• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

ANKARA

Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) verilerinden derlenen bilgiye göre, Türkiye'de faaliyet gösteren katılım bankaları Albaraka Türk, Kuveyt Türk, Türkiye Finans Katılım Bankası, Vakıf Katılım ve Ziraat Katılım'ın konsolide olmayan toplam aktif büyüklüğü bu yılın eylül sonu itibarıyla 212 milyar 416 milyon lira oldu. Söz konusu rakam, geçen yıl sonuna kıyasla yüzde 32,8'lik artışa işaret etti.

Katılım bankalarının 9 aylık net dönem kârı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 56,3 artarak 1 milyar 820 milyon 539 bin liraya ulaştı. Sektörün net kârı 2017'nin ocak-eylül döneminde 1 milyar 164 milyon 526 bin lira düzeyinde gerçekleşmişti. Katılım bankalarının öz kaynakları da eylül sonu itibarıyla Aralık 2017'ye kıyasla yüzde 16,3 artarak 15 milyar 862 milyon liraya ulaştı.

EN FAZLA NET KÂRI KUVEYT TÜRK ELDE ETTİ

Bu yılın ocak-eylül döneminde katılım bankaları içinde en fazla net kârı 667 milyon 740 bin lira ile Kuveyt Türk elde etti. Net kârda Kuveyt Türk'ü, 371 milyon 979 bin lira ile Albarak Türk ve 315 milyon 604 bin lira ile Türkiye Finans Katılım Bankası takip etti. Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım da sırasıyla 242 milyon 45 bin lira ve 223 milyon 171 bin lira net dönem kârı elde etti.

ALBARAKA TÜRK KÂRINI 1,6 KAT ARTIRDI

Net kârını 2017'nin aynı dönemine göre en çok artıran banka Albarak Türk oldu. Kâr artışı yüzde 163,6 olan Albaraka Türk'ü, yüzde 145,6 ile Ziraat Katılım, yüzde 145,3 ile Vakıf Katılım, yüzde 20,4 ile Kuveyt Türk ve yüzde 13,1 ile Türkiye Finans Katılım Bankası takip etti.

AKTİF BÜYÜKLÜK

Kuveyt Türk, eylül sonu itibarıyla 76 milyar 855 milyon liralık aktif büyüklüğü ile sektördeki liderliğini sürdürdü. 50 milyar 530 milyon liralık aktif toplamla Türkiye Finans Katılım Bankası ikinci, 44 milyar 712 milyon lira ile Albaraka Türk de üçüncü sırada yer aldı. Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım'ın aktif büyüklüğü ise sırasıyla 21 milyar 729 milyon lira ve 18 milyar 591 milyon lira oldu.

Türkiye genelinde şube ağını hızla yaygınlaştıran katılım bankaları, bin 34 şubede 15 bin 31 kişiyi istihdam ediyor.

"ORTAK İŞ YAPMA KÜLTÜRÜNÜ GELİŞTİRMEMİZ LAZIM"

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Başkanı Metin Özdemir, katılım bankalarının hem fon toplama hem de fon dağıtma noktasında bankacılık sektörüne paralel büyüme kaydettiğini söyledi.

Türkiye'de katılım bankacılığın 30 yılı aşkın süredir yapıldığını ancak 2000'li yıllara kadar önünde birçok engelin bulunduğunu anlatan Özdemir, 2000'li yılların ardından katılım bankacılığında hızlı bir ivmelenme görüldüğünü ve sektördeki payının yüzde 2'den yüzde 5-6'lara yükseldiğini dile getirdi.

Özdemir, bir oyuncunun sektörden çekilmesinden sonra katılım sektörünün payının bir miktar azaldığını, ancak kamu bankalarının oyuna dahil olarak bu payı artırdığını vurguladı.

Kamunun katılım bankacılığına girmesiyle sektöre yeni bir soluğun ve güvenin geldiğini ifade eden Özdemir, "Sektöre rekabet getirdik. Bu durum diğer oyuncuların daha diri olmalarını sağladı. Sermayemiz güçlendikçe, şubeleşmemiz arttıkça bankacılık sektöründe daha fazla pay alacağız. Aslında burada pastayı büyütmek önemli. Katılım bankacılığı ile ilk defa tanışan müşterilerimiz var. Kamunun sisteme dahil olmasıyla yeni müşteri kazanımlarını da görüyoruz.

