Suriye'nin İdlib kentinde rejim ve rus uçakları tarafından düzenlenen saldırılara tepki göstermek ve mazlum halka destek olmak amacıyla bir çok şehirde basın açıklaması düzenlendi. Yapılan açıklamalarda, saldırıların son bulması çağrısında bulunuldu.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, Suriye'nin İdlib kentinde yaşanan zulmü kınama amaçlı bir basın açıklaması düzenledi. Aynı saatlerde Muş'ta da Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu Muş Temsilciliği tarafından basın açıklaması yapıldı.

Her iki basın açıklamasında da ortak metin okundu.

Suriye'deki savaşın 7'nci yılını geride bıraktığı hatırlatılan açıklamada, özellikle Rusya'nın Ortadoğu'da nüfuzunu artırarak bu sürece dâhil olması, ABD ve AB'nin ikircikli tutumlarının, bölgeyi tamamen kaosa sürüklediği belirtilerek, "Şimdi ise bu kaosu tekrardan fırsata çevirmenin hesaplarını yapıyorlar. Onların çıkarı için insanların ölmesi, acı çekmesi ve zayıf düşmesi hiç önemli değildir. Yeter ki devletlerinin çıkarı tehlikeye girmesin." denildi.

Açıklamada, "Şu anda da sınırımıza 60 kilometre uzaklıkta bulunan İdlib'e saldırılar başlatılmıştır. Öncelikle, Türkiye'nin bölge halkına ve mücahitlere desteği hem siyasi hem askeri zaviyeden çok belirleyicidir. Bunun sürmesi, kaybedilmemesi gerekir. Bu perspektifle Suriye halkının dostları, kardeşleri olan bizler bugüne kadar Suriye meselesiyle ilgili olarak haktan, adaletten yana tavrını devam ettirmesi, birtakım sathi hesaplarla bulandırmaması için iktidara yönelik çağrımızı, talebimizi diri tutmalıyız." ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, "Bugün yanı başımızdaki kardeşlerimize sahip çıkma günüdür. İdlib'de şu anda 4 milyona yakın insan yaşamaktadır. Zalim Esed'e teslim olmayı kabul etmeyen bu mazlum halk şu anda ağır bombardıman ve kitle imha silahlarıyla yok edilmek istenmektedir. Eğer gereken tepkiler verilmezse maalesef İdlib de diğer bölgeler gibi yıkıma uğrayacak ve ağır bir bilançoyla karşı karşıya kalacağız. Suriye'nin diğer bölgelerinde yaşanan katliamların İdlib'de de yaşanmaması için bütün Müslümanlar topyekun dayanışma sergilemeli ve zalimlere karşı sesini yükseltmelidir. Aksi takdirde mazlum bir halkın ölümüne seyirci kalmanın vebalini hiçbirimiz yüklenemeyiz." denildi.

Van SDİ İdlip'te yaşanan katliamları kınadı

Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi (Van SDİ) tarafından, Suriye'nin İdlib kentinde yaşanan katliam, düzenlenen basın açıklamasıyla kınandı. 

Van SDİ adına basın metnini okuyan SDİ dönem sözcüsü Hayati Beyde , "Baba Esed'in iktidara geldiği 1971 yılında, oğul Esed'in sözüm ona iktidarda olduğu bu güne kadar, yaşanan katliamlar dünya tarihinde eşine az rastlanır cinsten bir vahşet örneğidir. Ne var ki yaklaşık 4 milyon kardeşimizin yaşadığı İdlib'de, oluşabilecek bir katliamın boyutları tahminlerin çok uzağında bir vahşetle sonuçlanabilir. Maalesef başından beri Suriye meselesinde akan kanın durması için, samimiyetle gayret gösteren Türkiye'den başka bir ülke bulunmuyor. Savaşın başından beri Suriye'deki mazlumlara sahip çıkan Türkiye'nin, düne kadar izlemiş olduğu olumlu politikalar ehli vicdan sahibi olan herkes tarafından görüldü ve desteklendi. Türkiye'nin bu tavrı devam ettiği müddetçe, bizler tarafından da desteklenmeye devam edecektir. Umarız Türkiye mazlum kardeşlerine sırtını dönmez ve onları sahipsiz bırakmaz ve uluslararası arenada gücünü ortaya koyarak, bu katliamlara engel olur. Çünkü bu Türkiye için insani bir sorumluluktur ve bu sorumluluktan kaçmamalıdır." dedi.

"Festivalin ilimize fitneden başka bir katkısı olmayacaktır"

Van'ın Gevaş ilçesinde gerçekleştirilecek olan festival etkinliğine de değinen Beyde açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Güzel Van'ımızın Gevaş ilçesinde, sözde gençlik festivali, gerçek ise 'Gençleri İfsat Festivali' düzenlenmek istenmektedir. Ağır alkollü içkilerin yaş sınırı olmaksızın satışının yapılacağı, sponsorluğunu da bir bira markasının olduğu, çadırlarında ne yapılacağı belli olmayan hem dinimize hem de kültürümüze aykırı olan, gençlerimizi ifsat organizasyonunun yetkili mercilerce engellenmesi bütün Vanlıların ve özellikle 54 derneği içinde bulunduran inisiyatifimizin öncelikli talebidir. Bu organizasyonun hassas sıkıntıları olan ilimize fitneden başka bir katkısı olmayacaktır." (Mehmet Çelik, Ayetullah Tarhan, Yunus Tuğrul-İLKHA)