• DOLAR 34.672
  • EURO 36.721
  • ALTIN 2933.523
  • ...
"Uyuşturucuyla topyekûn bir mücadele gerekiyor"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Uyuşturucu kullanımı ile ilgili yapılan araştırmalara göre madde kullanımı genç nüfusta yaygınlaştı. Yaşam boyu uyuşturucu kullanım sıklığı yüzde 1,5 olarak belirtililerken bunların yüzde 1,1'inin ailesinde, uyuşturucu kullanan birilerinin olduğu ve bunların da yüzde 87,4'ünün anne, baba veya kardeşlerden birisi olduğu kaydedildi.

Madde kullanımına ilişkin değerlendirmelerde bulunan ailemler ve STK temsilcileri, madde kullanımının önüne geçilmesinin topyekün bir mücadele ile mümkün olabileceğini ifade etti.

Uyuşturucu maddenin aklı devre dışı bıraktığını ve bundan dolayı haram olduğunu ifade eden Şanlıurfa İl Müftüsü İhsan Açık, toplumda herkesin sorumlu olduğu bireyleri uyuşturucu maddeden koruması gerektiğini söyledi.

Açık, " Şimdi öncelikle şunu ifade etmem gerekir, aklı olmayanın dini de olmaz. Bir kişinin mükellef olabilmesi için muhakkak aklı yerinde olması lazım. Akıl baliğ, ibadetlerde ve itaatlerde en öncelikli şeylerden bir tanesidir. Aklı da korumak hususunda her müminin hem kendisi için hem de sorumlu olduğu bireyleri olan eşi, çocuğu ve yakını için koruma noktasında da çaba sarf etmesi gerekir. Bu hizmet şu anlamada gelir. Aklı korumak demek dini korumak anlamına gelir. Bu sebeple de aklı sıkıntıya sokan, aklımızın çalışma noktasında bize zarar veren her türlü madde kesinlikle zarardır. Bunlar içerisinde de madde bağımlılığı yapan alkolden uyuşturucuya kadar hepsi dinimizce haram kılınmıştır. Müminin bunları az da olsa çok da olsa kullanması, satması ve bununla ilgili aracı olması her türlü şekilde haramdır." dedi.

"Uyuşturucuyla mücadelede topyekûn bir mücadele gerekir"

Maddeyi kullanan kişi sırf o maddeye ulaşmak için en sevdiği kişilere zarar verdiğini söyleyen Açık, "Uyuşturucuyla mücadelede topyekûn bir mücadele gerekir. Bazen çocuklarımız bu mücadelede zayıf düşebiliyor. O yüzden bizler vatandaş olarak etrafımızda çocuklarımızdan sorumlu olduğumuz gibi madde bağımlılığının daha da çok yayılmaması için çaba sarf etmemiz gerekir. Bu madde bağımlılığını ve uyuşturucu bağımlılığını arttıran zararlı maddelere karşı da topyekûn bir mücadele vermememiz gerekir. Bu mücadele bir tek kişinin yapacağı bir mücadele değildir. Bu noktada herkes bir gayret içerisinde olması lazım ki dinimizin emri de budur. İnsan aklını yitirildiği zaman mantıklı hareket etmemeye başlar. Kişi o maddeyi bulmadığı zaman, aklı başından gider ve en sevdiği varlıklara zarar vererek o maddeye ulaşmaya çalışır. Esasında o normal akılla onu yapmıyor artık aklını yitirmiş bir şeklide onu yapıyor. Bu seferde kendisinin normal zamanlarda hiç istemeyeceği hareketler sergiliyor. Annesini, babasını, kardeşlerini, hanımını ve çocuklarını kırabiliyor hatta onlara fiili olarak zara verebiliyor. Çünkü vücut o maddeye alışmış ve artık akılla hareket edemiyor. O yüzden kişinin önce bu maddeye bulaşmış bu kardeşlerimizi maddeden uzak tutmak için yardım etmemiz gerekiyor ondan sonra muhakkak bu hasta kardeşlerimizi tedavi etmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.

"Uyuşturucuyla topyekûn bir mücadele verirsek geleceğimizi korumuş olacağız"

Uyuşturucunun içkiyle kıyaslanarak aklı devre dışı bıraktığından dolayı dinimizce haran kılındığını ifade eden bölgenin tanınmış âlimlerinden Molla Sinan Ünel, uyuşturucu maddesinin topluma ciddi anlamda zarar veren ve toplumu ciddi anlamda tahribata uğratan bir madde olduğunu söyledi. 

Okulların etrafında şeker satılır gibi uyuşturucu satılmaya başlandığına dikkat çeken Ünel, "Topluma baktığımız zaman uyuşturucu kullanan insanların uyuşturucuya müptela olmuş insanların, kendi şahıslarına ve topluma ne kadar zarar verdiklerini görmek mümkündür. Topluma faydası olmayan, tamamen toplumda bir zehirlenmeye sebep olan bir birey haline geliyorlar. Aklını yitirdiğinden dolayı ahireti idrak edemiyor. Uyuşturucu maddesi topluma ciddi anlamda zarar veren, toplumu ciddi anlamda tahribata uğratan bir maddedir. Gençliğimizin büyük bir kısmı bu hastalığa yakalanmıştır. Artık hastaneler yetiştiremiyor. Geçen bir sağlıkçı kardeşimizle konuştum. Diyor, gün yoktur ki gençlerin gelmesin midelerini yıkamayalım. Bu hastalık bir çığ gibi büyümüş ve okulların etrafında şeker satılır gibi uyuşturucu satılmaya başladı. Bir gencin uyuşturucuya bulaşması 5 dakikasını alıyor. Gençliğimize ve geleceğimize zarar veren bu maddeyle topyekûn bir mücadele verirsek geleceğimizi korumuş olacağız." diye konuştu.

