Gece başlayan ve etkisini sabaha kadar sürdüren sağanak, Diyarbakır'da hayatı olumsuz etkiledi. Sağanak nedeniyle oluşan selde ev ve işyerlerini su bastı, cadde ve sokaklar adeta akan dereye döndü.

Merkez Yenişehir ilçesi Şehitlik Mahallesi 54'üncü Sokak'ta bulunan Zaloğlu Apartmanı ile Öztaş Apartmanı'nın bodrum katında kalan ev ve işyerlerini de bu bastı.

Evleri su altında kalan ve bütün eşyaları kullanılamaz hale gelen mağdur aileler, söz konusu durumun altyapı sıkıntısından dolayı kaynaklandığını belirterek, DİSKİ'nin ihmalkarlığından şikayet ettiler.

Ölümden döndüklerini ve DİSKİ'yi defalarca aramalarına rağmen herhangi bir sonuç elde edemediklerini belirten mağdur aileler, zararlarının tazmin edilmesini istediler.

Gece saat 01.00 sıralarında uykudu oldukları esnada aniden bir sesle uyandıklarını anlatan Mehmet Çelik, uyandıklarınıda evi su bastığını gördüklerini söyledi.

Üzerindeki şoku atlatamayan Mehmet Çelik, "Tabi o panikle çocukları kurtarmaya çalıştık. Çocukları dışarı çıkardık. O esnada DİSKİ'yi defalarca aradık, telefon kayıtlarımızda da var, defalarca aramamıza rağmen kimi zaman cevap vermiyordular. Kimi zaman da cevap verdiklerinde, 'ekip gönderiyoruz, uğraşıyoruz.' gibi şeylerle bizi oyalıyordular. Saat 04.00 sıralarında su seviyesi hafif indi. Sudan kurtulduğumuzu zannetik. Evde tek kaldım ve sabah, 'su çekildikten sonra temizliğini yaparız.' niyetiyle uzandım. Ancak uyandığımda suyun üzerime geldiğini gördüm. Kanepenin üzerinde yatmıştım. O an ölümden döndüm. Büyük bir paniklen kendimi dışarıya atmaya çalıştım. Benimle beraber diğer daireyi de su basmıştı ve onlar da mağdur oldular." ifadelerini kullandı.

"Mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz"

DİSKİ ekipleri gelmediği için itfaiyeyi çağırdıklarını anlatan Çelik, DİSKİ'nin herhangi bir çalışmada bulunmadığına vurgu yaptı.

Mağdur olduklarını ve bu mağduriyetlerinin ilgili mercilerce duyulmasını istediklerini ifade eden Çelik, "DİSKİ'nin bu ilgisizliğini de şikayet ediyoruz. Yasal yolları ne ise savcılığa başvuracağız. Üç aile beraber şikayetimizi dile getireceğiz. Ancak şu mağduriyetimizin nasıl giderileceğini merak ediyoruz? Şu anda an itibariyle herhangi bir çalışma yok. İtfaiyeyi çağırdık, şu anda gelmiş ve küçücük bir motoru bağlamışlar. Bu şekilde bu su, akşama kadar da gitmez. Mağduriyetimiz halen devam ediyor. Bu mağduriyetimizin giderilmesini ve sesimizin duyulmasını istiyoruz. Bugün biz mağduriyetin yaşadık fakat başka gün yine bizler veya başkaları çekmesin. Temennimiz budur. Açıkçası bu sabah ölümden döndüğüm için şu an şoktayım. Elektrik suyla temas etseydi ölebilirdik." şeklinde konuştu.

"DİSKİ'yi defalarca aramamıza rağmen hiçbir sonuç alamadık"

Suyun farkına vardıkları andan itibaren DİSKİ'yi aramaya başladıklarını ancak herhangi bir sonuç elde edemediklerini dile getiren Aziz Kuran ise  "Benle beraber üç aile daha DİSKİ'yi aradılar. Aynı zamanda binanın diğer tarafında bulunan iki esnafta aynı şekilde mağdur oldular ve onlarda DİSKİ'yi aradılar. Yan binada bodrum katta bulunan iki aile de mağdur oldular. DİSKİ'yi defalarca aramamıza rağmen hiçbir sonuç alamadık. Geceden itibaren aramamıza rağmen bize dönüş yapmadılar ve sizin de gördüğünüz gibi suyun içerisinde yüzüyoruz. Adeta yüzme bilmeyenler için girilmesi tehlikeli bir durumla karşı karşıyayız. Aynı mağduriyetlerin tekrar yaşanmaması için yetkililerin sesimizi duymasını istiyoruz." dedi.

