Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) Zirvesi için gittiği Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Pretorya Büyükelçiliği Kançılarya binası açılış törenine katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Güney Afrika ziyaretine eşlik eden bazı bakanlar ve Pretorya Büyükelçisi Elif Çomoğlu Ülgen'in hazır bulunduğu törene; ülkede bulunan Türk toplumu mensupları ve davetliler de iştirak etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan törende bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında, "Bu binayı aynı zamanda ülkemizin Güney Afrika Cumhuriyeti ile ilişkilere verdiği kıymetin bir nişanesi olarak da görüyorum." ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son yıllarda Türkiye'nin yurt dışındaki diplomatik temsilini güçlendirmeye özel önem veriyoruz. Bilhassa Afrika ülkelerindeki misyonlarımızın sayısının, kapasitesinin ve temsil kabiliyetinin artırılmasına gayret gösteriyoruz. Afrika ülkeleriyle ortak çabalarımız sayesinde, 2005'ten bu yana kıta ile ilişkilerimizde gerçekten büyük mesafe kaydettik. Göreve geldiğimizde büyükelçilik sayımız 12'ydi. Şimdi ise 41 oldu." diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Büyükelçilik sayılarımızın yanında TİKA, Yunus Emre, Maarif Vakfı, Anadolu Ajansı, Türk Hava Yolları gibi kurumlarımızla kıtadaki varlığımızı daha da artırıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarımızı ve iş adamlarımızı da Afrika'ya yönelik çalışmalarında destekledik, teşvik ettik. 10-15 yıl önce sadece belli bölgelerde, belli alanlarda görünür olan Türkiye, bugün dünyanın en yaygın 6'ncı diplomatik ağına sahip ülkesi konumuna geldi. Yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da kapısı çalınmadık dost, yarası sarılmadık gönül, iş birliği yapılmadık devlet bırakmadık." dedi.

"BRICS Zirvesi'ndeki temaslarımızın ülkemizin geleceği açısından önemli olduğuna inanıyorum"

"BRICS Zirvesi'nin ve burada yapacağımız temasların da ülkemizin geleceği açısından son derece önemli olduğuna inanıyorum." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün ve yarın gerçekleştireceğimiz görüşmelerde, ekonomi başta olmak üzere birçok kritik konuyu ele alacağız. Bölgesel iş birliği arayışlarının güçlendiği, yeni aktörlerin sahneye çıktığı bu süreçte, iş birliğimizi geliştirecek yeni formüller üzerinde duracağız. Elbette tüm dünyayı tehdit eden terör konusuna da değineceğiz.  Her zaman ifade ettiğimiz gibi; bizim nazarımızda terör örgütleri arasında hiçbir fark yoktur. Adı, söylemi, imajı ne olursa olsun, terör örgütlerinin tamamı insanlığın ortak düşmanıdır. DEAŞ neyse FETÖ odur, PKK neyse Boko Haram, El Şebab aynıdır." açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Güney Afrika Cumhurbaşkanı Sayın Ramaphosa ile yapacağımız görüşmede inşallah bu konuları ayrıntılarına varıncaya kadar ele alacağız. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin biliyorsunuz aktif düzenleyicisi konumunda olan, 251 vatandaşımızın katili olan FETÖ terör örgütüyle ilgili beklentilerimizi kendilerine dile getireceğim. Zira FETÖ terör örgütünün dünyada en çok faal olduğu ülkelerden bir tanesi ne yazık ki Güney Afrika ve bunu kendileriyle görüşeceğim. Daha önce belgeleri vermiştim, bu defa yeni gelişmeler ışığında bunları da kendilerine vereceğim. Zira 15 Temmuz'da bizim başımıza bela olan bu terör örgütü yarın Güney Afrika'nın da başına bela olabilir, bunu hatırlatacağım."

"FETÖ'nün, Güney Afrika topraklarını kirletmesine izin vermeyeceğiz"

Erdoğan, "FETÖ'nün Güney Afrika topraklarını kirletmesine, bir üs hâline getirmesine, Güney Afrikalıların alicenaplığını kullanmasına izin vermeyeceğiz. Bu alçak terör örgütünün tıpkı 17-25 Aralık döneminde ülkemizde olduğu gibi, bazı kripto unsurları üzerinden Güney Afrika'nın hukuk sistemini istismar etmesine rıza gösteremeyiz." dedi.

Son dönemde Güney Afrika'da yaşananların, FETÖ ile mücadelenin sadece Türkiye için değil, diğer ülkelerin güvenlikleri için de önemli olduğunu ortaya çıkardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları kaydetti: "Bu örgüt bulunduğu her yerde zehrini sisteme zerk eden kirli, kalleş, mülevves bir yapıdır. Türkiye nasıl yurt içinde örgütün belini kırmışsa, yurt dışında da FETÖ'nün karanlık yüzünü ifşa etmiş, pek çok ülkenin örgüte karşı adım atmasını bir defa engellemiştir. İnşallah Güney Afrika'da da Sayın Ramaphosa ile benzer bir başarılı operasyonu gerçekleştireceğimize inanıyorum. Son FETÖ'cü terörist de hukuk önünde hesap verene kadar mücadelemizin süreceğini burada özellikle belirtmek istiyorum."

"Hiçbir coğrafyanın doğal kaynağı peşinde olmadık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim bu topraklardaki tarihimiz Türkiye olarak asla yeni değildir. Osmanlı'nın geniş vizyonuyla dünyanın dört bir ucuna ulaştığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Pekin'den Açe'ye, Sudan'dan Nijerya'ya kadar pek çok bölgede ecdadımız eserleriyle, hizmetleriyle, camileri, külliyeleriyle, medreseleriyle varlık göstermiştir. Güney Afrika'da da 1862 yılında Ebubekir Efendi ile başlayan daha sonra son Osmanlı Başkonsolosu Mehmet Remzi Efendi ile devam eden süreç, iniş ve çıkışlara rağmen, bugüne kadar asla kesintiye uğramamıştır. Bugün Türkiye Güney Afrika'da, sadece resmî kurumları ve iş adamlarıyla değil, aynı zamanda parmakla gösterilen tarihî birikimle de bulunuyor. Biz ülke ve millet olarak, hiçbir toplumun, hiçbir coğrafyanın doğal kaynağı, alın teri ve kanı üzerinde kendimize bir refah düzeni kurmanın peşinde olmadık."

Türkiye'nin, Afrika kıtasına ve Güney Afrika Cumhuriyeti'ne bakışının eskiden beri "kazan-kazan" esasına dayalı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: "Ebubekir Efendi başta olmak üzere, ecdadımızın burada bıraktığı temiz mirasa sahip çıkmamız gerekiyor. FETÖ gibi fitne ocaklarının, bu mirasın arkasına saklanarak şeytani emellerini gerçekleştirmesine bizler de göz yummayacağız, bu bakımdan hepimize de önemli sorumluluklar düşüyor. Her Türk vatandaşı aynı zamanda ülkemizin gönüllü misyon şefleridir, buradan her bir kardeşimize Türkiye'nin doğru tanıtımı noktasında görevler düşüyor. İnşallah bu yeni hizmet binamızla Güney Afrika'daki çalışmalarımızın daha da güçleneceğine inanıyorum." (İLKHA)