HACER SİVİ / DOĞRUHABER

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Güçlü toplumlar ve ülkelerin altyapısında, hiç kuşkusuz; güçlü, dinamik ve sosyal gençler vardır. Bilinçli gençler ve aklıselim insanlar üzerine inşa edilen toplumlar daha düzenli ve güçlü; medeniyette daha uzun ömürlü olur.

Günümüzde gençleri ve toplumu güçlü kılan etkenlerden biri de bilinçli kullanılan teknoloji ve sosyal ağlardır. Toplum gençlere bu kadar inanmış, güvenmiş, beklemişken; karşımıza amaçları ve araçları birbirine karıştırmış, agresif ve depresif bir gençlik çıkıyor. Bu gırgır furyasına sürükleyen veya bu depresif halleri meydana getiren ve asla geri gelmeyecek zamanımızı sinsice çalan sosyal medya…

Özellikle son zamanlarda gençler için son derece popüler olan sosyal medya; insanları asosyal bir hayata hapsetmiştir. Bütün duyguların içinde yaşandığı sosyal medya…

Sırf beğeni veya takipçi sayısını arttırmak için devasa bir yarışa dönüşen hayatlar…

Tabi bu akıma kapıldıkça insanlar için özel ve mahrem kavramların manası maalesef yitik hale geliyor. Daha da üzücü olanı İslami hassasiyeti olan insanların bu tuzağa düşmüş olmasıdır. İslam'ın biz insanlar için çizmiş olduğu bir sınır vardır. Bu sınır her yerde geçerlidir. Haram muhabbetler yazışırken helalleşmiyor ve boy boy resimler sosyal medyaya düşünce hüküm konusunda renk değiştirmiyor.

En çok da “benim niyetim kötü değildi” bahanesine sığınan ve şeytanın niyetleri bozmaya yeminli olduğunu unutanlar bu tuzağa düşüyor. Müslüman davetçilerin, İslami tebliğde örneklik göstermesi gerekirken, bu sorumsuzluk ve cehalet kesinlikle geleceği tehdit ediyor. Aşırı bağımlılık yapan ve bilinçsiz kullanılan sosyal medya; az okumaya, az iletişime ve sürekli depresyon hallerine sürüklüyor. Bu da maalesef bizi sosyal değil, asosyal ve etkisiz eleman yapıyor. Unutmamak gerekir ki; az da olsa bilinçli olan işlerin bize faydası olacaktır. Dozajı aştığımız her şey mahvedici bir tehdittir.