Geçen sene de birkaç sefer aynı durumla karşılatıklarını ancak bu kadar mağdur olmadıklarını söyleyen Kuran, şunları kaydetti:

"Binadakiler, kendi imkanlarıyla 7 bin TL ödeyerek bu iki kanalı açtı. Ancak daha çok su geldiğini görüyoruz. Geçen senelerde bu kadar su gelmiyordu. Bu masraftan sonra daha feci bir şeyle karşılaşıyoruz. İtfaiyeci arkadaşlardan öğrendimiz kadarıyla kanallar tıkanmış. Eğer bu kanallar tıkanmışsa neden açılmıyor. Şu anda evin içinde giyebileceğim bir pantolonum bile yok. Her şey su içinde. Açıkçası ne diyeceğimizi şaşırıyoruz."

"Bütün eşyalarımız kullanılamaz halde"

Ömer Gür, "Dün yağmur, kuvvetli bir şekilde yağdı. Sabaha karşı uyandığımda ev, tamamen batmıştı. Beyaz eşyalar, televizyon, kanepe, hepsini tamamen su basmıştı. Her yer tamamen su içindeydi. İtfaiyeci arkadaşları aradık, sağolsunlar geldiler ve makine falan getirdiler. Hortum yardımıyla suları dışarı attık. DİSKİ'yi defalarca aradık. Geldiler, iki dakika durup gittiler. Sonra sabah baktığımızda gördüğünüz haldeydik. Çoğu eşya kullanılmaz hale gelmiş. Yattığımız yataktan izlediğimiz televizyona kadar bütün eşyalarımız ıslanıp kullanılamaz hale geldi. Yetkililerden yardım elinin uzatılmasını bekliyorum."

"DİSKİ'nin sorumsuzca davranması bizi bu tür sorunlarla karşılaştırıyor"

Eşya deposu su altında kalan esnaf Bahadır Dörtyama ise DİSKİ'nin, sorumsuzca davranmasının kendilerini böylesi sorunlarla karşılaştırdığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Gece saat 01.30-02.00 civarıydı. Komşular telefon açıp su baskınından falan bahsettiler. Gece geldim, baktım ki malım komple suyun altında. Biz, defalarca bunu DİSKİ'ye belirtmişiz. Defalarca dilekçe verdik ve bu durumlar yaşanmasın diye hatta bu yaz komple kanallarımızı değiştirdik. DİSKİ'nin çok acemice çalışması ve sorumsuzca davranması bizi, bu tür sorunlarla karşılaştırıyor."

"Altyapı sorunu için köklü çözüm istiyoruz"

35 bin TL'lik maddi bir zarara uğradığını beyan eden Dörtyama, altyapı sorunları için köklü bir çözüm istediklerini belirterek, mağduriyetlerinin de giderilmesi gerektiğini söyledi.

Dörtyama, son olarak şunları söyledi:

"Köklü bir çözüm istiyoruz ve sürekli bu sorunlarla karşılaşmak istemiyoruz. Mağduriyetimizin de giderilmesini istiyoruz. 30-35 bin TL'lik bir zararım var. Çaresiz durumdayım ve ne yapacağımı bilmiyorum. Köşedeki kanallarda sürekli tıkanma oluşuyor ve bu bize yansıyor. Biz, gelip suyu çekmeleri veya çekmemelerinden yakınmıyoruz. Bu sorun için köklü bir çözüm istiyoruz. Daha önce de evleri ve işyerlerini su bastı ama bu şekilde değil! Şimdi ki durum ise gösteriyor ki DİSKİ gelip burada yüzeysel bir çalışma yapıp gidiyor. Eğer köklü bir çözüm yapılmazsa bir ay sonra yine aynı durum yaşanacak. Sağı, solu, seni, onu rahatsız edeceğiz." (Muhammed Said Aksoy, Hamza Adiyaman - İLKHA)