Erdoğan: Oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye`nin siyasi ve sinsi bir oyunla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Allah`ın izniyle bunun da üstesinden geleceğiz. Oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, memleketi Rize`den helikopterle geldiği Trabzon`da, partisinin Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılarak partililere seslendi. Kentte bir otelde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Erdoğan Erdoğan, Trabzonlulara 24 Haziran seçimlerinde kendilerine verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.
Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Bunun adı Türkiye`ye operasyon çekmektir. Operasyonun amacı da tüm alanlarda Türkiye`yi teslim almaktır. Oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz. Teslim olmayacağız" dedi.
Erdoğan, "Siz dolar ile üzerimize gelirseniz biz de başka yollarla işlerimizi yürütmenin çarelerini arayacağız. Stratejik ortaklığını yarım asrı geçen müttefikliğini terör örgütleri ile ilişkileri uğruna feda edene sadece hadi güle güle deriz” dedi.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Terör örgütleri ile ilişkisi olan bir papaz için 81 milyonluk Türkiye`yi feda etmeye kalkıyorsun. Kusura bakma gereği neyse bir hukuk devleti olarak biz onu yaparız. Talimat ile Türkiye`ye boyun eğdiremezsiniz. Hukuk diline varsanız biz varız. Demir çelikte vergileri artırıyor vergi koyuyor vesaire. Biz Dünya Ticaret Örgütü`nün bir üyesiyiz. Dünya Ticaret Örgütü`nün kuralları içerisinde böyle bir şey yok. ‘Ben yaptım oldu mantığı` ile böyle bir şey olmaz. Şu anda Amerika`da her yer kaynıyor ‘yapılan iş yanlış` deniyor. Doğru değil tabi” dedi.
Erdoğan, "Bir kez daha siyasi ve sinsi bir oyun ile karşı karşıyayız. Bunun da üstesinden geleceğiz. Onlar şu anda sakalımızı tıraş ediyorlar bilmiyorlar ki yarın daha gür çıkacak” dedi.
Türkiye`deki döviz kurlarındaki hareketlilik ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi:
“24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçiminde şahsıma verdiğiniz destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Yanımızda olduğun müddetçe Allah'ın izniyle hem sandıkta hem sahada, önümüzde kimse duramaz. Ben buna inanıyorum. Milletimizin iradesini sandıkta yönlendiremeyenler her dönemde farklı araçlarla üzerimize geldiler. Provokasyonla, darbe ile yapamadıklarını şimdi parayla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Buna açık ifadeyle ‘Ekonomik savaş derler`. Ülkemizde döviz kurunun 15 Temmuz öncesi bulunduğu 2,8 lira seviyesinden, bugün 6 lirayı geçmesinin ne ekonomik, ne de mantıklı bir izahı vardır. Türkiye bundan 20 yıl önce Asya ülkelerinde yaşandığı gibi bir finans krizi ile mi karşı karşıya? Hayır. Türkiye bundan 10 yıl önce Amerika ve İngiltere'de olduğu gibi bir mortgage krizi ile mi karşı karşıya? Hayır. Türkiye Yunanistan'ın 6-7 yıl önce ilan ettiği gibi resmi bir iflas mı yaşadı? Hayır. Buna rağmen, kredi kuruluşları bak onu yine yükseltiyorlar. Niye? Dedim ya ekonomik savaş. Siyasi kararlar, üretimde, ihracatta, turizm ve ticarette bir daralma mı söz konusu? Hayır. Peki, öyleyse kopan bunca fırtınanın sebebi nedir? Ekonomik hiçbir sebebi yok. Peki, bu işin bir adı var mıdır? Evet vardır. Bunun adı Türkiye'ye operasyon çekmektir. Operasyonun amacı da ülkemiz ekonomisinin savunma mekanizmalarını etkisiz hale getirerek, ülkeyi finanstan başlayıp siyasete kadar varan tüm alanlarda teslim almaktır, Türkiye`ye ve Türk milletine diz çöktürmektir.”
