• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
Gazetecilerin gözünden 15 Temmuz darbe girişimi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

15 Temmuz darbe girişiminde halkla birlikte darbecilere direnenlerin başında gazeteciler geliyordu. O meşum gecede sabahlara kadar meydanlarda olan ve halkı bilgilendiren basın mensuplarının darbenin akamete uğramasında gösterdikleri çaba yadsınamaz. Darbe girişimin ikinci yıldönümünde Türkiye'nin farklı noktasında darbecilere direnen gazeteciler o gece yaşadıklarını anlattı, değerlendirmelerde bulundu.

Doğruhaber Gazetesi Genel Müdürü Mehmet Özcan

“O GECE SABAHA KADAR AYAKTAYDIK”

Doğruhaber Gazetesi Genel Müdürü Mehmet Özcan, 15 Temmuz darbe girişimini, canlı yayına bağlandığı Rehber TV kanalında Fransa`daki bir gelişmeyi yorumlarken öğrendiğini belirterek, bu durum karşında halkı sokağa çağırdığını ifade etti. Özcan, "15 Temmuz Cuma akşamı gazeteden çıkıp eve geldiğimde Rehber TV'den aradılar, müsait olursan gece 23.00 bültenine katılır mısın, diye sordular. Ben de tamam dedim. Saat 23.00 civarı TV`den aradılar, canlı yayına bağlandık. Fransa`yı değerlendiriyorduk ki bir iki dakika konuşur konuşmaz spiker yeni bir gelişme olduğu bilgisinin son dakika geçildiğini ve darbe söylentilerinin olduğunu, Boğaziçi köprüsünün kapatıldığı haberlerinin olduğunu söyleyerek beni bir süre bekleteceklerini belirtti. Spiker arkadaş bana dönerek, 'Mehmet Bey, haberler doğru. Şu an bir darbe girişiminde bulunuluyor, neler söylemek istersiniz' diye bir soru yöneltti. Şok olmuştum."  dedi.

Özcan, konuşmasına şöyle devam etti: "Aklıma darbeler silsilesinin Türkiye`yi getirdiği uçurum gelmişti. Konuştum; darbelerin ne canlar yaktığını, İslam beldesi memleketlerimizin zenginliklerini Batı'ya peşkeş çeken zihniyetlerin yaptığı tüm melânetleri bir bir saydım. Ta 1920`lerde başlayan rejim değişikliğiyle birlikte bu milletin inancı, yaşamı, düşüncesine vurulan prangalar ve engellerin ülke insanını getirdiği son reddeyi, zulmü anlattım. Bu gece girişilen darbeye karşı durulmazsa ülkenin 50 yıl geriye gideceğine değindim. Ve Müslüman milletimizin kendi öz iradesini, Batı'ya uşaklık eden FETÖ gibi yapılara teslim etmeyeceğini belirterek milletin sokağa inmesi gerektiğini ve tanklara karşı durmasının hayati bir önem arz ettiğini ısrarla belirttim. Çünkü yakın zamanda Mısır`da da Amerika ve israilin desteğiyle bir darbe gerçekleşmiş ve sonuçlarını görmüştük.

Dolayısıyla ölmek pahasına da olsa ne yapıp ne edip bu darbecilere karşı durmalıydık. O gece sabaha kadar ayaktaydık."


Rehber TV program sunucusu Özkan Yaman

“15 TEMMUZ RUHU; DİRENİŞ VE ŞEHADET RUHUDUR”

Rehber TV program sunucusu Özkan Yaman ise 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye için milat sayılacak dönüm noktalarından biri olduğuna dikkat çekti. Yaman, "Türkiye`de halkın iradesine bir anda ipotek edecek bir konuma almak isterken halkın buna müsaade etmediği bir tarih. Bu Türkiye için değil aslında dünya tarihi için de önemli görmek lazım. Halkın kendi tercihine, iradesine böyle sahip çıktı anlar çok azdır.   15 Temmuz'u bir dönüşüm, devrim tarihi olarak görmek gerekir. Maalesef 15 Temmuz halkın bir anlamda kendi inancıyla değeriyle direndiği bir tarihken 15 Temmuz'un manası ve ruhu itibariyle yeteri kadar sahiplenilmediğini veya 15 Temmuz'un bu ruhunun farklı yere çekildiğini ve lanse edildiğini görüyoruz. 15 Temmuz'un ezandan cihattan zalime karşı dik durduğu bir ruh idi. Böyle olması ve yorumlanması gerekirken demokrasi, İslam`dan toplumun değerlerinden ziyade batılı değerlerin lügatiyle izah edilen yine anarken de İslam`dan uzak bir takım şovlara malzeme yapılan o şehitlerin ve destan yazanların maneviyatına çok uymayan bir karnaval gibi yapılmaya çalışılıyor ki bu da tehlikedir. Bu direnişin kesinlikle gevşetilmemesi ve yanlış aksettirilmemesi önemlidir. 15 Temmuz ruhu; direniş ve şehadet ruhudur." Dedi.


Şanlıurfa Gazeteciler Birliği Başkanı Veysel Polat

“DARBE GİRİŞİMİ İSLAM ÜMMETİNİN VE MAZLUMLARIN DUASIYLA BAŞARISIZ OLDU”

Şanlıurfa Gazeteciler Birliği Başkanı Veysel Polat da şu değerlendirmelerde bulundu: "15 Temmuz darbe girişimi, daha önce de Türkiye`de gördüğümüz darbelerin bir devamıydı. Darbe, sınırlarımızda hazır bekleyen işgalci orduların ülkemize girmeleri için içeriden kapıları açma hareketiydi, hain bir darbe teşebbüsüydü. Allah bu millete ve ümmete bir daha bu acıları yaşatmasın. O gece, çok vahim ve acıydı. