• DOLAR 32.34
  • EURO 34.879
  • ALTIN 2393.529
  • ...

İSTANBUL

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Swissotel Bosphorus'ta düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) 2018 Yılı Mali Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, dünyanın ciddi değişimler yaşadığı bir süreçte, yeni yapısıyla ve yeni yönetimiyle DEİK'in iş dünyasının bilhassa da ihracatçıların lokomotif kuruluşu haline geldiğini söyledi.

DEİK'in 2016 yılı ocak ayından bugüne kadar düzenlediği, içinde iş forumlarının, konsey toplantılarının da yer aldığı 5 bin farklı etkinliği, yakalanan ivmenin bir göstergesi olarak değerlendirdiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin en büyük 100 şirketinin 63'ünün, en büyük 46 uluslararası müteahhitlik şirketinin 28'inin, en büyük 70 ihracatçı şirketinin 21'inin DEİK üyesi olmasının da bu başarının bir nişanesi olduğunu belirtti.

Son dönemde atılan adımların DEİK'i, Türkiye'nin tüm renklerini kucaklayan, tüm farklılıklarını içinde barındıran, daha kapsayıcı, daha kuşatıcı bir yapıya kavuşturduğunu belirten Erdoğan, bu yapısal değişimin DEİK'in gücüne, yurt içinde ve yurt dışında sahip olduğu etkinliğine de ciddi katkılar yaptığını, Türkiye adına çok önemli bir kazanım olarak gördüğü bu başarının korunması ve geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

"ÜLKEMİZİ TÜM DÜNYADA GÖRÜNÜR, TANINIR HALE GETİRDİK"

Her sene dünyanın farklı kıtalarını, farklı ülkelerini ziyaret ettiklerini, gittikleri ülkelerin sanayici ve iş adamlarıyla Türkiye'deki iş adamlarını bir araya getirdiklerini anlatan Erdoğan, "Liderler olarak tüm iş adamlarına oralarda bir heyecan, onlara ciddi manada girişimci ruhunu aşılayalım istiyoruz. Gerek resmi ziyaretler, gerekse ev sahipliği yaptıkları uluslararası toplantılar münasebetiyle, devlet ve hükümet başkanlarını da ülkemizde ağırlıyoruz. En son İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile Çankaya Köşkü'nde iş adamlarımızı bir araya getirdik. Bunlar ilk ama biz kararlıyız, yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Bu ziyaretler ve temaslardan şahitlik ettiğimiz tablo şudur. Bugün Türkiye 15-20 yıl öncesine kadar esamesinin dahi okunmadığı pek çok ülkede sadece resmi misyonlarıyla değil, iş adamlarıyla, firmalarıyla, ürünleriyle, sivil toplum kuruluşları ile vardır. Müteahhitlik hizmetlerimizle, dizilerimizle, sinema filmlerimizle, sağlık hizmetlerimizle ve kültürümüzle, ülkemizi tüm dünyada görünür, tanınır hale getirdik." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında göreve geldiklerinde doğru düzgün hiçbir yatırımın olmadığı bölgelerde bugün Türkiyeli girişimcilerin üretim ve ticaret yaptığını, yüz binlerce insana istihdam sağladığını belirtti.

Müteahhitlerin, Afrika'dan Rusya'ya, Kazakistan'dan Balkanlar'a çok geniş bir coğrafyada göğsü kabartan projelere imza attığını vurguladı.

Türkiye'nin tersanelerinde inşa edilen dev enerji gemilerinin ürettiği elektriği dünyanın kullandığını belirten Erdoğan, şu anda Pakistan'a 4 önemli Milgem Projesini yürüttüklerini, orada üretip teslimatını yapacaklarını, bunun da 1 milyar doların üzerinde bir proje olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Afrika bölgesinde insanların Türkiye sermayeli şirketlerin imal ettiği buzdolaplarını, çamaşır makinelerini, fırınları, ev eşyalarını kullandıklarına şahitlik ettiklerini dile getirerek, "Bunların hiçbirini biz bilmiyorduk değil mi? Ama işte oralarda seyahat ettiğimizde, bir de bakıyoruz ki evet bizim firmalarımızın ürünleri orada kullanılıyor, ne mutlu bize." ifadesini kullandı.

"BU BAŞARI HEPİNİZİN ORTAK BAŞARISIDIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı hedeflere yöneldikleri, aynı heyecanı paylaştıkları, bir duvarın tuğlaları gibi birbirlerine kenetlendikleri sürece Allah'ın izniyle Türkiye'nin yeni destanlar yazmaya devam edeceğini vurguladı.

Bu bakımdan 2019'u farklı gördüğünü dile getiren Erdoğan, "2019 farklı olacak. Karamsarlığı ve ümitsizliği kapımıza yaklaştırmadığımız müddetçe ülkemizin şahlanışını durduracak hiçbir fani güç yoktur." ifadelerini kullandı.

"BİRÇOK SINAMAYLA SALDIRIYLA YÜZLEŞTİK"

Erdoğan, hiçbir zaferin altın tepside sunulmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ticarette, eğitimde, bireysel hayatta olduğu gibi ülke yönetiminde de her başarının gerisinde, sabır, gayret ve çok çetin bir mücadele vardır. Ülkemizi ekonomide, diplomaside, demokraside, ticarette, ihracatta, istihdam ve yatırımlarda büyütürken diğer taraftan da birçok sınamayla, birçok saldırıyla yüzleştik.

 

İçerideki vesayet odaklarıyla birlikte Türkiye'nin güçlenmesini istemeyen dışarıdaki hasımlarımızın operasyonlarına maruz kaldık. İktidarımızın ilk dönemlerinde, devletin içine çöreklenmiş, devleti kendi tapulu mülkü gibi görenlerin direnciyle karşılaştık. Sivil siyasetin tepesinde Demokles'in kılıcı gibi duran, çıkarları tehlikeye girdiğinde darbe yapmaktan çekinmeyen bu kesim, rahatsızlıklarını çok farklı yollarla gösterdi. Merhum Adnan Menderes'in kalkınma hamlesinin önü provokasyonlarla kesildiği gibi bizim demokrasi mücadelemiz de kışkırtmalarla, darbe çığırtkanlıklarıyla siyasi cinayetlerle test edildi."

Hukuku hiçe sayan ideolojik yargı kararlarıyla Türkiye'ye çağ atlatacak pek çok projenin engellenmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, "Elbette bu girişimlerin hiçbiri bizi vatanımıza hizmet etmekten alıkoymadı ancak hızımızı yavaşlattı, milletimize gereksiz şekilde vakit kaybettirdi. Bunu sizler de zaten yaşadınız. Bu yöntemlerle muvaffak olamayınca, sokak olaylarını devreye aldılar. IMFye borcu sıfırladığımız, faizlerde en düşük seviyeleri 4,6 gibi yakaladığımız, ihracatımızın ve Merkez Bankası'ndaki rezervlerimizin 136 milyar dalara kadar çıktığı, rekor kırdığı bir dönemde akıl, izan dışı bir saldırıya maruz kaldık." diye konuştu.

"BURAYI FRANSA, HOLLANDA ZANNETTİLER, YANILDILAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi Parkı'ndaki 12 tane ağacın bahane edilerek sokak üzerinden Türkiye ekonomisinin hedef alındığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O günleri şöyle bir hatırlayın. Burayı Fransa zannettiler, burayı Hollanda zannettiler, yanıldılar. Biz 15 Temmuz'da da nasıl yanıldıklarını kendilerine gösterdik. Sen belki tanklar arasında kaçar gider Bakırköy Belediyesi'ne sığınırsın ama biz bulunduğumuz yerde dimdik, milletimizle el ele, omuz omuza durur ve bu tür terör eylemini, darbe eylemini evelallah pes ettiririz. Esnafımızın dükkanlarını yağmaladılar, İstiklal Caddesi'nde neredeyse dükkan bırakmadılar, polisimize kurşun sıktılar, caddeleri, iş yerlerini, insanlarımızın vergileriyle alınan o belediye otobüslerini yaktılar, yıktılar. Bunlar mı vatansever? Bunlar mı milliyetperver? Bunların arkasında duranları siz nasıl savunuyorsunuz? Sen ana muhalefetin başı olsan ne yazar, olmasan ne yazar. Bunlarda vatanseverlik yok, milliyetperverlik yok. Olmuş olsa çıkıp bunları teşvik, tahrik etmezlerdi. 'Siz ne yapıyorsunuz' derdi. İstanbul'da Başbakanlık ofisini bombalamaya gelenleri savunan, kalkıp iş makineleriyle beraber yollarımızı ne yazık ki kanallar açmak suretiyle bozanlar, bunlarla beraber olanlar bu milleti seven olabilir mi? Güneydoğu'da o kanalları açanlar, o hendekleri açanlar neyse ana muhalefetin başı da aynen odur, hiçbir farkı yoktur." 