Hep yetişmiş eleman hem de istihdam alanlarında katkı sunuyoruz. Kamunun katılım sektörüne girmesiyle diğer oyuncuların cesaret edemediği farklı alanlara el atmış oluyoruz. Bunların başında kar-zarar ortaklığı geliyor. Katılım bankaları olarak bu projelere hazırız ama şirketlerimiz karlarını paylaşmaya hazır mı? Karşımızdaki ekonomi oyuncularının da buna hazır olması lazım. Ortak iş yapma kültürünü geliştirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

"İSTANBUL FAİZSİZ FİNANSIN MERKEZİ OLACAK"

Metin Özdemir, 2015-2025 Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi'nde katılım bankacılığının sektördeki payının yüzde 5'ten yüzde 15'e ulaşmasının hedeflendiğini hatırlattı. Bu hedefe ulaşılmasının hem sektöre girecek oyuncu sayısına hem de mevcut bankaların performansına bağlı olduğunu söyleyen Özdemir, "Sektöre girecek 2-3 tane oyuncudan bahsediliyor. Umuyorum ki yeni oyuncular ve mevcut katılım bankalarının desteği ile yüzde 15 ve üzerini yakalarız." şeklinde konuştu.

Özdemir, Türkiye'nin hem coğrafi konumu hem de demografik yapısıyla benzer ülkeler arasında her zaman için yatırımcılara cazip geldiğini dile getirdi.

İstanbul'un faizsiz finansın merkezi olması için yoğun çaba içinde olduklarını anlatan Özdemir, sukuk ihracı, altın bankacılığı ve diğer faizsiz enstrümanlarla İstanbul Finans Merkezi'nin dünyada önemli bir yer alacağına inançlarının tam olduğunu söyledi.

Özdemir, maalesef faizsiz bankacılığın merkezinin Londra olduğunu ve bu sektörün gelişmesi için batı kurumlarının çaba gösterdiğini hatırlattı.

Faizsiz finansın merkezinin, İslam dünyası ülkelerinde olması gerektiğini savunan Özdemir, "Neden bu merkez İstanbul olmasın? Bu ideale matuf bir proje İstanbul Finans Merkezi." dedi.

Özdemir, altına dayalı kira sertifikası ihraçlarına vatandaşların tahvile göre daha fazla teveccüh gösterdiğini söyledi.

"KATILIM BANKALARINDA ŞİRKETLER SÜRPRİZLE KARŞILAŞMAZ"

TKBB Başkanı Özdemir, kriz dönemlerinde katılım bankalarının hiç bir zaman krediyi geri çağırma gibi bir durum içinde olmadıklarını özellikle vurguladı. Her zaman reel sektöre destek verdiklerinin altını çizen Özdemir, firmalarla başta nasıl bir sözleşme yapıldıysa, sonrasında da bunun geçerli olduğunu ve şirketlerin herhangi bir sürprizle karşılaşmayacağını dile getirdi.

DANIŞMA KURULU GÖREVİNE BAŞLADI

Metin Özdemir, Danışma Kurulu'nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) onayını alarak bu yıl yürürlüğe girdiğini ve bu konuyu çok önemsediklerini belirtti.

Katılım bankalarının her birinin bir danışma komitesi bulunduğunu anlatan Özdemir, "Katılım bankaları arasında hepsi doğru olmakla beraber bazı ufak görüş farklılıkları olabiliyor. Bu durum kamuoyunda farklı anlaşılabiliyor. Bu tür aramızdaki farklılıkları önlemek için bir üst Danışma Kurulu'na ihtiyaç vardı. Kurul, bu yıl çalışmaya başladı. Önümüzdeki dönemde sistem kurulun çok faydasını görecek. Danışma Kurulu, bir üst karar merci olacak. Mevzuatın geliştirilmesi, sisteme standardizasyon getirilmesi sağlanacak." ifadelerini kullandı.

Özdemir, katılım bankalarının dijitalleşme ve yazılım geliştirme noktasında önemli atılımlar içerisinde olduğunu ve üye bankaların da bu konuda çalışmaları bulunduğunu sözlerine ekledi.

AA