İdlib`deki insani durum kırılganlığını koruyor
Suriye genelinde ve özellikle İdlib`deki insani durum, yeni bir çatışma ortamını kaldıramayacak şekilde ciddiyetini koruyor.
Çatışmalar ve yerinden edilmenin yanı sıra gıda ve sağlık ihtiyaçlarıyla sınanan Suriyeliler, hayata tutunmak için uluslararası insani yardımları bekliyor. Özellikle İdlib'deki insani durum, yeni bir çatışma ortamını kaldıramayacak şekilde ciddiyetini koruyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Soçi'de 17 Eylül'de bir araya gelerek vardığı mutabakat, büyük bir insani krizin yaşanmasının önüne geçerek bölgedeki sivillere umut oldu.
Türkiye ve Rusya'nın İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki ateşkes rejiminin korunması için vardığı anlaşma ile askeri bir müdahalenin önüne geçilerek sivillerin korunması öncelikli tutuldu, insani yardımların ulaştırılmasının önü açıldı.
Ancak hem çatışmalar ve yerinden edilme ile hem de gıda ve sağlık gereksinimleriyle sınanan Suriyeliler, hayata tutunmak için uluslararası insani yardımları bekliyor. Özellikle Suriye'nin kuzeybatısında, Türkiye'nin Hatay ilinin karşısındaki Suriye topraklarında yer alan İdlib'deki insani durum yeni bir çatışma ortamını kaldıramayacak kadar kritik seviyede.
İdlib'de yaklaşık 3 milyon sivil güvenlik ve koruma ihtiyacı duyuyor
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Yardım Koordinasyon Ofisinin (OCHA) Suriye'deki insani duruma ilişkin paylaştığı bilgilere göre, Suriye içinde şu anda 6,2 milyon insan yerinden edilmiş durumda.
Soçi mutabakatından yaklaşık bir hafta önceki verilere göre, bölgede yükselen tansiyonun etkisiyle ülkenin kuzeybatısında 1-12 Eylül tarihlerinde yaklaşık 38 bin 300 sivil bulunduğu yeri terk ederek İdlib'in etrafında güvenli bir yer arayışına girdi.
Bu dönemde bölgede Kefer Zita'daki Magara, İdlib'in güneyindeki Has köyündeki Hayat Nabzı, Hama'nın kuzeyindeki Latamne hastanelerinin vurulması da zaten kısıtlı sağlık imkanlarına ulaşımı imkansız hale getirdi. Ağustos ayına nazaran artan bombardımanlar sonucunda hastanelerin yanı sıra okullar ve halkın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli altyapı tesisleri de zarar gördü.
İdlib'de yerel kaynaklara göre, çoğu kadın ve çocuktan oluşan, güvenli buldukları için iç göçle İdlib'e gelen 2,6 milyon sivil dahil İdlib'deki yaklaşık 4 milyon nüfus güvenlik ve koruma ihtiyacı duyuyor. Bölgedeki sivillerin en az 2,7 milyonunun hayata insani yardımlarla tutunduğu tahmin ediliyor.
Nüfusun yoğun olduğu bölgeye yönelik olası askeri operasyonların, sivillerin hayatını tehlikeye atmanın yanı sıra hayat kurtarıcı insani yardımların ulaştırılmasını da ağır sonuçlar doğuracak şekilde kesmesinden endişe ediliyor.
Suriye'de 13 milyonu aşkın sivil insani yardım bekliyor
Suriye genelinde insani duruma bakıldığında ise 5,6 milyonu hayati tehditlerle karşı karşıya olan ve acil insani yardıma ihtiyaç duyan toplam 13,1 milyon sivil insani yardım bekliyor.
Ülke genelinde 8,2 milyon insan yaşadığı bölgelerde silahlı çatışma ya da patlama tehlikesine maruz kalıyor.
Kuşatılmış alan olarak ilan edilmese de ulaşılması çok güç bölgelerde yaşayan insanların sayısı ise 3 milyon. Kuşatılmış bölgelerde de 420 bin sivil var. Suriye içinde göç etmek zorunda kalanların sayısı ise 6 milyonu aştı.
Türkiye, Suriyelilere ev sahipliği yapma, sınır ötesine de yardım ulaştırmaya ek olarak uluslararası yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında da kolaylaştırıcı rol oynuyor.
Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası sivil toplum yardımları, BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda Türkiye üzerinden geçirilerek Suriye'deki Babüsselame ve Babülhava sınır noktalarından ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.
Türkiye'den ilk sevkiyatın yapıldığı 24 Temmuz 2014 tarihinden bu yıl temmuz ayına kadar BM, Türkiye ile iş birliği içinde yapılan 578 sevkiyatla Suriyelilere 16 bin 754 kamyon insani yardım ulaştırdı. Bu yılın ilk 7 ayında Türkiye üzerinden Suriye'ye giden BM yardım kamyonlarının sayısı ise 2 bin 397'e çıktı.