• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
"İslam dünyasının en büyük eksikliği güç birliğinden yoksun olmasıdır"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kurban Bayramı münasebeti ile memleketi Adıyaman'a gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, partililer ve halk ile bayramlaştı.

HÜDA PAR Kâhta İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen bayramlaşma programı Ebu Sadık Türbesi'nin avlusunda gerçekleşti. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan bayramlaşma, salavatlar eşliğinde devam etti.

Bayramlaşma öncesi memleketin son günlerde içeresinde bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtulmasının çözüm yolları üzerine partisinin fikirlerini vatandaşlar ile paylaşan Yavuz, "STK düzeyinde ve kurumsal olarak dargınlıkların bir kenara bırakılarak, birliktelik ve beraberliklerini oluştuğu bir ileri aşamasında İslam ülkeleri arasındaki dargınlıkların özgürlüklerin devletlerin çıkarlarından kaynaklı yanlış politikaların farklı farklı yöne gitmelerinin de affedilmesi, bu dargınlıkları da barış yolu ile birliktelik ve beraberliklere dönüştürülmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum." dedi.

"Müslümanların birlik olması lazım"

Müslüman ülkelerin bir an önce bir araya gelerek kendi sorunlarını kendileri halletmesi gerektiğinin altını çizen Yavuz, "Özellikle İslam dünyasının zayıf kalmasının sebebi güç birliğinden yoksun olmasıdır. İslam dünyası güç birliğinden yoksul olduğu için emperyalist dünyaya karşı, sömürgeci küresel güçlere karşı maalesef zayıf düşmektedir. Ve bu zayıflığın bedelini de hep beraber çekiyoruz. küresel güçler tarafından bizim de ekonomimizin maalesef göbekten bağlı olduğu küresel ekonomik sisteme yapılan spekülasyon müdahalelerle hep beraber görüyoruz ki biz de bundan etkileniyoruz. 'Bana ne' diyemiyoruz. Küresel gücün, küçük bir köy haline gelmiş bu dünyada yaptığı bir müdahale ile yereldeki en küçük bir kişiyi dahi etkilemektedir." ifadelerini kullandı.

Yavuz, şunları söyledi: "Müslüman olarak emperyalizme karşı duruş sergilemek isteyen bir insan olarak, en büyük vazifemiz şu anda beraberliğin meydana gelmesi için güç sarf etmektir. Bir insanın emperyalizme karşı bir geliştirmesinin yegâne yolu da budur. Her düzeyde ister bireysel ister kurumsal istersen devletlerarası düzeyde bu birlikteliklerin meydana gelmesine katkı sağlamalıyız. Müslümanın Müslümana üç günden fazla küs olması nasıl ki hoş görülmemiş ise bunu sadece iki insan arasındaki mesele olarak görmeyip kurumlar ve devletlerarasındaki meseleye de uygulama zaruriyeti hâsıl olmuştur. Bayramlar, bunun için bunun fırsattır. Bu vesile ile şu anda ABD'nin hedefinde olan İslam ülkelerinin bütün yaşanmışlıklara rağmen dargınlıklarını, farklı siyaset anlayışlarını ve bundan kaynaklı birbirlerinden fersah fersah uzaklaşmalarını bir kenara bırakarak büyük fotoğrafa bakıp sömürgeci emperyalist düzene karşı güç birliği yapmaktan başka bir çaresi kalmamıştır."

"Küçük hesapların içerisine girmemeliyiz"

Memleketin maslahatı için farklılıkların bir kenara bırakılması gerektiğinin altını çizen Yavuz, "Mesleğimiz, meşrebimiz, tarikatımız, cemaatimiz, STK'mız, partimiz ne olursa olsun bu beraberliği sağlamak adına mutlaka adım atmalıyız. Küçük hesapların içerisine girmemeliyiz. Eğer yeryüzünün bir noktasında şu anda bir lokma ekmeğe muhtaç ve hasret yaşayan birileri var ise -Yemen'de olduğu gibi her 10 dakikada bir çocuğun açlık karşısında öldüğü veya ölme tehlikesin olduğu bir vahim durum yaşanıyor ise- bu yeryüzünün başka bir noktasında gereğinden fazla Tüketimin olduğunu göstermektedir. İsraf ve tüketim çılgınlığının inanılmaz boyutlara ulaştığını göstermektedir. Çünkü Allah-u Teâlâ her şeyi bir denge, bir takdir bir nizam üzerine yaratmıştır. Bir Müslüman olarak, siyasette belirleyici özelliğin adalet olduğuna inanan bir insan olarak imkânlarımız ölçüsünde buraya müdahale etmemiz gerekiyor. Kapitalist ekonomi, insan insanın kurdudur; güçlü ezer. Ama Allah da diyor ki 'Güçsüzü koruyun, kollayın, destekleyin güçlüden hiç bir farkı yok hayatın kendisi bir imtihandır.' Maalesef üzülerek belirtelim şu anda Türkiye'nin ekonomik modeli kapitalist ekonomi düzenidir. Ve yabancı sermayeye bağlı bir ekonomidir. Dolayısı ile ne yerlidir ne de millidir." diye konuştu.

"Türkiye'nin kaybedeceği bir savaşa girmemesi gerekiyor"

Türkiye'nin mevcut ekonomi ve siyasi anlayış ile küresel güçlere karşı mücadele etmesinin zor olduğunu, bunun için yerli ve milli bir ekonomi ve siyasi bakış açısı geliştirmesi gerektiğinin vurgusunu yapan Yavuz, "Bu gerçek böyle olduğu halde ekonominin temelleri Batı'ya, yabancı sermayeye, küresel düzene bağlı olduğu halde Türkiye'nin kaybedeceği bir savaşa girmemesi gerekiyor. Hele hele bunu bedelinin orta halli insanlardan beklenmesi hiç bir şekilde iyi bir şey değildir. Küresel güçlere karşı mutlaka birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerekiyor. Ama kendi ekonomik sistemimizi ve siyasi sistemimizi onların egemenliğinden, onların tasallutundan kurtarmadan, onların düzeni içerisinde onlara karşı mücadele edemeyeceğimiz de bellidir. O açıdan bu noktadan küresel güçler ile bir kavganın içerisine girmeden yapmamız gereken birinci iş önce kendi ekonomimizi yerli ve milli hale getirmek, ondan sonra bize bunları da yatan insanlar ile hesaplaşma içerisine girmektir." değerlendirmesinde bulundu.

Yavuz, "Eğer öncelikleri karıştırır isek diyeceğimiz neden çok fazla olur. Ve bu bedeli ödeyecek baştaki kesimler ise insanlar, düşük gelirli tabaka olacaktır. Kardeşim, bu yüzden kaybedeceği bir savaşa girmemesi gerekiyor. Elbette dışarıdan bir müdahale olduğu zaman HÜDA PAR olarak bizler de duruşumuzu 15 Temmuz'da olduğu gibi muhafaza edeceğiz. Fakat bir noktadan da önceliğimizin bu olduğunu hatırlatacağız. Bunların yerine yapmamız gereken şeyler bellidir. Komşularımız ile tam kapasite sınır ticaret sinir ticareti geliştirmeliyiz. Türkiye, komşuları ile tam kapasite sınır ticareti, ticaret hacmini maksimum seviyede geliştirir ise artık Türkiye'nin ekonomisi döviz ve faiz arasına sıkışmayacaktır. Böylelikle yabancı sermaye kendi sermayesini Türkiye'den çektiği zaman dolarda sert yükselişler, piyasalarda dalgalanmalar Allah'ın izni ile son bulacaktır." şeklinde konuştu.

"Ekonomiyi düzeltmeye talibiz"

Ülke ekonomisindeki kötü gidişatın düzeltilmesi için yapılması gerekenleri sıralayan Yavuz, HÜDA PAR olarak ülke ekonomisinin idaresine talip olduklarını da söyledi.

Yavuz, "HÜDA PAR olarak çok net söylüyoruz, ekonominin yönetimini bütün gerekçeleriyle bize böyle derseniz biz Allah'ın izniyle kısa, orta ve uzun vadede bunu gerçekleştireceğiz. Ama Türkiye'nin yerli ve milli olmayan küresel düzene göbekten bağlı olan bu düzeni sürdürmek istemesini küresel güçler ile kavga etmesine yeteri kadar bir ortamın hazır olmadığını düşünüyorum."  dedi ve şunları ekledi.

"Bir başka husus da 15 Temmuz'dan sonra Türkiye önemli bir fırsat yakaladı. Hem ekonomisine hem de siyaseti yerli ve milli hale getirebilir. Onun için darbe anayasasının mutlaka değiştirilmesi lazım. Aslında hükümet bu sözleri, insanlara vererek bu insanlardan oy aldı. O zaman bunun gereğini yerine getirmesi lazımdır. Biz de bunu hükümete her seferinde hatırlatacağız. Sayın cumhurbaşkanının açıklamış olduğu 100 günlük icraatın içerisinde darbe Anayasası'nın değiştirilmesine dair tek bir ifadenin bulunmamış olması çok büyük bir eksikliktir."

"Kötü gidişatın nedeni darbe anayasasıdır"

Yavuz, "Şu anda yaşamış olduğumuz ekonomik ve siyasi sorunların nedeni bu darbe anayasasının yürürlükte olmasıdır. Bu anayasa bu halka uymuyor. Mademki herkes bundan şikâyetçi, mademki bu darbeciler tarafından oluşturulan bir anayasadır, mademki Türkiye darbeciler ile hesaplaşıyor o zaman darbeciler ile hesaplaşmayı bu anayasayı değişme sureti ile önceliğe almamız lazım. Bu hakikatleri durmadan bıkmadan milletimizden aldığımız güven ile ve destek ile her platformda dile getirmeye devam edeceğiz. Çünkü biz bu halkın, bu milletin, bu memleketin dostuyuz. Bu geminin içerisinde hep beraber yaşıyoruz, olabilecek herhangi bir zarar hepimize zarar verecektir. HÜDA PAR adına çok rahat bir şekilde bunu söyleyebilirim; eğer bizler İslami muhalefet görevimizi hayatın her alanında aktif bir şekilde yerine getirmez isek ki bunun mücadelesi içerisindeyiz, inşallah milletimiz kazanacak, memleketimiz kazanacak, ümmet kazanacak, hep beraber kazanacağız inşallah." diye konuştu. (Cemil Özdaş - İLKHA)










 

Bu haberler de ilginizi çekebilir