• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
İşte Gerçek Fedakar Bir Baba
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ali Taşçı, 63 yaşında emekli bir baba... Pendik Velibaba Mahallesi’nde tek katlı bir gecekonduda 3 engelli çocuğuyla inanılmaz bir hayat mücadelesi veriyor. Kansere yakalanan eşini kaybettikten sonra çocukları Semra(33), Selçuk(32) ve Fatih(26) ile başbaşa kalan Taşçı, evlatlarına bebek gibi bakıyor. Onları yediriyor, içiriyor, altlarını değiştiriyor, güzel havalarda sırtına alıp sokağa çıkarıyor.

SESLERİNE HASRETİM

En çok kendisini çocuklarının tek bir kelime edememesinin üzdüğünü belirten fedakâr baba, “Onların sesine hasretim. İçim kan ağlıyor. Tek isteğim onlara rahat bakabileceğim müstakil bir evimin olması” diyor.

En büyük çocukları Semra, Ali-Hatice Taşçı çiftinin sevinçle karşıladığı bebekleriydi. Semra, emeklemeye başladıktan kısa bir süre sonra hareket edemez oldu. Hekimler bebeğe “ağır mental retardasyon” teşhisi koydu. Vücudunun neredeyse tamamını oynatamayan Semra’nın ardından dünyaya gelen Selçuk ve Fatih de ablalarıyla aynı kaderi paylaştı. Aile, gitmediği hastane bırakmadı. Evlatlarına hayatını adayan baba Ali Taşçı, en büyük yıkımı da Ekim 2008’de yaşadı. Kalp yetmezliği ve akciğer kanserine yakalanan, hayattaki en büyük destekçisi eşi Hatice Taşçı hayatını kaybetti. Taşçı, eşinin ölümüyle bir başına kaldı. 4 yıldır çocuklarına bebek gibi bakan fedakar baba günlük hayatlarını şöyle anlatıyor:

KÜSERSE YEMEZLER

“Her sabah 09.00 gibi uyanırlar. Altlarını temizliyorum. Kahvaltılarını hazırlıyorum. Çeneleri çok zayıf olduğu için yiyecekleri hemen ezemiyorlar. Bekleyeceksin. Seve seve yedireceksin. Küstürmeyeceksin yoksa yemezler. Çoğu zaman ağlamaklı dahi olsam onlara her zaman gülümsemem lazım. Çok duygusallar çünkü. Televizyonu açıyorum kendileri sevdikleri dizileri izliyorlar. Genellikle kumanda Selçuk’un elinde oluyor. Öğlen yemeği yemezler. Acıktığını herkes farklı tepkilerle gösterir. Mesela Selçuk karnını ovarak açlığını söyler.”

TEK İSTEĞİ BİR EV

Baba Ali Taşçı, yetkililerden “Eğer ki ben ölürsem birgün, en azından o zaman rahat ederler” diyerek bir ev istiyor. Taşçı “40 merdivenli gecekonduda yaşıyoruz. Çocuklarımı gezdirebileceğim, bahçesinde oynatabileceğim bir ev hayal ediyorum. Çünkü özellikle Selçuk dışarı çıkmayı çok seviyor. Ben ve çocuklarım burada ömür boyu hapis cezası verilmiş gibi yaşıyoruz” diyor.

haber7

Bu haberler de ilginizi çekebilir