Ümmet olarak sürgünü uzayan bir medeniyetin çocuklarıyız
Mardin`de düzenlenen İslam Medeniyetinin Geleceği Uluslararası Çalıştayı`nda konuşan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ümmet olarak sürgünü uzayan bir medeniyetin çocukları olduklarına dikkat çekti.
MARDİN - Mardin Artuklu Üniveersitesinde, 04-06 Ekim tarihleri arasında düzenlenen İslam Medeniyetinin Geleceği Uluslararası Çalıştayı, Mardin Artuklu Üniversitesi ve Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAR) işbirliğinde ve Mardin Valiliği ile Türk Hava Yolları`nın (THY) desteğiyle başladı.
Mardin Artuklu Üniversitesinin ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası çalıştaya felsefe, tarih, sosyoloji ve ilahiyat bilimleri alanında yurt içi ve yurt dışından uzman birçok bilim adamı katıldı.
"İslam medeniyeti, bütün medeniyetlerin temelinde var olan bir medeniyettir”
Çalıştay, Artuklu Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğrencisi Yasin Özdemir`in Kur`an- Kerim tilavetiyle başladı. Ardından çalıştayın açılış konuşmasını yapan Artuklu Üniversitesi Rektörü Ahmet Ağırakça, tüm katılımcıları selamlayarak şunları söyledi:
“İslam medeniyeti zaten vardır fakat tekrar nasıl gelecek diye yıllardır konuşmaya çalışıyoruz. İslam Medeniyeti ilahi kaynaklı, peygamber öğretilerinin temel alındığı ve beşer aklının yoğurup şekillendirdiği bir medeniyettir. Medine şehir merkezinde ortaya çıkmış bir medeniyet, vahiy kuralarına göre şekillenip Kur`an-i ahlakla yapılandırılmış bir medeniyettir. Bütün medeniyetlerin temelinde var olan bir medeniyettir. Vahyin öğretileri ve vahyin bilgi kaynağına dayatılan bir medeniyettir. Tefsir, hadis, fıkıh, kelam, düşünce, felsefe, astronomi, fizik, kimya, matematik, tıp, musiki, mimari ve estetiği zevkle kalınmış öncü bir medeniyet olduğunu ifade etmemiz gerekir.”
“Gelecek üzerinde konuşmak oysa her birimiz üzerinde vaciptir”
Birinci oturumun konuşmacılarından eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, böyle önemli başlık altında kendilerini bir araya getirdiği için Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Ahmet Ağırakça'ya teşekkür ederek şöyle devam etti:
“Biz ümmet olarak sürgünü uzayan bir medeniyetin çocuklarıyız. Biz ümmet olarak düşüşü uzadıkça mazinin ihtişamına çok sığınan bir ümmetiz. İstikbal üzerinde konuşmayı çok fazla sevmiyoruz. Gelecek üzerinde konuşmak oysa her birimiz üzerinde vaciptir. Gelecek derken ben, zan ve tahminlerden bir gelecekten söz etmiyorum. Gelecek derken mukadder yakın geleceğimizden söz ediyorum. Sünnetullah bize istikbali öğreten kurallar manzumesidir. Zira bugün geçmişin istikbalidir, bugün geleceğin mazisidir. İstikbal bizim meçhulümüz değildir. Bugün ne kadar geçmişin eseri ise gelecekte bugünün eseri olacaktır. Bu konu zan ve tahminlere dayanan bir konu değildir. Bu konu sünnetullah`ın konusudur. Sünnetullah değişmez yasalara tabidir. Ancak ümmet olarak bazen geleceğimizi yanlış yöntemlerle tespit ettiğimiz olmuştur. İki yöntem var ki İslam medeniyetinin geleceğini belirlemek için başvurduğumuz iki yöntem, bizi yanlışlıklara sevk etmiştir. Hasetten oturumda bunun tartışılmasını isterim. Hadis ilmine hayatını vermiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Birisi ahir zaman edebiyatı birisi de fitne edebiyatı bu iki edebiyat, daha çok Şii rivayi kültüründe var. Ama bu bize de bulaşmıştır.”
Görmez, İslam medeniyetiyle övündüğünü ancak bu örnekliğin, rehberliğin bugüne ve istikbale nasıl taşıyacakları konusunda fazla üzerinde durulamadığına dikkat çekti.
Görmez, “Allah Resulünün (Aleyhi selatu vesselam) rehberliğinde Yesrip köyünü Medine`ye dönüştüren Medeniyetimizin ihtişafiyle övünüyoruz ancak bu örneklik ve rehberliği bugüne ve istikbale nasıl taşıyacağımız üzerinde fazla duramıyoruz. Her biri gökteki yıldızlar mesabesinde olan sahabeler, meclislerimizi, vaazlarımızı süslüyor ancak bütün yüceliklerine rağmen beşeri zaaf ve ihtirasların baş gösterdiği cemel, sıffin, nahrevan, kerbela gibi hadiseleri bir türlü doğru okuyup tarihte bırakamıyoruz, bugüne taşımaya devam ediyoruz. İslami ilimlerin iftişafı, her gün bizlere nasıl büyük bir literatürü armağan ettiğiyle iftihar ediyoruz. Ancak ilim üzerinden niçin ve nasıl ihtilaf ettiğimizi konuşamıyoruz. İslam medeniyetine göre, Romen, İran, Sasani ve Çin medeniyetleriyle karşılaştığında nasıl yüksek bir özgüvenle nasıl karşılık verdiğine hepimiz iftihar ediyoruz ama onlara ait hikmetleri alıp içerisine nasıl hindimaç ettiğini ihmal ediyoruz, konuşamıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Medeniyet içi çatışmalar meselesini ele almamız gerekiyor”
Görmez, İslam medeniyetinin geleceğini konuşmak için medeniyetler arası çatışmadan çok medeniyet içi çatışmaları ve sebeplerini masaya yatırılması gerektiğini belirtti.
Görmez, “İslam medeniyeti referans sistemiyle, değerler sistemiyle küreselleşmenin bütün meydan okumalarına direnen bir medeniyet olarak varlığını devam ettiriyor ve kıyamet sabahına kadar devam edeceğine hiçbirimizin şüphesi yok. Allah`ın (Celle Celaluhu) vadidir. Ancak medeniyet içi çatışmalar meselesini ele almamız gerekiyor. İslam medeniyetinin geleceğini konuşmak için medeniyetler arası çatışmadan çok medeniyet içi çatışmaları ve sebeplerini masaya yatırarak onu nasıl çözeceğimizi konuşmamız gerekiyor.” dedi.
8 oturum halinde icra edilecek çalıştay, 2`nci oturumla devam ediyor. Çalıştay`ın sonunda genel değerlendirmelerde bulunularak sonuç bildirisi ilan edilecek. (Mehmet Aslan – İLKHA)