FETÖ kumpaslarının görülmeyen mağdurları -2
Türkiye`de İslami camiaların, 28 Şubatçılar eliyle cezalandırılmaları gerçek manada görülmediği gibi, FETÖ`nün kumpasları sonucu yaşanan mağduriyetler de hâlâ bilinçli bir şekilde görmezden geliniyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk günlerinden bugüne sayısız gayr-i insani ve gar-i hukukî uygulamaya tabi tutulan İslami camialar, dünden bugüne sistem tarafından hep "öteki" olarak görüldü. İktidarların rengi farklı olsa da statükoya ayak uydurmaları her defasında Müslüman halkın geleceğe dönük umutlarına darbe vurdu.
"Yaşanan zulümler elbet bir gün görülür ve adalet tecelli eder" beklentisinde olan Müslüman halk, her defasında hayal kırıklığına uğradı. Üst aklın hâkim olduğu, halkın inanç değerlerinden uzak yönetim şeklinin hukuk sistemi, öteden beri halkı mağdur etti.
İslami camiaların yaşadıkları acı ve mağduriyetler ne giderildi ne de görüldü
Kimi zaman askerî vesayet kimi zaman polis devleti mantığı ve kimi zaman da sivil bürokrasinin uygulamaları sonucu birçok kesim büyük acılar yaşadı. Değişen iktidarlar kendi arka bahçesi olarak gördüğü, fikri akrabalık bağı olduğu kesimlerin bir şekilde mağduriyetlerini giderdi. Fakat bugüne kadar "kendi rengini taşıyan iktidarlar" döneminde bile İslami camiaların yaşadıkları acı ve mağduriyetler ne giderildi ne de görüldü.
Uzun yıllar devlet içinde yapılanıp kendi vesayet sistemini oluşturan ve bu süreçte farklı iktidarlar tarafından da desteklenen FETÖ, sızdığı emniyet, ordu ve yargı gibi önemli kurumların imkân ve gücünü sonuna kadar kullanarak hedefine aldığı İslami cemaat ve yapıları yok etme yoluna gitti.
FETÖ yapılanmasının tertiplediği komplo ve kumpaslar deşifre oldu
15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ tarafından işlenen cürümlerin net bir şekilde deşifre olması ve yaşanan mağduriyetlerin başta hükümet ve muhalefet partileri olmak üzere kamuoyu tarafından dillendirilmeye başlandığı bir dönemde dahi büyük sıkıntılar yaşamış İslami camiaların mağduriyetleri, bilinçli bir şekilde görmezden gelindi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında sivil vesayetin sahipleri ve aynı zamanda ordu içerisinde etkin bir güce ulaşmış olan FETÖ yapılanmasının tertiplediği komplo ve kumpaslar bir bir deşifre oldu. İslami camialar tarafından dile getirilen ama bir türlü görülmeyen dış destekli bu karanlık gücün karanlık yüzü, en nihayetinde ortaya çıktı.
Adı darbe senaryolarına karışmış Kemalist elit tahliye edildi
Halk tarafından engellenen 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ soruşturmaları kapsamında binlerce hâkim ve savcı ile kumpas davalarında aktif rol oynayan polis görevden alındı. Görevden alınan yargı mensupları ile polislerin çoğu terör örgütü üyesi olmaktan tutuklanırken adı geçen hâkimlerin verdiği kararlar yeniden gündeme geldi.
FETÖ yapılanmasının neden olduğu mağduriyetler güçlü bir şekilde konuşulmaya, tartışılmaya başlandı. Tüm kesimler yaşadıkları sıkıntıların giderileceğini bekledi. Nitekim adı darbe senaryolarına karışmış Kemalist elit, günlerce TV ekranları ve gazete manşetleri marifetiyle aklanmaya başlandı. Sonunda bu insanlar taltif edildi ve görevlerine iade edildiler.
28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler adaletin tecellisini bekliyor
Ergenekon, Balyoz, Askerî Casusluk gibi davalardan yargılanan ve hüküm giyen Kemalist elitler kısa sürede kumpaslar gerekçe gösterilerek beraat ettirilirken, FETÖ tarafından İslami kesime yönelik kurulan kumpaslar ve bu kumpasların mağdurları görmezden gelinmeye devam etti.
İslami kesimlerin sesini duyan, mağduriyetini gören olmadı. Haksız ve hukuksuz bir şekilde mahkûm edilen bu insanlar, insanî değerlerin çiğnendiği muamelelerle karşılaştıklarını dile getirmeye devam etseler de bilinçli bir şekilde görülmek istenmedi.
Vahdet-Der ve Mustazaf-Der Kâhta Şubesi aleyhine kumpas kuruldu
Bu mağduriyetlerin en göze çarpanlarından biri Adıyaman'da yaşandı. Devlet imkânlarını kullanan FETÖ, 2011 yılında Adıyaman'da faaliyet gösteren Vahdet-Der ve Mustazaf-Der Kâhta Şubesi aleyhine kumpas kurdu.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada yargılanan Mustazaf-Der Kahta Şube Başkanı Mustafa Yetiş, 10 yıl 6 ay hapis cezasına, Adıyaman Vahdet-Der yöneticisi Ahmet Yıldırım 9 yıl hapis cezasına, diğer Vahdet-Der üyeleri Ahmet Kalan, Hüseyin Demir, İsmail Alpaydın ve Kamil Demiral 7'şer yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ceza kararı veren mahkeme heyeti FETÖ'den açığa alındı
Adeta hukuk katledilerek tamamen yasal olan STK faaliyetlerinden dolayı "terör örgütü üyesi" olmaktan verilen ağır cezalar daha sonra FETÖ kontrolünde olduğu ortaya çıkan Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onandı.
15 Temmuz sonrası başlatılan soruşturmalar kapsamında ise söz konusu operasyonlara imza atan tüm polisler ile davada karar veren savcı dâhil tüm mahkeme heyeti, FETÖ üyesi olmak gerekçesiyle açığa alındı.
Adana'da ise Şura-Der ile Umut-Der üye ve yöneticileri mağdur edildi.
Adana'da ise Şura-Der ile Umut-Der üye ve yöneticileri mağdur edildi. FETÖ, sahte ve düzmece delillere derneğe yönelik kapatma davası açtı. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada Şura-Der Başkanı Mehmet Aktaş, Umut-Der Başkanı Salahattin Yeniay ve dernek müdavimleri İbrahim Önel, Talip Pişkin ve Ömer Altunbaş ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Söz konusu derneklerin üye ve yöneticilerinin haksız ve hukuksuz gerekçelerle mahkûm edildiği Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hüseyin Serter (31532), üye Arif Bekler (34239) ve Cumhuriyet Savcısı Metin Dikeç (39629) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı.
Gelinen süreçte FETÖ ve ondan önce de 28 Şubat cuntacılarının türlü komplo ve kumpaslarla derdest edip mahkum ettiği, yıllarca büyük acılar yaşattığı, İslami hizmetleriyle tanınan kişilerin aileleri "28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler" olarak bir inisiyatif çatısı altında bir araya gelerek yaşanan zulümlerin boyutlarını dile getiriyor.
Aileler, ya adil bir yargılama ya da Meclis Genel Kuruluna sunulan ceza indirimi tasarısından kendi yakınlarının da istifade ettirilmesini istiyor. Yaşadıkları sorunları her platformda ifade eden bu insanlar, adaletin bir gün muhakkak tecelli edeceğine inanıyor. (İLKHA)