Tarihte Bugün: 18 Eylül 2018
TARİHTE BUGÜN / DOĞRUHABER / 18 EYLÜL
1790—Osmanlı ile Avusturya arasında Yergöğü Ateşkes Antlaşması imzalandı. 1787`de başlayan Osmanlı-Rus savaşları sırasında Avusturya ile Yergöğü`de yapılan savaşta Avusturya yenilmişti.
1923 - Hindistan Direnişi, Hindistan`ın bağımsızlık mücadelesinin önemli hamlelerinden biri olan sivil itaatsizlik kampanyası başlattı. Sömürgeci İngiliz yönetimine karşı her türlü konuda sessiz itaatsizlik ve boykot uygulanmaya başlandı.
1924—Mustafa Kemal medreselerin açılmasını isteyen Alimlere hitaben "Mektep istemiyorsunuz Halbuki millet onu istiyor. Bırakınız artık bu zavallı millet, bu memleket evladı yetişsin Medreseler açılmayacaktır; millete mektep lazımdır" dedi. Halbuki Mektepler de tıpkı Medreseler gibi eskiden beri var olagelmiştir. Alimlerin ve Müslüman Halkın isteği Medreselerin tıpkı Mektepler gibi açık tutulması ve Halkın manevi gelişmesinin yegane yolu olan bu ilim irfan merkezlerinin yasaklanmamasıydı. Öte yandan ‘medreseler açılsın ve mektepler kapatılsın` şeklinde bir talep ne Alimlerden ne de başka birilerinden gelmiş değildir. Öte yandan komünist ülkeler haricinde Dünya`nın hiç bir toplumu dini eğitim ve öğretim yapan kurumları yasaklamış değildir.
1932 - Türkçe Ezan Ezan Türkçe okundu. 1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal`in cumhurbaşkanlığı döneminde İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı`nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.
Kur'an`ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul`da Yerebatan Camii`nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu. Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii`nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi`nde de, Ayasofya Camii`nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu. 18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi. 4 Şubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların kati ve şedid (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi. Nitekim Ezan`ı Arapça aslı ile okumak isteyen birçok Alim ve kişi hapsedilmiş ve bazıları da katledilmiştir. Ezan Hitler dönemi Almanya`sında Almanca okunsaydı bu bütün dünyada da Türkiye`de de Faşizm`in uç örneklerinden biri olarak algılanacak ve dillendirilecekti. Aynı uygulama Türkiye`de ve Mustafa Kemal tarafından uygulandığında da dünyanın algısı değişmemiş ama Türkiye`de laikçi kesim bunu çağdaşlık olarak lanse ettirme uğraşı içerisine girmiştir. Türkçe Ezan uygulaması 1950`de Demokrat Parti`nin iktidara gelişinin ardından ortadan kalkmıştır. Bununla ilgili de bir yanlış algı da vardır ki, bu da Türkçe Ezan`ın kaldırılıp yerine Arapça Ezan`ın getirildiği algısıdır. Aslında Türkçe Ezan hiçbir zaman kaldırılmamış ve halen isteyenler okuyabilmekte serbesttirler. O dönemde yapılan, yasaklanmış olan Arapça Ezan`ın serbest bırakılmasından başka bir şey değildir. Fakat asli ezan serbest kalınca kimse Türkçe Ezan uydurmasına aldırış etmemiş ve o ana kadar Türkçe Ezan okuyan tüm Müezzin ve İmamlar Arapça ezan okumaya başlamışlardır. Bu dahi Türkçe Ezan`ın baskı ve zulümle okutulduğunu gösteren apaçık bir delildi.
1934 - Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Milletler Cemiyeti'ne girdi.
1937 - Nyon Antlaşması, TBMM'de kabul edildi. Nyon Antlaşması 1937'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi. Nyon Antlaşması Akdeniz'de korsanlık faaliyetlerine karşı uluslararası ortak önlemleri içeriyordu. Bu antlaşmayla Türkiye`nin kıyıları da uluslararası kontrolün altına giriyordu.
1960—Milli Birlik Komitesi`nin eski iktidar üyelerini Yassıada'da yargılama kararı üzerine Kurulan araştırma komisyonları çalışması sona erdi. Eski iktidara atfedilecek suçlar Anayasa'yı ihlal, vatana ihanet, 28 Nisan olayları, İsmet İnönü'ye hazırlanan suikastlar, yolsuzluklar ve döviz kaçakçılığı olarak belirlendi. Anayasa`yı baştan sona postallarının altında ezerek iktidara el koyan Cunta, Anayasa`nın bir iki maddesini ihlal etme suçlamasıyla eski iktidarı idam sehpasına götürüyordu. Cunta`nın enteresan uygulamalarından bir tanesi de tıpkı Mustafa Kemal`e muhalefet edenlerin İzmir suikasti iddiasının bahane edilerek ortadan kaldırılması gibi İsmet İnönü için de bir takım suikastlerin ihdas edilip bu bahane ile muhalifleri ortadan kaldırma yöntemine başvurmasıydı.
1961 - Yassıada mahkumları verilen idam cezalarının infaz edilmesinin ardından Kayseri Cezaevi'ne nakledildi.
1970 - Dünya'nın efsane elektro gitaristlerinden kabul edilen ayrıca Hippi Harekâtı'nın öncülerinden olan, ABD'li müzisyen ve Rock`çu Jimy Hendrix, aşırı dozda uyuşturucudan öldü. Hippi, yaşam tarzı aslında bugünkü mutlak retçiliğin temellerini atan bir oluşumdur. Dünyanın, üzerindeki tüm bitki, hayvan ve insanlara ait olduğunu kabul eden apolitik bir görüştür. Kendilerine asla sınır koymayan, var olan tüm yetkilileri reddeden, komün hayatını savunan ve tıpkı hayvan ve bitkilerde olduğu gibi insanlar için de sınırsız bir özgürlük isteyen bir harekettir. 1960'lı yıllarda dönemin komünist ve faşist yapılanmalarına karşı çıkan, özgürlüğün bireyin kendi içinde olduğunu savunan ancak uygulamaları ile anarşist düşünce tarzından ayrılan, bir gruptur. Hippiler daha çok "freaks" yani "uyuşturucu muptelaları”diye adlandırılır. Tamamen hayvani bir özgürlük taraftarı olan bu oluşum da manevi bunalım yaşayan Batı gençliğinin müzmin arayışlarından bir tanesi idi ve geçen zaman bunun da bir çözüm olmadığını göstermişti.
1974 – Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi koalisyonu politik nedenlerle bozuldu. Kıbrıs Harekatı`nın asıl mimarının Necmettin Erbakan olduğu görüşünün yaygınlaşması üzerine ikinci plana düşen iktidarın büyük ortağı CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, başbakanlıktan istifa etti.
1980: 12 Eylül Cuntası, AP`den 7, CHP'den 25, MHP'den 11, MSP'den 5 ve Bağımsızlardan 2 olmak üzere toplam 50 parlamenterin gözetim ve güvence altına alındığını açıkladı. Gözaltına alınanlar eski parlementer olunca bunun da adı güvence altına alma olarak değişmişti.
1980: 12 Eylül darbesinin elebaşıları Kenan Evren ve MGK üyeleri, TBMM'de törenle ant içtiler. Üyelerin adları şöyle: Milli Güvenlik Konseyi ve Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun. TBMM`yi canı istediği zaman basıp feshedenlerin TBMM`deki yeminlerinin ne değeri vardı bilinmez ama ‘bir daha Anayasa`yı çiğnemeyeceğimize ve darbe yapmayacağımıza` şeklinde bir yemin mi edildiği merak konusu oldu.
1981 - Fransa'da idam cezası kaldırıldı.
1988—Irak hükümetinin baskılarından kaçan Kürdler`in Türkiye'ye sığınmalarının ardından onlara Türkçe öğretileceği açıklandı. Faşizan eğilimlerin bütün hızıyla devam ettiği Türkiye`de Kürdlerin yaşadığı dramın orta yerinde, hala birileri asimilasyon peşindeydi ve ‘koyun can derdinde, kasap et derdinde` deyimi tam da karşılık bulmaktaydı.
1996: Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, KDP Lideri Mesud Barzani ve Türkmenlerle görüşerek, Kuzey Irak`ta bir Türkmen-Kürt yerel yönetiminin kurulacağını ve bu yönetimi Çekiç Güç`ün koruyacağını söyledi.
1997 - 89 ülke kara mayınlarının yasaklanması antlaşmasını onayladı. Amerika Birleşik Devletleri metne imza atmayı reddetti. ABD ve Siyonist İsrail, şu ana kadar menfaatlerini küçük de olsa zedeleyecek bir anlaşmaya imza atmış değillerdir. Öte yandan imzaladıkları birçok antlaşmanın da işlerine gelmeyen bölümlerine uymamışlardır.
2005 - Afganistan'da 1969'dan bu yana ilk parlamento seçimleri yapıldı.
2005: Televizyonda yayınlanan “Gelinim Olur musun?” programıyla tanınan Ata Türk (24), Adana'da bir otel odasında ölü bulundu. Bu tarz programların sebep olduğu manevi cinayetlerin sayısızlığı karşısında zaman zaman bu tür bedeni cinayetlere de yol açmaktadırlar.