“BİZ ŞEHADETE İNANMIŞ İNSANLARIZ VE BİZ BUNLARIN BEDELİNİ RAHATLIKLA ÖDEMEYE HAZIR İNSANLARIZ”

Erdoğan, "İşte şimdi de yayın organları vasıtasıyla beni ipe götüreceklermiş. Bunu sanatçı görünümü altındaki müsveddeler yapıyorlar. Yahu senin her yerin sanatçı olsa ne yazar. Biz bu yola farklı çıktık, beni ipe götüreceksin... Yahu senin haddine mi? Biz şehadete inanmış insanlarız ve biz bunların bedelini rahatlıkla ödemeye hazır insanlarız. Bunlar sanatçı müsveddesi. Şimdi yargıya gitsinler bunun hesabını versinler. Böyle karşılıksız bu işleri bırakamayız. Bunun bedelini ödeyecekler. Kalkacaksın sen bu ülkenin cumhurbaşkanını ipte sallandıracaksın. Şimdi git yargıda bunun bedelini öde." diye konuştu.

"SALDIRILARI PÜSKÜRTTÜK"

Bugün Paris'teki hadiselere hiçbir tepki göstermeyenlerin, Gezi olayları sırasında İstanbul ve Ankara'ya çadır kurduğunu, saatlerce canlı yayın yaptığını dile getiren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Paris'teki göstericilere yapılan müdahalelere tek bir laf etmeyenler, o gün polisimizi orantısız güç kullanmakla eleştiriyorlar. Tüm bu ikiyüzlülüklere rağmen hamdolsun milletimizle iş adamlarımızla sivil toplum kuruluşlarımızla el ele verdik. Ve bu saldırıyı püskürttük. Ardından 17/25 Aralık'ta yargı ve emniyet üzerinden yürütülen bir darbe girişimi de ortaya çıktı. Bunda da başarı sağlayamayınca, bu sefer 15 Temmuz'da ordumuz içindeki teröristler aracılığıyla silahlı bir darbeye kalkıştılar. 15 Temmuz gecesi gencinden yaşlısına 81 milyonun direnişi ile 251 şehit vererek hainleri yine yenilgiye uğrattık. O gece sadece demokrasimizi değil, ülkemizin geleceğini de kurtardık. O gece tarihe altın harflerle geçen bir milli irade zaferine hep birlikte imza attık. Buradan bir kez daha 15 Temmuz gecesi Pensilvanya'daki o seviyesiz kişinin 1 dolarlık haşhaşilerini hezimete uğratan milletime ben teşekkür ediyorum. Tıpkı bir asır önce olduğu gibi canları pahasına milletimize ikinci bir istiklal destanı yaşatan aziz şehitlerimizi rahmetle minnetle yad ediyorum. Gazilerimizin her birine fedakarlıkları ve cesaretleri için ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum."

"ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELECEĞİMİZE İNANIYORUM"

Türkiye ekonomisinin 3 ay arka arkaya cari fazla verdiğini ifade eden Erdoğan, "Bunlar şu anda 2019'un ne olacağının en güzel haberleri. Bu süreçte ihracat ve turizm gelirlerindeki güçlü seyir, hem büyümemizi destekledi hem de cari açığımızı azalttı. İhracatımızın ithalatı karşılama oranı kasım ayında yüzde 95'lerin üzerine çıktı. Bu olumlu seyir sayesinde reel kesim ve ekonomik güven endeksleri bir önceki aya kıyasla yüzde 6 ve yüzde 9 oranlarında iyileşmiştir. Finansal piyasalar, beklentilerdeki bu düzelmeyle önümüzdeki dönemde ekonomimizde gerçekten çok güçlü bir yükseliş olacaktır. Buna inanıyorum."

“ELEŞTİRMEK KOLAYDIR”

Şikayet etmenin kolay olduğuna değinen Erdoğan, "Eleştirmek kolaydır. Tribünlerden ahkam kesmek daha da kolaydır. Zor olan ise ülkenin ve milletin istikbali için elini taşın altına koymak ve sorumluluk üstlenmektir. Biz bugüne kadar kolay olana tevessül etmedik. Daima zor yolu seçtik. Türkiye sevdamızı lafla değil, icraatla ve hayata geçirdiğimiz başarılı projelerle ortaya koyduk. Bu ülkeye gönül vermiş herkesten de beklediğimiz budur. Son 16 yılda bizim en büyük sermayemiz ülkemize inanmamız, milletimize güvenmemiz, sizin gibi ihracatçılarımıza itimat etmemiz olmuştur. Bugün de felaket tellallarına inat sizlere güveniyoruz. İş adamlarımızla, ihracatçılarımızla, işçimiz, çiftçimiz, esnafımızla önümüzdeki zorlukların üstesinden geleceğimize inanıyorum." diye konuştu.

Kaynak, AA