‘BİRİLERİ KAPILARI KAPATIR, MEVLAM BAŞKA KAPILAR AÇAR`
‘Dolarla üzerimize gelirseniz, biz de başka yollarla işlerimizi yürütmenin çarelerini arayacağız` diyen Erdoğan, “Trabzon'dan ilan ediyorum; oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz. Şunu bilmelerini istiyorum, teslim olmayacak, üretmeye devam edeceğiz. İhracatımızı artırmaya devam edeceğiz. İstihdamımızı genişletmeye devam edeceğiz, fabrikalarımızın çarklarını işletmeye devam edeceğiz. Rekor büyüme oranları ile hedeflerimize yürümeye devam edeceğiz. Siz dolarla üzerimize gelirseniz, bizde başka yollarla işlerimizi yürütmenin çarelerini arayacağız. Şimdi meydanda turistleri gördüm. Kardeşlerim, siz zaten misafirperversiniz. Onlara misafirperverliğinizi daha da arttırın. Çünkü onlar size, birileri dolar kaçırırken onlar da size dolar getiriyor. Birileri kapıları kapatır, Mevlam başka kapılar açar. Sevgili gençler, kulakları vardır duymazlar. Dilleri vardır hakkı konuşamazlar, kalpleri mühürlüdür, bunu bileceğiz. Çok önemli mesafeler kat ettik. Türk milleti kendisine tokat atana öteki yüzünü dönecek bir halk değildir. Biz gördüğümüz dostluklar karşısında ne kadar kadirşinas isek, maruz kaldığımız düşmanlıkların cevabını misliyle verecek kadar da şedit bir milletiz. 81 milyonluk bir ülkeyle stratejik ortaklığını, müttefikliğini, terör örgütleriyle ilişkileri uğruna feda edene 'Hadi güle güle' deriz” diye konuştu.
‘BAŞKA BİR DİLDEN ANLIYORLAR. BİZ O DİLLERİ DE KONUŞMASINI BİLİRİZ`
ABD`nin yaptırım açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan şunları söyledi:
“Seninle Afganistan'da beraberim, Somali'de beraber olduk, Bosna'da beraber olduk ve şu anda Kabil'de havalimanını biz koruyoruz. Böyle müşterek stratejik bir ortağına, kalkıp da PYD, YPG gibi terör örgütlerini sahiplenerek bir kenara nasıl koyarsın. 5 bin TIR silahı Kuzey Suriye'ye taşıyorsun, 2 bin silah yüklü mühimmat yüklü uçağı Suriye'ye getiriyorsun ve terör örgütlerine teslim ediyorsun. Bunları bize karşı kullandırıyorsun. Bu da yetmiyor kalkıp terör örgütleriyle ilişkisi olan bir papaz için 81 milyonluk Türkiye'yi feda etmeye kalkıyorsun. Kusura bakma gereği neyse bir hukuk devleti olarak biz onu yaparız. Kalkıp da talimatla Türkiye'ye boyun eğdiremezsiniz ve biz bu güne kadar her şeyi hukuk içerisinde götürelim istedik ama gördük ki hukuk dilinden anlamıyorlar. Başka bir dilden anlıyorlar. Biz o dilleri de konuşmasını biliriz. Eğer hukuk diline varsanız biz varız ama hukuk diline yoksanız kusura bakmayın. Biz hukuk diliyle konuşmaya devam ederiz. Tüm dünyaya ticaret savaşı açan ve buna ülkemizi de dâhil edene cevabımızı yeni pazarlara, yeni işbirliklerine yeni ittifaklara yönelerek veririz. Şurada hale bakın demir çelikte vergileri artırıyor, vergi koyuyor vesaire. Ya biz Dünya Ticaret Örgütü'nün bir üyesiyiz, Dünya Ticaret Örgütü'nün kuralları içerisinde böyle bir şey yok. Ben yaptım, oldu mantığıyla böyle bir şey olamaz. Nitekim şu anda ABD'de her yer kaynıyor. Ne diyorlar yapılan iş yanlış. Doğru değil tabii ki biz de uluslararası ticaret hukuku neyi söylüyorsa onu söyleyerek yolumuza devam edeceğiz. Uluslararası gümrükte hukuk neyse onu söylemeye devam edeceğiz. Biz kalkıp da ben yaptım oldu mantığıyla hareket etmeyeceğiz. Türkiye'yi sadece Edirne'den Kars'a dar bir coğrafyadan ibaret sananlar yarın attıkları her adımda bunun böyle olmadığını göreceklerdir”
'SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ'
Meselenin ne döviz kuru ne de papaz olmadığına işaret eden Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hiç kimsenin memleketimiz üzerinde ne siyasi, ne askeri, ne ekonomik ameliyata girişmesine izin vermeyeceğiz. Bu millet nice mücadeleleri bileğinin hakkıyla, zaferle neticelendirmiş bir millettir. Emin olun bu defa da başaracağız. Kardeşlerim, meselenin döviz kuru olduğunu, yargılanan papaz olduğunu, demir ve alüminyum vergisi olduğunu sanacak kadar basit düşünenler varsa bir an önce silkinip kendilerine gelsinler. Zaten burada Kılıçdaroğlu gibi düşünenler yok ben biliyorum. Çünkü yerli ve milli düşünme mantığı ne yazık ki bu zatta yok. Ama Sayın Akif Bey olumlu bir yaklaşım ortaya koydu. Ona teşekkür ediyorum. Ama genel başkanı bunu ortaya koyamadı. Niye, o ne yerlidir ne millidir. Sayın Bahçeli'ye teşekkür ediyorum kendisi hem yerlidir hem millidir. Gençler, Kurtuluş Savaşı'nı milletimiz yine aynı hissiyatla aynı azimle aynı inançla verdi ve zafere ulaştı. 15 Temmuz darbe girişimi bir kez daha bu milletin ‘ya şehit olurum ya gazi` diyerek istiklali ve istikbali için yollara düştüğü bir imtihandı. Hamdolsun, bu imtihandan da anlımızın akıyla çıktık. Şehitlerimiz oldu, gazilerimiz oldu ama namusumuz, bildiğimiz vatanımızı, ezanımızı, bayrağımızı içimizdeki hainleri, alçakları, teröristleri maşa olarak kullanan emperyalistlere teslim etmedik.”