"İlke Haber Ajansı uyuşturucuyla mücadelede örnek bir basın"

Sözlerine İlke Haber Ajansına (İLKHA) uyuşturucu madde konusunda hassasiyet göstererek yaptıkları haberlerle toplumu bilgilendirdiği için teşekkür ederek başlayan Yeşilay Cemiyeti Şanlıurfa Şube Başkanı Muharrem Çelik ise, uyuşturucuyla mücadelede basın olarak İlke Haber Ajansının (İLKHA) örnek bir basın olduğunu söyledi.

Madde bağımlılığın Türkiye'de hızla arttığını ifade eden Çelik, madde kullanımının sigara ve alkol kullanımında daha erken ölümle sonuçlandığının belirterek uyuşturucuyla mücadelede toplumdaki herkese görev düştüğünü söyledi.

Uyuşturucunun ailenin dağılmasına ve psikolojik sorunların artmasına neden olduğunu ifade eden Çelik, "Türkiye Yeşilay Cemiyeti toplumu bilgilendirme konusunda 98 yıldır sorumluluğunu yerine getiren bir teşkilattır. Son olarak 2011 yılında rehabilitasyon sistemine el atarak son yıllarda da madde bağımlısı hastaları YEDAM'larda verilen ayakta rehabilitasyon hizmeti vererek tedavi ediyor. Bu yıl itibariyle de yatılı rehabilitasyona geçerek bu konuda sorumluluğunu yerine getiren bir teşkilattır. Uyuşturucunun verdiği zararları ele alırsak öncelikle uyuşturucu ailenin dağılmasına, psikolojik sorunların artmasına ve aile huzurunun bozulmasına sebep olur. Ülke ekonomisine baktığımız zaman ülke ekonomisinin gerilemesine, gereksiz yere harcamaların yapılmasına sebep olur. Maddeye bulaşan bireyler ruh halleri bozluyor, sonrasında da sağlıklarının bozulduğu ve çeşitli hastalılara yakalanmaktadırlar. Bu maddeye bulaşan kişiler en önemlisi de erken ölümle tanışıyorlar. Bu ölümler ya bünye artık kaldıramadığı için intihar oluyor ya da sırf maddeyi bulmak için uğraş verirken kendi hayatından olabiliyorlar. Uyuşturucu maddenin hiçbir faydası olmadığı gibi zararları da çoktur." dedi.

"Gençlerimizin maddeye bulaşmaması için elimizden geleni yapmamız lazım"

Uyuşturucu madde kullanımının çoğalmasıyla toplumda hırsızlık vakıaları ve şiddet olaylarının arttığını ifade eden Çelik, şunları söyledi: "Maddeyi kullanan kişilerin akıllarında sadece maddeye ulaşma çabaları vardır. Bu haliyle topluma kötü bir şekilde yansımaktadır. Toplumda hırsızlık vakıaları ve şiddet olayları artıyor. Maddeye ulaşmak isteyen kişilerin çevreye zararları özellikle parklarda ve bahçelerde oynayan çocukların bu kişilerin ister istemez zararına uğruyorlar. Bunun içinde bilinçli toplum olmamız lazım. Gençlerimize sahip çıkıp maddeye bulaşmaması için elimizden geleni yapmamız lazım. Bu konuda tabi ki sadece Yeşilay Cemiyetine görev düşmüyor. Bu mücadele sadece bir kurumla yapılacak bir mücadele değildir uyuşturucuyla mücadelede topyekûn bir mücadele gerekiyor. Topumda her kesimin ve her kurumun sorumlulukları vardır. Uyuşturucuyla mücadelede sadece Türkiye'yle çözülecek bir mesele değildir. Bu illetin yurtdışı bağlantıları vardır. Genellikle bu maddenin örgütlerde bağlantıları vardır. Toplumda sorumlu olan herkes üzerine düşen görevi yerine getirmesiyle uyuşturucu madde piyasadan kaldırabiliriz."

 "Aileler, çocuklarının arkadaş seçimini yakından takip etmesi gerekir"

Toplumdaki en büyük tehlikenin madde bağımlılığı olduğunu söyleyen Eğitim Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun ise, okulların açılmasıyla ailelerin çocuklarını takından takip etmeleri konusunda uyardı.

Coşkun, "Toplumumuzun en büyük zararlarından birisi madde bağımlılığıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi bu maddeden korumamız lazım. Eğitim öğretim yılı da başladı. Aileler çocuklarının arkadaş seçimini takip etmesi gerekir. Çocuğun nerelere takıldığını ve nerelere gittiğini araştırmaları gerekir. Toplumun her kesimi çocuklarımızı ve gencimizi bu tür maddelerden uzak tutmaktır. O yüzden ailenin bu konuda çok hassas davranması gerekiyor. Çocuğunun her sıkıntısını mutlaka bir arkadaş gibi dinleyerek bu sıkıntılara çözüm üretmeleri gerekiyor." şeklinde konuştu. (Hüseyin Sayhar-İLKHA)


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir