• DOLAR 34.601
  • EURO 36.316
  • ALTIN 2987.765
  • ...
"Hazreti Peygamber bütün insanlığa karşı şefkat ve merhamet gösterdi"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Diyarbakır Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Musa Bağcı, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed'in güzel ahlakı ve merhametiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Hazreti Muhammed'in beşer ve peygamber olması şeklinde iki önemli özelliğinin bulunduğunu söyleyen Bağcı, onun bütün insanlığa karşı sevgi, şefkat ve merhamet gösterdiğini vurguladı.

Bağcı, "Bilindiği üzere Hazreti Muhammed, Abdullah ve Amine'den doğma beşer bir peygamberdir. Hazreti Peygamber'in iki önemli özelliği vardır: Beşer ve peygamber olması. Kur'an-ı Kerim'de bu, açık ve net bir şekilde ifade edilir. 'Muhakkak ki ben de bir beşerim ancak bana vahiy gelmektedir.' diyor. Hazreti Peygamber, Allah'tan aldığı bu mesajdan hareketle insanlığa iyiliği, güzelliği ve adaleti hâkim kılmak isteyen, böyle bir mantalitenin, zihniyetin, dünya görüşünün sahibi şahsiyettir." dedi.

"Kadınlara bir fiske dahi vurmamıştır"

Siyer-i Nebiye bakıldığında Hazreti Peygamber'in çocuklara, kadınlara ve diğer insanlara karşı son derece merhametli olduğunu vurgulayan Bağcı, şunları söyledi:

"Hazreti Peygamber, uzun yıllar yanında bulunmasına rağmen Enes bin Malik'e öf bile dememiştir. 'Yavrucuğum! Bu söylediğim şeyi niçin yapmadın' diyerek bile onu azarlamamıştır. Hazreti Peygamber, küçükken yanına gelen Zeyd bin Harise'yi evlatlık olarak kabul etmiş fakat bir gün annesi ve babası geldiği zaman Zeyd'e, 'İstiyorsan annenin ve babanın yanına gidebilirsin.' demiştir. Fakat Zeyd, Hazreti Peygamber'i tercih etmiştir. Bu tercihinin nedeni nedir? Hazreti Peygamber'in yanında sevgi ve şefkat görmesinden kaynaklanıyor. Görüldüğü gibi, bu tür örnekler Hazreti Peygamber'in çocuklara karşı ne kadar sevgi, şefkat gösterdiğinin göstergesidir. Aynı şekilde kadınlarına bir fiske dahi vurmamıştır. Tarih bize bunu asla nakletmemiştir."

"Hazreti Peygamber bütün insanlığa karşı şefkat ve merhamet gösterdi"

İslam'ın ilk anayasası şeklinde nitelendirilen Medine Vesikası'nın çoğu maddesinin Yahudi ve Hristiyanlarla ilgili olduğuna değinen Bağcı, "Hayvanlarla ilgili de pek çok örnek verilebilir. Bir gün ordusuyla giderken yavrularıyla beraber duran bir hayvanın ordu tarafından ezilmemesi için o hayvanların başına askerleri dikmiştir ki ordu oradan geçerken en azından o kalabalık içerisinde yavrular telef olmasın. Bunun için büyük bir hassasiyet göstermiştir. Bunun dışında gayri Müslimler ayrı bir fasıl olarak açılabilir. Hazreti Peygamber onlara karşı, onların dinlerine, inançlarına ve hukuklarına karşı son derece saygılı olmuştur. Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman Yahudi ve Hristiyanlarla Medine Vesikası'nı, İslam'ın ilk anayasası dediğimiz sözleşmeyi imzalamıştır. Bunun ilk 25 maddesi Müslümanlarla ilgiliyken, toplam 52 maddedir, geri kalanlar ise Yahudi ve Hristiyanların hukuklarını düzenlemektedir. Burada da görülüyor ki Hazreti Peygamber, Yahudilerin ve Hristiyanların hukuklarına ve onların inançlarına saygılı olmuştur, müdahale etmemiştir ve onları asla ötekileştirmemiştir. Müslümanlarla birlikte barış içerisinde yaşamalarını öngörmüştür. Bu ve buna benzer pek çok örnek Hazreti Peygamber'in bütün insanlığa karşı ne kadar sevgi, şefkat, merhamet gösterdiğinin apaçık delilleridir." ifadelerini kullandı.

"Hazreti Peygamber savaşı bir araç olarak kullanmamıştır"

Bağcı, Hazreti Muhammed zamanında yapılan savaşların hep zaruretten kaynaklandığını dile getirerek, "Peygamberimizin hayatında birtakım savaşlar gerçekleşmiş: Bedir Savaşı, Uhud Savaşı, Hendek Savaşı. En son olarak Mekke'nin fethi ve arkasından Tebük Savaşı gibi birçok savaş ortaya çıkmıştır. Bunlar, zaruretten kaynaklanan savaşlardır. Birileri hep Müslümanlara, Hazreti Peygamber'e karşı saldırıya geçmişler, Hazreti Peygamber de kendisini muhafaza etmek için o saldırılara karşı savaşmak mecburiyetinde kalmıştır. O yüzden Hazreti Peygamber'in savaşlarında insanları zorla dine sokmak, dine zorlamak yoktur. Bu ilkeden hareketle Hazreti Peygamber, insanları dine sokmak için herhangi bir savaş gerçekleştirmemiştir. Savaşı bir araç olarak kullanmamıştır. Yani İslam, kılıç ve savaşla yayılmamıştır. İslam'ın yayılması tamamıyla insanların kendi istekleri ve arzularıyla olmuştur. Hazreti Peygamber onlara tebliğ etmiş ve hayatında İslam'ı uygulamıştır. İnsanlar da ona bakarak İslam'ı anlamışlar, kavramışlar ve bu şekilde hayatlarına geçirmişler. İslam'ı bu şekilde benimsemişler." şeklinde konuştu.

"Müslümanlar iyiliği ve güzelliği hâkim kılmak için mücadele ederler"

İslam dininde saldırganlığın asla söz konusu olmadığına dikkati çeken Bağcı, şunları aktardı: "Daha sonraki Müslümanların yapmış olduğu fetihlerde de amaç, insanları zorla Müslüman yapmak değildir. Müslümanlar herhangi bir yerde adaletsizlik, hukuksuzluk, haksızlık gördüklerinde oraya müdahale etmişlerdir. O insanların rahat bir şekilde dinlerini yaşamaları, gerek İslam'ı kabul ettikten sonra veya kendi dinlerinde rahat bir şekilde yaşamaları konusunda Müslümanlar, onların teminatı olmuştur. O yüzden İslam'da saldırganlık kesinlikle söz konusu değildir. Durup dururken herhangi bir devlete veya topluluğa sebepsiz, nedensiz saldırıp onlara baskı, zulüm yapmak Müslümanların şiarından değildir. Müslümanlar yeryüzünde iyiliği ve güzelliği hâkim kılmak için mücadele ederler. Tek amaçları, iyiliği ve güzelliği, şefkati ve merhameti, adaleti tesis etmekten ibarettir."

"Hazreti Peygamber bizim için en güzel örnektir"

Hazreti Peygamber'de en güzel örnekler olduğunu sözlerine ekleyen Bağcı, "Cenab-ı Hak, Allah'a ve ahiret gününe iman eden Müslümanlar için onun üsve-i hasene olduğunu ifade etmektedir. Yani Hazreti Peygamber'i örnek almamız gerektiği kesin ama bizim sorunumuz, Hazreti Peygamber'i nasıl örnek alacağız? Bu konuda birtakım problemlerimiz var. İnşallah o problemleri de aşacağımıza inanıyorum. Müslümanların Hazreti Peygamber'i dürüstlüğü, güvenilirliği, emniyeti, adaleti ve bütün güzel faaliyetleriyle örnek alması gerekiyor. Şekli olarak değil; onun tavır ve davranışlarını bilinçli ve şuurlu olarak, delilini, kaynağını ve dayanağını ortaya koyarak Hazreti Peygamber'i örnek almamız gerektiğini ifade ediyorum. Özellikle dini konularda Hazreti Peygamber bizim için en güzel örnektir. Buna da özellikle vurgu yapmak istiyorum." dedi. (Hamza Adiyaman, Ramazan Zeren - İLKHA)






 

Bu haberler de ilginizi çekebilir