İslam ekonomisinin gelişmesi için hem hükümetlerin hem eğitim müfredatlarının değişmesine destek vermesi gerekiyor. Eğitim müfredatının değişmesi gerekiyor. Normalde bizim müfredatımızda, eski klasik eserlerimizde, ekonomiyle ilgili konular ticaret hukuku, borçlar veya diğer alanlarda belli oranda yer almıştır. Ancak müstakil bir şekilde bunun ele alınması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“EKONOMİ BİLİMİNİN 200 YILLIK BİR TARİHİ VAR”

Ekonomi biliminin çok eskiye dayanmadığını belirten iktisatçı Dr. Devvabe, “Ekonomi bilimi yeni bir bilimdir, çok eskiye dayanmıyor. 200 yıllık bir tarihi var. Bu bakımdan bunun üzerine hem eğitim anlamında, hem siyasi olarak eğilmek gerekiyor. Ayrıca ekonomi denildiğinde sadece bankacılık akla geliyor. Ama ekonomiyi hayatın her alanındaki faaliyetler olarak kabul etmek lazım. Bakkal da ekonominin bir parçasıdır, esnaf da tacir de. Her şey ekonominin bir parçası durumundadır.” şeklinde konuştu.  

“İSLAMİ BANKACILIK İYİ BİR DENEYİM”

İslami bankacılığın Müslümanlar açısından iyi bir deneyim olduğunu ifade eden Devvabe, “Tabi bunun yanlışları var. Toplum içerisinde bunlara karşı bazı tereddütler var. Ancak İslami bankacılık faydalı bir deneyimdir. En azından aleni bir şekilde faizle iş yapmamaktadır. Hani ben şu örneği veriyorum; bir camiye gittiğimizde hocanın abdestli olup olmadığını sormuyoruz. Biz namazı kılarız, abdestli olup olmaması kendisini bağlar. Bunlar da böyle. Sonuçta zahiri anlamda İslami kurallara uyuyorlar. Belli bir işleyişleri var. Tabi bunların sıkıntıları da var. Çünkü uluslararası sistemin bir parçasıdırlar. Ve ana sistem faize dayalı olduğu için bunların da yaptıkları bazı yanlış ve hatalar var. Ama bunların güçlendirilmesi gerekiyor. Bunun için hükümetlerin destek vermesi gerekiyor. Ayrıca biz Müslümanların da bunları diğer bankalarla aynı tutarak hataya düşmememiz gerekiyor. Herkesin kendi açısından İslami bankacılığı desteklemesi gerekiyor ki bir alternatif ortaya çıksın.” dedi.

“ZEKÂT BİR ÜRETİM ALANIDIR”

Müslümanların zekât verecek duruma gelmek için daha çok çaba sarf etmeleri gerektiğini belirten Dr. Devvabe, “Ben zekâtı bir üretim alanı olarak görüyorum. Müslümanlar zekâtı sürekli İslam toplumunun bir ihtiyacı gibi görüyorlar. Evet, tabi ki. Ama zekât vermek asıldır, zekât almak değil. Müslümanların zekât verecek duruma gelmeleri gerekiyor. Bu konuda üretim artmalı. Yani sürekli insanların gözü zekât almada olmamalı. Zekât verecek duruma gelmek için çaba gösterilmeli. Allah (c.c.) ayette buyuruyor; “Allah yolunda infak edenlerin durumu her başağında 100 tanenin bulunduğu yedi adet başak çıkaran bir tohum tanesi gibidir.”* Böylece anlaşılıyor ki zekât üretime katkı sağlar, arttırır. Ayrıca Allah`u Teâla Mü'minûn suresinde; “Onlar zekât vermek için çalışırlar.”** buyuruyor. Yani zekât almaktan ziyade, vermek için çalışırlar. Demek ki Müslümanların zekâtı bir üretim aracı olarak görmeleri gerekiyor. Herkes bunun idrakinde olmalı. Çünkü veren el, alan elden üstündür.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE`DEKİ TECRÜBEYİ BAŞARILI BULUYORUM”

Türkiye ekonomisi ile ilgili de görüş belirten iktisatçı Dr. Devvabe, şunları kaydetti: “Türkiye önemli bir deneyim. Sünnetullah`ın bir gereği olarak tedric şart. Her şey bir anda olmuyor. Adalet duygusu önemli. İnsanlar özgürlüğü ister. Adaleti ister. Onurlu yaşamayı ister. Bütün bunların gerçekleşmesi gerekir. Bugün İslam aleminde ekonomi belki her olayın önüne geçmiş durumdadır. Çünkü merhum Necmettin Erbakan`ın deyimiyle iktisat bilimi müellefe-i kulub gibidir. Yani insanların kalplerini İslam`a ısındırma aracıdır. O bakımdan Türkiye`deki tecrübeyi değerli buluyorum. Ve başarılı da buluyorum. Elbette sıkıntılar var. Ama bunların tedricen aşılabileceğine inanıyorum. Müslümanların üretim ve adalet konusunda daima ileriye gitmesi gerekiyor.”

“İSLAM ALEMİ DOLARA ALTERNATİF GELİŞTİRMELİ”

Müslümanların kendi aralarındaki işbirliği, üretim ve ekonomik anlamda güçlenmesiyle doların etkisinin kırılacağını vurgulayan iktisatçı Dr. Devvabe, şöyle konuştu: “Ben doların hala çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Dolar bir birim olarak, fiyat olarak vardır, bir de tedavülde bulunan bir para olarak vardır. Mesela biz bir petrolden bahsederken dolar üzerinden fiyatlandırıyoruz. Yani biz doları kullanmasak da birim olarak gücünü hala koruduğu için buna alternatif geliştirmek gerekli. Bunun için İslam aleminin kendi aralarında ikili ilişkilerde ya da ortak ilişkilerde, bu konuda hem ekonomik, hem siyasi, hem askeri bir güç kazanarak, ancak dolara alternatif geliştirebilmek mümkündür. Yoksa ben kısa vadede dolara alternatif geliştirilebileceğini beklemiyorum. Bunun tedricen aşama aşama olması gerekir. Bir anda bu iş olmaz. Zordur ama mümkündür. Bu, Müslümanların kendi aralarındaki işbirliğine, üretime, ekonomik olarak güçlenmeye bakar. Eğer bunlar gerçekleşirse dolara alternatif mümkündür. Dediğimiz gibi önce bu birim meselesinin halledilmesi gerekir. Yani biz bir varil petrolü neyle ifade edeceğiz. Şimdi dolarla ifade ediyoruz, bu neyle ifade edilebilir. Önce o birimin belirlenmesi gerekir. Bütün bunlar birbirleriyle bağlantılı meseleler. Zamanla gerçekleşebileceğini düşünüyorum.”

DR. MUHAMMED DEVVABE KİMDİR?

Mısır`lı İktisat Doktoru Dr. Muhammed Devvabe Sabahattin Zaim Üniversitesi`nde öğretim görevlisi olarak İslam ekonomisi üzerinde çalışmalar yürütüyor.

Dipnot

*Bakara Suresi 261 Ayet

**Mü`minûn Suresi 4. Ayet

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir