Gaziantepli hacılardan ilk kafile kente döndü
Hac farizasını yerine getirmek için Gaziantep`ten kutsal topraklara giden 360 kişilik ilk hacı kafilesi kente döndü.
Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla hac farizasını yerine getirmek için 2 Ağustos tarihinde Gaziantep'ten dualarla kutsal topraklara uğurlanan hacılar, memleketlerine dönmeye başladı. Yakınları tarafından gözyaşlarıyla karşılanan hacılar, hacda elde edilen kazanımların hayata yerleştirilmesi gerektiğini belirttiler.
360 kişilik ilk hac kafilesi, Suudi Arabistan'ın Cidde ve Medine şehirlerinden THY ait tarifeli uçakla Gaziantep Havalimanına indi.
Gaziantepli hacılar, kendilerini karşılamak için havaalanının önünde sabırsızlıkla bekleyen yakınlarıyla kucaklaştılar. Karşılama sırasında duygusal anlar yaşanırken, bazı hacıların ve yakınlarının ise ağladığı görüldü. Hacılar ailelerine kavuşmanın sevincini yaşarken duygu dolu anlar yaşadı. Aileleri ile beraber uzun süre hasret gideren hacıların ve yakınlarının mutluluğu gözlerinden okundu.
"Kutsal topraklardan ayrılmanın hüznünü yaşıyoruz"
Bir yandan memleketlerine dönmenin, aileleri ve yakınları ile buluşmanın sevincini yaşayan hacılar, diğer yandan da kutsal topraklardan ayrılmanın hüznünü yaşadıklarını söylediler.
Memleketlerine dönmenin heyecanını yaşadıklarını belirten hacılar, hac ibadetinin çok güzel bir ibadet olduğunu, tüm dünya Müslümanlarının birbirlerini görmesi ve omuz omuza birlikte tek vücut halinde Kâbe etrafında ibadet etmesinin ayrı bir güzellik olduğunu vurguladılar.
Yaşlı annesi ile ağabeyinin yaşlı kayınvalidesine yardımcı olmak ve hac ibadetini yerine getirmek için kutsal topraklara gittiğini belirten Sibel Nacaroğlu, "Annem ve yengemin annesi yaşlı oldukları için ve onların durumlarını düşündüm. Zaten ben de hacca gitmek istiyordum. Onlarla beraber gitmeye karar verdim. Onlarla beraber gittim, iyi ki de gitmişim. Hac yaşlıların yeri değil. Haccın tadını çıkarabilmek için gerçekten genç gitmek lazım. Gençken gidilirse orada ancak koşturabiliyorsun ve o kutsal yerlerin hazzını alabiliyorsun. Yaşlılar maalesef istedikleri gibi ibadetlerini yapamıyorlar. Onun için de gençken hacca gitmek lazım. En başta anneme de annemin yengesi yardımcı olduğum için ve hacı olduğum için mutluyum. Rabbim inşallah ölünceye kadar hacı olmayı, hacı kalmayı nasip eylesin." dedi.
Hacca gitmenin çok güzel bir duygu olduğunu belirten Fatma Yiğit, "Rabbim ümmeti Muhammed'e de nasip etsin. Önce gitmeyenlere nasip etsin sonra tekrar tekrar gitmek isteyenlere nasip etsin. Üçüncü defadır gidip geldim. Hacca dördüncü defa gitmeye de inşallah niyet ettim. Oranın aşkı çok başka ve anlatılmaz. Orayı yaşamak lazımdır. Sevinci çok güzel ama dönüşü çok acı. Genç gitmek daha önemlidir. Çünkü ibadetini daha iyi yapıyorsun. İbadetlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışıyorsun. Yaşlandığınız ve yaşlı olduğun zaman rahatsızlanıyorsun. Onun için de genç gitmek daha güzeldir. Hacca âşık olan gidebilir, parası olanlar değil. İnsanın çuval dolu parası olur ama Rabbim nasip etmez. Rabbim âşık olanlara nasip etsin." ifadelerini kullandı.
Hacca çok genç yaşta gidilmesini tavsiye eden Şemsi Küçük ise "Hacca gidip geldiğimiz için çok mutlu ve neşeliyiz. Rabbim herkese de nasip etsin. Memleketimiz için ve bütün Müslümanlar için de bol bol dua ettik. Hacca gitmek çok güzel bir duygudur. Vazifemizi yerine getirdik. Arafat'a çıkmak çok güzeldir. En güzel duygu Arafat'a çıkmaktı. Bu sene çok güzel geçti. Hiç izdiham yaşamadık. Çok güzel sıralama yapıldı. Gencimiz de, yaşlımızda, erkeği de ve kadını da herkes hac ibadetini yerine getirdi." şeklinde konuştu.
Yeter Durgar da "Allah'ın misafiri olduk. Herkese çok dua ettik. Allah herkese de nasip etsin. Allah'ın evini, Peygamberimizin makamını, Medine'yi Münevver'i ve Beytullahı ziyaret etmeyi ve görmeyi de Rabbim herkese nasip etsin. Hacı olduğumu için çok mutluyum. Rabbim herkese nasip eylesin." diye konuştu.
