Mardin Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde çay ocağı işleten 41 yaşındaki 3 yetim annesi Hasine Karakoyun, "Kurumun huzurunu bozduğu" iddiasıyla iş sözleşmesi feshedildi. Gözyaşları içinde işini geri istediğini belirten Karakoyun, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak konuyu yargıya taşıdı.

Merkez Artuklu ilçesi Nur Mahallesinde ikamet eden Hasine Karakoyun, eşi Abdürrahim'in geçen yıl kansere yakalanarak hayatını kaybetmesinin ardından Tuğba (11), Esra (13) ve Kürşat (16) adından 3 yetimle yalnız kaldı. 

Devletten yardım almaya başlayan Karakoyun, Mardin Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün çay ocağının işletmesini 3 yıllığına aldı. Yaklaşık 6 ay cay ocağını işleten Karakoyun, geçtiğimiz hafta cuma günü "kurumun huzurunu bozduğu" iddiasıyla anlaşması tek taraflı feshedildi.

Gözyaşları içinde işini geri istediğini belirten Karakoyun, İLKHA muhabirlerine, işlettiği çay ocağıyla geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını söyledi.

"3 yetimimden başka kimsem yok"

Eşinin kanserden vefat ettiğini hatırlatan Karakoyun, maddi imkânsızlıklar nedeniyle çalışmak zorunda olduğunu ve bu yüzden iş başvurusunda bulunduğunu söyledi.

Karakoyun, "Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğünde 3 yıl sözleşmeli çay ocağı işletmesini verdiler. 6 aydır çalışıyordum. Biraz sıkıntılarım vardı, bu yüzden İl Müdürü Bengi Efetürk ile görüşmek istedim. Bir aydan beri randevu istiyorum ama talebim her zaman ret edildi ve benimle görüşmek istemediğini söylediler. Benim 3 yetimim var. Kiradayım, hiç kimsem yok, özel sorunlarım vardı, müdürümle paylaşmak istedim. Ayın 13'ü Cuma günü görüşmek için tekrar müracaat ettim ve tekrar görüşme talebim reddedildi. 11 yaşındaki kızımın önünde sinir krizi geçirerek hastaneye kaldırıldım. Hastaneden çıktıktan sonra tekrar işe gitmek istedim İl Müdürü güvenlikçilere talimat vererek 'bu bayan buraya gelse onu buradan kovun' demiş. Pazartesi günü her zaman ki gibi sabah tekrar işime gittim çayımı demledim. Bir şey olmamış gibi işime devam ettim servisimi yaptım. İl Müdür yardımcısı geldi. 'Senin ne işin var niye hala burdasın' diye beni azarlayarak elimde 3 yıllık sözleşme olmasına rağmen anahtarı bende alarak beni oradan kovdular." dedi.

"Bayram günü yetimlerime mercimek çorbası yapan bir anneyim"

Kurumda işlettiği çay ocağıyla geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını söyleyen Anne Karakoyun, olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

"3 yetimim var, 50 kuruşa çay satarak zorla geçimimizi sağlıyorduk. Kirada oturuyoruz, çocuklarımı zorla okutuyorum. Sayın Cumhurbaşkanıma, Valime ve Kaymakamıma sesleniyorum: Lütfen bize el uzatın, rica ediyorum. Bu yetimlerin annesinin sesini duyun. İşyeri anahtarımı elimden aldılar ve beni herkesin önünde rencide ettiler. Eşim kanserken tedavisi için 40 bin TL kredi çektim ama maalesef eşimi kurtaramadım. Şu an 3 yetim çocukla tek başımayım. Bayram günü çocuklarıma mercimek çorbası yapan bir anneyim. Lütfen 3 yetim annesinin sesini duyun kimsemiz yok."

"Psikolojimiz bozuldu"

Anne Karakoyun'un 11 yaşındaki kızı Tuğba ise yaşanan sıkıntılar nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu dile getirdi. Tuğba, "Annemin tekrar işine gitmesini istiyoruz. Sizden tek istediğimiz budur, lütfen bize yardımcı olun. Sayın Cumhurbaşkanım lütfen sesimizi duyun. Annem rencide edildi, kriz geçirdi, bizimde psikolojimiz bozuldu. Babam vardı oda vefat etti ve kimsemiz kalmadı. Sizin yanınıza gelmek istiyoruz." dedi.

"Uygunsuz sözler ve kötü tavırlar sergilediği için sözleşmesi feshedilmiş"

Mardin Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkilileri ise Hasine Karakoyun'un personele yönelik uygunsuz sözler ve kötü tavırlar sergilediği için sözleşmesinin feshedildiğini belirtti. Karakoyun'un kurumdan yardım aldığı dönemde iş sahibi olabilmesi için çay ocağını kendisine verdiklerini ve ihale bedelinin de Milli Emlak Müdürlüğüyle görüşülerek Valilik bünyesindeki Mikro Kredi Ofisinden alması için kendisine yardımcı olunduğu ifade edildi.

Çay ocağının ocak ayı itibariyle açıldığı ve Karakoyun'un burada çalıştığının bilgisi verilirken, ilk başlarda kurumun geneli çaylarını çay ocağından almaya başlamalarına rağmen Hasine Hanımın iş ahlakının kötü olması personellerle çatışması anlaşmaması nedeniyle personeller çay almamaya başladıkları belirtildi.

Kendisinin bir işletmeci değil de sürekli mağdur ve yardıma muhtaç pozisyonu almasından dolayı personellerle sorunlar yaşamaya başladığı ifade edilirken,  şu bilgiler paylaşıldı:

"İdarecilerle görüşme talebinde defalarca bağlı olduğu Artuklu SHM idarecileriyle görüşmüş ama kendisi ısrarla İl Müdürüyle görüşmek istemiştir. Müdür Bey çalıştığı süreç boyunca iki defa kendisiyle görüşmüş, fakat görüşmelerinin tümünde yardım talebinde bulunmuş, kendisine gerekli yardımın yapılması için İl Müdürümüz elinden gelen gayreti göstermiştir. Talep ve istekleri bitmediğinden ayrıca İl Müdür yardımcılarıyla da görüşmüş fakat aynı şekilde istek ve talepleri bitmemiştir. En son talebi olan Sosyal Yardımlaşma Vakfından talep etmiş olduğu yardım mütevelli heyeti tarafından uygun görülmemiştir.

Vakıftan yardım çıkmadığı haberini aldıktan sonra 13 Temmuz Cuma günü kurumun huzurunu bozacak şekilde ağzı alınmayacak küfürler savurarak kriz geçirmiş ve kurumun huzurunu kaçırmıştır. Bu olay idare tarafından tutanak altına alınmış ve Artuklu SHM Müdürlüğü olarak sözleşmenin feshi yönünde işlem başlatılmıştır. Sözleşmenin feshi yönünde karar alınması sadece Cuma günü çıkardığı kriz olmadığı, süre gelen personellerle sorunlar yaşaması çay isteyen personellere uygunsuz sözler ve kötü tavırlar sergilemesidir. 16 Temmuz Pazartesi günü sabah kuruma hiç bir şey olmamış gibi gelmiş fakat Artuklu SHM müdürlüğü tarafından kendisiyle çalışılmayacağını kendisine iletmiş kendisi kuruluş müdürünü tehdit emiş ve küfürlerle kurumu terk etmiştir.

İl Müdürlüğü olarak bu olaylara rağmen İl Müdürlüğümüzce düzenli ödenen sosyo ekonomik destek ödenmeye devam etmektedir. Sadece bir kamu idaresinin kimliğine ve devlet saygınlığına zarar vermemesi için kendisiyle çalışılmayacağını ama sosyal yardımlarının devamı konusunda bir sorun olmadığı ifade edilmiştir." (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan - İLKHA)