Geri çekilmede geri adım, SURİYE`YE GİREN ÇIKAMIYOR
ABD Başkanı Trump 19 Aralık`ta Suriye`den çekileceklerini açıklamış, yönetime yakın isimler ise ABD güçlerinin 60 ila 100 gün arasında Suriye`yi terk etmeyi planladığını savunmuştu. Ancak zaman geçtikçe farklı açıklamalar geldi. Son olarak Trump, geri çekilme için bir zaman vermediğini belirtti. Konuyu gazetemize değerlendiren Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Abdurrahman Babacan, Trump`ın bu açıklamasının son derece geçici ve taktiksel bir oyalama olduğunu söyledi.
Haber Merkezi
Trump; çekilmeyle ilgili bir zaman dilimi vermedim
Bakanlar Kurulu toplantısında konuşan Trump, ABD askerlerinin Suriye'den "bir süre sonra" çekileceğini ancak "Çekilme için bir zaman dilimi vermediğini" ifade etti.
New York Times Gazetesi de önceki gün Trump`ın, ABD ordusuna Suriye`den çekilme konusunda dört ay daha süre vermeyi kabul ettiğini yazmış ve ani geri çekilme kararı ardından ortaya çıkan bu durumu, “geri adım” olarak değerlendirmişti.
Öte yandan, geçtiğimiz günlerde Trump`la görüşen Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da, Beyaz Saray`ın Suriye`den asker çekmeyi biraz daha ağırdan alma kararı verdiğini açıklamıştı.
ABD Başkanı Trump, ilk olarak 19 Aralık`ta DEAŞ`la savaşın bittiğini duyurmuş ve “eve dönme zamanı” açıklaması yapmıştı.
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Dana White da aynı gün, "Suriye'deki ABD askerinin eve dönüş sürecini başlattık ve operasyonun bir sonraki aşamasına geçiyoruz" demişti.
Süreçle ilgili Reuters'a konuşan ve isminin verilmesini istemeyen ABD'li bir yetkili, ABD askerlerinin 60 ile 100 gün arasında Suriye`yi terk edeceğini söylemişti.
Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Abdurrahman Babacan
“BU TÜR AÇIKLAMALARA İHTİYATLI YAKLAŞIYORUZ”
ABD`nin Suriye`den çıkma konusunda geri adım atmasını gazetemize değerlendiren Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Abdurrahman Babacan, geri çekilme açıklamasının “taktiksel bir oyalama” olduğunu belirtti.
Trump`ın, geri çekileceğine dair ilk açıklamayı yaptığında da buna ihtiyatla yaklaştığını söyleyen Babacan, “ABD`nin, Ortadoğu coğrafyasında son 15 yılda uyguladığı hamlelere bizzat şahit olduğumuz için bu tür açıklamalara ihtiyatlı yaklaşıyoruz.” Diye konuştu.
‘OBAMA DA AYNI VAADİ KULLANMIŞTI`
Obama`nın aynı vaadi, ikinci dönem seçim vaadi olarak kullandığını ve seçimleri kazandığını hatırlatan Babacan, “Ancak daha sonra, sadece Cumhuriyetçilerden değil, kendi kanadı olan Demokratlardan bile ciddi manada tepki almıştı. Suriye`den çekildikten sonra ABD`nin Ortadoğu`da ve Irak işgaliyle başlayan dış politikasında oluşturacağı zafiyeti, Rusya`ya bırakacağı alanı, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak`ta düşünülen PKK merkezli devlet yapılanmasını kime bırakacağı tartışmaları gündeme gelmişti. Bunlar, Suriye meselesinin ilk gündeme geldiği 2011-2012 yıllarında konuşuluyordu. Nihayetinde ABD`nin taktiksel bir oyalamaya müracaat ettiğini gördük. Hatta Obama döneminin analizlerinde, ABD kendi içerisinde hala bunu tartışır. Obama acaba böylesi bir hamleyi yapmasaydı da daha agresif devam etseydi ABD çıkarları açısından ve bölgedeki ABD dizaynı açısından daha mı iyi olurdu, diye düşünenler var.” dedi.
“TRUMP`IN AÇIKLAMASI GEÇİCİ VE TAKTİKSEL BİR OYALAMA”
Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla Cumhuriyetçiler ve Demokratlar başta olmak üzere ABD`nin kendi içerisindeki unsurlar dahi böyle düşündüğüne göre, ABD`nin uzun soluklu bir dış politika projesine sahip olduğunu hesaba kattığımızda Trump`ın bu açıklamasının son derece geçici ve taktiksel bir oyalama olduğu zaten görülecekti. Zaten çok net bir soruydu, bunu herkes sorardı. Biz kendi güvenliğimiz ve hassasiyetlerimiz gereği sormalıyız. Başka ülkeler de sorar. Soru şu: Sen çekildin, peki PYD`den vaz mı geçtin? Bu sorunun cevabını ABD net bir şekilde ifade etmediği müddetçe bu tarz açıklamaların hiçbirinin reel politikada ve sahaya yansımasında gerçekleşmeyeceğini, yapısal olarak gerçekleşmesinin kısa vadede ABD`nin çıkarları ve politikası gereği mümkün olmayacağı görülür. Çünkü ABD oraya ciddi bir yatırım yaptı. Bu kadar yatırım yaptıktan sonra en çok şu yapılır ki onu da zaten uzun zamandır yapmaya çalışıyor, Afrin meselesiyle ilgili ve Cerablus meselesiyle ilgili de bu mesele dile gelmişti: En fazla kendi askerleri değil de ihale verdiği başka bir taşeron sahaya sürer. Böylece iç kamuoyuna, “askerlerimizi koruyoruz, bizim askerlerimiz bundan sonra ölmeyecek, ülkemize asker cenazeleri gelmeyecek” der. Zaten bunu ABD son iki yıldır Suriye`de cephe politikasında icra ediyor. O cephede değişen çok fazla bir durum yok. Bu konuda yaklaşımımızın doğru olduğu kanaatindeyim.”
‘TÜRKİYE DENGE POLİTİKASINI SÜRDÜRECEKTİR`
Türkiye`nin Suriye`deki denge politikasına da değinen Babacan, bu konuda da şöyle konuştu: “Türkiye`nin son dönemlerdeki diplomatik çabaları kayda değer bir gelişme gösterdi. Astana`yı, Soçi`yi, Tahran`ı, yani üçünü birden iyi götürmeye çalışıyor. Beraberinde de daha evvelden başlaması gerektiğini düşündüğüm sahadaki fiili varlığını güçlendirerek masada elinin daha kuvvetli olmasını sağlayacak bir politika izliyor. Burada Trump`ın geri çekilme açıklamasının ardından, Rusya`nın almış olduğu tavır da önemli. Rusya başından beri bu açıklamaya çok kuşkulu yaklaşarak pozisyonunu belirledi. Türkiye de diplomatik açıklamalar yaparak memnuniyet duyduğunu belirtti. Ancak bu açıklamaları bir kenara bırakırsak, işin daha gerisinde Türkiye`nin bu konuda dengeli bir politikaya ve bakışa sahip olduğunu görürüz. Zira özellikle 2011`den 2016`ya geçen 5 yıl içerisinde, NATO bloğu içinde ABD`yle beraber Suriye`de bazı ilkesel şeylerin peşinde koşmanın ABD açısından aynı ilkesellikle devam etmeyeceği Türkiye tarafından çok net görüldü. Türkiye bir daha aynı tuzağa düşmez ve düşmemeli de. Bence dengeli yürütmeye devam edecektir.”