‘PARA DEDİĞİNİZ BUGÜN YOKTUR, YARIN BULURSUNUZ`
Siyasi ve sinsi bir oyunla karşı karşıya kaldıklarına işaret eden Erdoğan, “Aynı çevreler bununla kalmayıp, güney sınırlarımız boyunca bir terör koridoru kurmaya kalktılar. Yaptığımız sınır ötesi operasyonlarla bu planı da bozduk. Baktılar ki sahada bizimle başa çıkamıyorlar, her zaman ki gibi yine bel altı işlere yöneldiler. Zaten bizim siyasette de, diplomaside de, işte son örnekte olduğu gibi ekonomide de en büyük üzüntümüz karşımızda şöyle delikanlıca mücadele eden rakipler bulamamış olmamızdır. Bir kez daha siyasi ve sinsi bir oyunla karşı karşıyayız. Allahın izniyle bunun da üstesinden geleceğiz. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Bunu başardığımızda gerisi kolaydır. Para dediğiniz bugün yoktur, yarın bulursunuz, ‘yatırım` dediğiniz 2 gün gecikir, 3'üncü gün daha hızlı bir şekilde yaparak telafi edersiniz. Onlar şu anda bizim sakalımızı tıraş ediyorlar, bilmiyorlar ki yarın çok daha gür çıkacak. Ama inancınızı, imanınızı, kardeşliğinizi kaybettiğinizde diğerlerinin hiçbir önemi kalmaz. Burada da söylüyorum: yastık altı dövizi olanlar, dolar, euro, altın lütfen bunları, bankalarda Türk lirasına çevirsinler ki, bunlara istikbal ve istiklal mücadelemizi bu şekilde verelim. Buna var mıyız?” ifadesinde bulundu.
‘GEREKİRSE SİNCARI`DA BU KAPSAMA ALACAĞIZ`
Terörle ilgili mücadelenin kararlıkla sürdüğünü de kaydeden Erdoğan şöyle dedi:
“Türkiye`nin büyüklüğü içerde ve dışarıda neler yaşarsa yaşasın yatırımdan üretimden projeden fabrikalarının çarklarını döndürmekten esnafının tezgâhını faal tutmaktan vazgeçmiyor oluşundan kaynaklanıyor. Bugün de aynısını yapıyoruz. Terör örgütleri ile sınırlarımızın içinde ve dışında kesintisiz bir mücadele yürütüyor her hafta ortalama 50 teröristi etkisiz hale getiriyoruz. Suriye`de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile güvenli hale getirdiğimiz bölgelerde yenilerini ekleme hazırlığında son aşamaya geldik. İnşallah yakında yeni yerleri de özgürleştirmiş ve güvenli hale getirmiş olacağız. Irak`ta Kandil'i terör yuvası olmaktan çıkartmaya yönelik adımları atıyoruz. Gerekirse Sincarı`da bu kapsama alacağız. Ekonomide 100 günlük icraat programımızı harfiyen uyguluyoruz. Orta vadeli program ve 2019-2023 stratejik planı ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Hazinemizle, maliyemizle, bankalarımızla, özel sektör temsilcilerimizle, yurt dışındaki alternatif finans kaynaklarımızla mağruz kaldığımız saldırıyı göğüsleyecek tedbirleri alıyoruz. Ülkemize destek veren ve verecek olan dostlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum. İhracatçılarımız alternatif pazarlar bulmak için gece gündüz çalışıyor. Turizmde gerçekten bereketli bir sezon geçiriyoruz. Şu an itibari ile edindiğimiz bilgiler geldiğimiz nokta inşallah yıl sonu itibari ile 40 milyon turiste ulaşacağız. Üretim çarklarını daha da hızlandırmak için sanayiciye, esnafa, tüccara her türlü desteği vermekte kararlıyız. Bütçe disiplinine önem veriyor, yatırım planlamamızı buna göre yapıyoruz.”
Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Haziran seçimlerinde partisi ve kendisine verdikleri desteklerden ötürü teşekkür etmek için Atatürk Alanı`nda düzenlenen programa katılacak.
'KENDİLERİNİ HUKUKA DAVET EDİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı'nın ardından 24 Haziran seçimlerinde, Trabzonluların partisine ve kendisine yönelik desteğine teşekkür için Atatürk Alanı'nda düzenlenen programa katıldı. Burada hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kente ve bölgeye yapılan yatırımlardan bahsederek, "Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik" dedi. Döviz kurundaki hareketlilikle ilgili de konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Birileri ortalığı karıştırıyor. Neymiş? Bizi dövize mahkum edeceklermiş. Kur, faiz. Neymiş? 'Çarşamba günü saat 18.00`e kadar papazı bırakın'. Bırakmadığımız takdirde yaptırımlar başlayacakmış. İçişleri bakanımızı, adalet bakanımızı yaptırımlara mahkum edeceklermiş. Ne oldu? Biz de kalktık, anında Amerika'nın içişleri ve adalet bakanına aynı yaptırımı kelimesi kelimesine yaptık. Şimdi yeni bir şey daha çıkardılar. ‘Demir- çelikte bize yaptırım`. Amerika, bak. 'Dünya Ticaret Örgütü' diye bir örgüt var. Bu örgütün kuralları içerisinde senin kuralsızlığın yok. Biz, uluslararası hukuka göre hareket ederiz. Hukuk tanımama gibi bir anlayış, Türkiye'de yoktur. Dolayısıyla biz kendilerini hukuka davet ediyoruz. Biz sizinle NATO'da beraber değil miyiz? Beraber hareket etmiyor muyuz? Stratejik ortak değil miyiz? Ne oldu şimdi size, bu ortaklığı niye bozuyorsunuz? Demek ki suç bizde değil. Suç nerede? Onlarda. Şimdi senin adamın suçluysa senin adamının eğer terör örgütleri ile ilişkisi varsa bu ülkenin de bir yargı sistemi var, bir hukuk sistemi var. Gereği ne ise bunu yapar."
'SUÇ İŞLEYEN BEDELİNİ ÖDEYECEK'
Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz benim Halk Bankası Genel Müdür Muavini'mi hiçbir suçu yokken tutuklayacaksınız siz kalkıp, Halk Bankamıza hiçbir ilgisi alakası yokken yaptırım uygulayacaksınız Türkiye'den de kalkıp, burada farklı şeyler isteyeceksiniz. Biz burada bir mütekabiliyet anlayışıyla hareket etmiyoruz. ‘Sen öyle yaptın da biz böyle yapıyoruz` diye bir mantıkla değil. Suç işleyen bedelini ödeyecek. Olay budur. Biz bugüne kadar Amerika ile hiçbir zaman kötü olmanın gayreti içerisine girmedik ama eğer böyle gidecekse Arapların bir sözü var; ‘Men dakka dukka`. Biz onu yaparız. Hiçbir zaman münasebetlerimizi kötülemekten yana değiliz. Fakat dışarıda bunlar, içeride de Kılıçdaroğlu, kalkıp akıl veriyor. Sen o aklı kendine sakla. 1 girdin, 2 girdin; 3, 4, 5, 6 girdin, mağlup oldun. Mağlup da mağlup. Şimdi ‘Kongreye gitmiyorum` diyorsun. İster git ister gitme, o bizim derdimiz değil. Ama senin demokrasi anlayışın bu, senin hak ve özgürlük anlayışın bu. Bizde böyle bir şey yok" dedi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN`DAN SANAYİCİLERE ÇAĞRI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon`da katıldığı Valilik Yemeğinde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, “Türkiye'yi tehdit etmek hiçbir kredi derecelendirme kuruluşunun haddi değildir. Milletimiz gönlünü ferah tutsun. Sanayicilerimize sesleniyorum, bankalara saldırarak döviz alma yoluna gitmeyin. Milleti ayakta tutmak sanayicilerin de görevi. Aksi takdirde B ve C planlarımızı devreye sokarız.”