Kutsal topraklardan ayrılmanın hüznünü yaşadıklarını belirten Zeliha Bolat, "Kutsal Toprakları görmek çok güzeldi. Mekke çok güzel bir şehirdi. Allah herkese nasip etsin. Orayı görmek dolu dolu yaşamak çok güzeldir. Allah'ım herkese nasip etsin. Haccı olduğumuz için çok mutluyuz. Rabbim herkese bu günü yaşatsın. Şu an mutluluktan ağlıyorum. Tabi aynı zamanda o kutsal topraklardan ayrıldığımdan dolayı da ağlıyorum. Çok güzel bir duygudur. Allah kısmet ederse bir de umreye gideceğiz." diye belirtti.
Ramazan Yıldızhan da duygularını şu ifadelerle dile getirdi: "Çok mutlu, neşeliyiz. Allah gitmeyenlere de nasip etsin. Bütün Müslümanlara duacı olduk. İnşallah herkes o kutsal toprakları görür ve Allah'ın misafiri olmak çok güzel bir duygudur. Hacca genç gitmek daha güzel, aslında genç gitmek gerekiyor. Yaşlılar çok perişan oluyor. Hacı yaşamak önemlidir. Hacı kalmak önemlidir."
Hacılardan Sıdıka Kartal ve Hanım Akyüz de hac ibadetini yerine getirdikleri için çok mutlu olduklarını belirterek, kutsal topraklardan ayrılmanın hüznünü yaşadıklarını ve hiç gelmek istemediklerini dile getirdiler.
"Hac çok yönlü bir ibadettir"
Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, dualarla kutsal topraklara uğurladıkları bin 900 kişilik hac kafilesinden 360 kişiden oluşan ilk kafilenin Gaziantep'e döndüğünü hatırlattı.
Bir hac mevsiminin daha geride kaldığını anımsatan Çelik, "Cenabı Hak hacılarımızın hacını mebrur etsin. Güzelliklerle bizi tekrar geri evlerimize döndüren Allah'a şükürler olsun. Peygamber Efendimiz hakkı ile yapılan haccın karşılığının ancak cennet olduğunu söylüyor. Cenabı Hak bütün hacılarımızın haclarının karşılığını cennet olmasını cennet olan haccı mebrur etsin diye dua edelim ve hacılarımızı o kutsal topraklara giderken bu dua ile uğurladık. Hac sadece kişisel bir ibadet değildir. Sosyal yönüyle, uluslararası din kardeşliği yönüyle çok yönlü bir ibadettir. Hac seyahatiyle birlik, beraberlik içerisinde bir yolculuk yapmak, beraber hareket etmek yönüyle ve Arafat'ta bir anda bulunulması bir yandan Müzdelife gibi yönleriyle hikmetlerle dolu bir ibadettir." dedi.
"Bin 900 hacımız kafilelerle dönmeye başladı"
Çelik, dualarla kutsal topraklara uğurlanan hacıların bugün itibariyle ilk kafile olarak memleketlerine dönmeye başladıklarını belirterek, "Allah'a hamdolsun ülke olarak dualarla, heyecanlarla helalleşerek hep beraber konu komşu, hısım akraba ile başlattığımız hac ibadeti mevsimi sona erdi. Artık Zilhicce ayının sonuna geldik. Hacılarımız da artık peyderpey dönmeye başladılar ve Gaziantep'ten kafilelerle gönderdiğimiz yani Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından bizim organizasyonumuzda giden bin 900 hacımız kafilelerle tekrar dönmeye başladılar. Bugün itibariyle ilk kafilemizi karşılıyoruz. Hep beraber nasıl uğurladıysak aynı coşku ve dualarla onların duasını alarak onların Kâbe'ye bakan gözlerindeki o nuru görmeye çalışarak, yüz aydınlıkları ile beraber karşılıyoruz. Cenabı Hak ülkemize, İslam âlemine böyle daha nice güzellikler nasip etsin." temennisinde bulundu.
"Hacda elde edilen kazanımları hayatımıza yerleştirmeliyiz"
Hacda elde edilen kazanımların hayata yerleştirilmesi gerektiğini belirten Çelik, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
"Bin bir zahmet ile yaptığımız hac ibadetinin bu kazanımlarını ömrümüz boyunca korumaya çalışmak lazım ki; haccımız Peygamber Efendimizin tarif ettiği haccı mebrurdan olsun ve 'Haccı olmak marifet değil, haccı olarak kalmak, hayatı yaşamak ve ömrümüzü tamamlamak önemlidir' derler. Gerçekten de birçoğumuz, birçok ibadetler yapıyoruz. Ama ibadetlerin hikmet, ahlaki, sosyal hayata yansıyan yönünü ihmal ediyoruz. Her bir ibadetin bize yaşantı ve yaşama sanatı olarak kazandırdığı değerler vardır. Mesele bu değerlerle beraber hayatımızı devam ettirmemizdir. Yani oralarda kazandığımız birlikte yaşama, omuz omuza, o dar ve imkânsız alanları paylaşma ruhu vermelidir. Hacdan sonra da bize bu yaşama biçimini kazandırmalıdır." (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)