Küçük Mücahide
Betül; çok çalışkan ve zeki bir kızdı.
Betül; çok çalışkan ve zeki bir kızdı. Okulun ilk günü heyecanla sıraya geçerken arkadaşı Meryem’in başörtülü olduğunu görünce yüzünde gülücükler oluşup: Arkadaşına; “başörtüsü sana çok yakışmış. Allah inşallah bana da kısmet eder.” diyince Meryem tebessüm dolu bakışlarıyla arkadaşına bakıp:
“İnşallah arkadışım! Yeter ki samimiyetle örtünüceğim de” iki arkadaş bunları konuşurken okul müdürü yüzünü buruşturup iki arkadaşın arasına girip: “Meryem hanım(!) tören’den sonra direk odama geliyorsun tamam mı?”dedi. Meryem başını hafifçe sallayıp: “Tamam efendim,” dedi.
Meryem törenden sonra müdürün kapısını tıklatıp içeriye girdiğinde gördüklerine inanamadı bütün öğretmenlerin onun hakkında konuştuklarını gördü. İlk söze giren Müdür yardımcısı: “Kızım bu halin ne? Yaşlı ninelere benzemişsin burası bir resmi kurum başörtünü çıkarmak zorundasın.”der demez Meryem kararlı bir ses ile:
“Hayır hocam, ben başörtümü asla çıkarmam. Çünkü ben Allah’ın emri olduğu için örtündüm.” dedi.
O günden sonra okul idaresi Meryemi yıldırmak için her türlü yolu denedi. Başta sınıfa almadılar, sonra tenefüse çıkarmadılar ve ardından boş sınıflarda beklettiler…
Onlar bunu yaparken Meryem’in arkadaşı Betül Meryem’den etkilenerek örtündü. Olanları bir türlü kabullenemiyen okul idaresi Meryem ile Betülü başka bir okula sürgün etti.
Meryem ile Betül sürgün edilmiş olduğu okullarında mutlu oldular. Çünkü okul müdürleri dindar, öğretmenleri ise onlara çok iyi davranıyordu.
Rümeysa Akkılıç / İstanbul