ABD Kuzey Carolina`da bulunan Davidson College`de siyaset bilimi profesörü olan Ken Menkhaus, Somali`de savaş ve kuraklık sonucunda ortaya çıkan açlık tehlikesinden onbinlerce insanın ölmesinde ABD`deki anti-terör yasalarının büyük sorumluğu olduğunu söyledi. Medyanın suçu tek başına insani yardım faaliyetlerini engelleyen İslami El Şabab örgütüne yüklediğini belirten Menkhaus, bu durumun gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Pressmedya`nın  haberine göre Helsinki Üniversitesi`nde düzenlenen bir seminerde konuşan Menkhaus, ABD`de 11 Eylül sonrasında yürürlüğe giren anti-terör yasalarının muhtaç bölgelere yardım gönderilmesini engellediğini ve insani yardım kuruluşlarının 2001 yılında çıkan Yurtseverlik Yasasını ihlal etmekten korktukları için El Şabab tarafından kontrol edilen bölgeye yardım faaliyetlerini durdurduklarını ifade etti.

ABD`de gerçekleştirilen 11 Eylül saldırılarının ardından, 2001 yılı içinde yürürlüğe giren yasaya göre, ABD tarafından "terörist" olarak adlandırılan bir gruba farkında olmadan bile herhangi bir maddi destekte bulunanlar ağır cezalara çarptırılabiliyorlar. Somali`de başkent Mogadişu dışında kalan geniş bölgeleri kontrol eden El Şabab, ABD devleti tarafındaın El Kaide`nin Somali ayağı olarak adlandırıldığı için, insani yardım örgütleri "teröristlere yardım" gerekçesiyle cezalandırılmaktan çekiniyor.
El Şabab örgütünün batıdan gelen yardımları engelleme girişimlerinde bulunduğu bir gerçek ancak Menkhauas`a göre bu durum gerçeğin yalnızca küçük bir bölümü. Menkhaus, batılı ülkelerin yalnızca bu olguyla yetinerek, bütün suçu El Şebab üzerine atmaya çalıştığını, ancak asıl sıkıntının Somali`de yapılan her işlemi fiilen suç olarak gören ABD politikasından kaynaklandığını söylüyor. Menkhaus, ironik bir şekilde, El Şabab ve ABD`nin tek ortaklaştığı noktanın Somali`ye gıda yardımının engellenmesi olduğunun altını çizdi.

Son yapılan tahminlere göre ülkeyi yeni bir kıtlık beklerken, bunun sonucunda yeni bir gıda krizinin ortaya çıkacağı öngörülüyor. Menkhaus, yeniden bir insani facianın oluşmasını engellemek için acil adım atılması gerektiğini söyledi ve yardım kuruluşlarını anti-terör yasalarından muaf tutacak ve onları koruyacak bir yasanın çıkarılabileceğine, benzer uygulamanın Güney Lübnan ve işgal altındaki Filistin topraklarında yapıldığına dikkat çekti.