40 yıldır otogarda çalışan ikiz kardeşler: Bu iş gittikçe ölüyor
Diyarbakır`da 40 yıldır otogarın çeşitli departmanlarında çalışan ikiz kardeşler, gittikçe öldüğü için çocuklarına bu işi tavsiye etmediklerini söylediler.
Diyarbakır Şehirlerarası Terminal İşletmeleri'ne (DİŞTİ) 1978 yılında simit satmak için gelen ikiz kardeşler, hem araba yıkama işi yaptılar hem de firmaların bünyesinde çeşitli görevler aldılar.
40 yıldır otogarda çalışarak ekmeklerini çıkaran Göntürk kardeşler, emekli olduktan sonra da işlerine devam edeceklerini söylediler.
Küçükken simit satmak için otogara geldiklerini anlatan İbrahim Göntürk, "Eski otogar Seyrantepe'deyken ikiz kardeşimle beraber oraya gittik. Simit sattık, daha sonra araba yıkamaya başladık. Arkadaşlar, 'Gelin firmamızda çalışın.' dediler. Biz de firmalara geçtik. İşimi seviyorum, ekmeğimiz çıkıyor. Emekliliğime 3 sene kaldı. Kısmet olursa emekli olduktan sonra işime devam edeceğim. Çocuklarım işsiz de kalsa otogara gelmelerini istemiyorum çünkü para kazanılmıyor. Çocuklarıma tavsiye etmiyorum." dedi.
İkiz kardeşiyle farklı firmalarda çalıştıklarını ve birbirlerine benzedikleri için güzel anılar yaşadıklarını dile getiren Göntürk, "Kardeşimle ikiz olduğumuzu yolcular bilmiyorlar. Mesela geçen gün bir yolcu yazıhanemize geldi. Bana, 'Sen az önce öbür yazıhanedeydin, ne çabuk buraya geldin?' dedi. Ben ona benim ikiz kardeşimin de burada olduğunu söyleyince inanmadı. İkizimi çağırdım. Kardeşim yanıma gelince adam hayret içinde kaldı." ifadelerini kullandı.
"Eskiden çalışmamız daha güzel, kazancımız iyiydi"
Çalışma hayatına otogarda başladıklarını ve burada büyüdüklerini kaydeden Halil Göntürk ise şunları söyledi: "Eskiden fazla firma olmadığı için çalışmamız daha güzel, kazancımız iyiydi. İşimizi daha fazla seviyorduk. Şimdilerde uçaklar bizi çok etkiliyor. Bayramlarda birkaç günlüğüne yoğunluk oluyor ama daha sonra yolcular, tekrar uçakla seyahat ediyorlar. Eskinin kalabalığı daha çoktu. Asker sevkiyatı ve bayram dönüşleri olduğu zaman illaki otogar çok kalabalıktı. Şimdilerde ise bayram mı seyran mı olduğu belli değil. Eski imkânlarla şimdiki imkânlar arasında dağlar kadar fark var. Adamın daha önce arabası, taksisi, dolmuşu yoktu. Fazla da firma olmadığı için herkes otobüsle giderdi. Ama şimdi adamın taksisi var, ailesini alıp Antep'e, Elazığ'a, Ankara'ya gidiyor. Tabi, onlar açısından daha sağlıklı."
"Bu iş gittikçe bitiyor, ölüyor"
Yaşı yettiğince işine devam edeceğini sözlerine ekleyen Göntürk, "5 çocuğum var. Bu saatten sonra çocuğumu otogara getirip çalıştırmam. Çünkü bizimkisi meslek değil. Bu iş gittikçe bitiyor, ölüyor. Eskiden herkes sevinçle, istekle yapıyordu ama şimdi kimsenin kalbinde istek ve arzu yok. Kazanç olmayınca bu iş yapılmaz. Şu anda bir günümüz çok kötü geçiyor. 'Bugün çalışıp kazandık. Acaba yarın aynı şekilde çalışıp kazanabilecek miyiz?' diye düşünüyoruz. İkiz kardeşimle çok güzel anılarım var. Aynı takımda beraber top oynadık. Bir devre o diğer devre ben oynardım. Otogar camiasında o farklı firmada çalışırdı, ben farklı firmada. Ben yolculara hatalı bir şey söylediğim zaman bazen kardeşimin boğazını tutarlardı. 'Niye beni kandırdın, gerçek saati söylemedin?' derlerdi. Çok güzel duygulardı." şeklinde konuştu. (Hamza Adiyaman - İLKHA)