• DOLAR 32.564
  • EURO 34.977
  • ALTIN 2448.824
  • ...

Gaziantep'te ilkokulu bitirdikten sonra Kapalı Çarşı'da bulunan ve kentin önemli takı tamircisi Eyüp Ekici'nin yanında işe başlayan Orhan Keleşoğlu, kısa sürede altın, pırlanta ve gümüş takı tamirciliğini öğrendi. 2007 yılında ustasının vefatından sonra Keleşoğlu, ustasının oğlu Sadık Ekici ile ortak oldu.

Yanında çırak olarak başladığı ustasının oğlu ile mesleğini devam ettirmenin mutluluğunu yaşayan Keleşoğlu, altın ve gümüş takı tamiri işlerinin erbabı olmak için usta-çırak ilişkileri neticesinde kazanılması gereken bir yeteneğe sahip olduğunu ifade etti.

28 yıldır emek verdiği mesleğini ustasından öğrendiğini anlatan Keleşoğlu, bu mesleğin çıraklıktan ustalığa uzanan bir yolculuk olduğunu söyledi.

Ustasından miras kalan altın ve gümüş tamirciliğini severek yaptığını kaydeden Keleşoğlu, "Ben ilkokulu bitirdikten sonra öğretmenim 'Hangi mesleğe atılırsan atıl, sen iyi bir usta olursun.' dedi. Ben de ustam Eyüp Ekici'nin yanında işe başladım. Ondan sonra da el becerim gelişti. Çıraklık, kalfalık ve ustalıktan sonra da dükkân işletmeye başladık. Ustam vefat ettikten sonra dükkânı devraldım ve şu an oğlu ile birlikte mesleğimize devam etmekteyiz. Ustamın oğluyla ortaklığa başladım." dedi.

Altın ve gümüş takı tamirciliğinin önemli ve eğitici bir meslek olduğunu dile getiren Keleşoğlu, "Tabi, bizim mesleğimiz eğitici bir meslek olduğundan dolayı bizim yetiştirdiğimiz elemanlar da çıraklık eğitiminden başlayıp kalfalık ve ustalık diplomasını aldıktan sonra kendi iş yerlerini açmaya başladı. Eğitici bir iş yeri olduğumuzdan dolayı yaz sezonunda çalışan elemanlarımızın sayısında bir fazlalık var ve Gaziantep'in büyük bir çoğunluğunda bulunan kuyumcular ve gümüşçülerle çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

"Müşterilerin beğendikleri ürünlerin tamiratı üzerine uğraşıyoruz"

Altın ve gümüş üzerinde her türlü tamiri yaptıklarını ifade eden Keleşoğlu, şunları söyledi: "Burada elmas, altın, pırlanta ve gümüş tamiratını yapıyoruz. Gaziantep'te bu şekilde 12 tane tamirat atölyesi var. Gaziantep olarak, bizim tamirat üzerine Güneydoğu'da belli bir potansiyelimiz var. Çünkü Gaziantep'te ve bölge illerindeki kuyumcu ve gümüşçülerle çalışıyoruz. Biz tamirat üzerine çalıştığımız için kuyumcular fason olarak çalışır. İstanbul ve Kahramanmaraş'ta yapılan takı ürünlerini kuyumcular alır, biz de tamirat yaparız. Müşterilerin beğendikleri ürünlerin tamiratı üzerine uğraşıyoruz."

"Altın değerli maden olduğundan hassas bir üründür"

"Altın çok değerli ve zarif bir maddedir. Küçük ve estetik olması nedeniyle ince işçilik gerektirir." diyen Keleşoğlu, "Altın değerli maden olduğundan dolayı hassas bir üründür. Her mesleğin de kendine göre bir zorluğu vardır. Bizim mesleğimiz hassas bir meslek olduğundan dolayı çok ince hassasiyet istiyor. Biz burada gram olarak çalışıyoruz. Altın değerli olduğundan dolayı elimizde hafif bir sıcak olmazsa bu bizim zararımıza oluyor. Yaptığımız ürünlerde daha çok fireye neden oluyor. O yüzden mecburen ürünlerin eksilmemesi için klimalı ve serin ortamda çalışmamız lazım." şeklinde konuştu.

"Mesleğimiz hassasiyet istiyor"

Keleşoğlu'nun ortağı Ekici ise "Çocukluktan beri sürekli babamın iş yerine gidip geliyordum. Hem okula gidiyordum hem de tatil günlerinde babamın yanında çalışmaya geliyordum. Babam 2007 yılında vefat etti. Ben de liseyi bırakmak zorunda kaldım. Babamın mesleğini sürdürdüm. Bizi de Orhan Ustamız yetiştirdi. Babam nasıl onu yetiştirdiyse o da bizi yetiştirdi ve bugünlere geldik. Mesleğimizi severek yapıyoruz. Sevilmeden yapılacak bir meslek değil. Mesleğimiz hassasiyet isteyen bir meslektir." dedi. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)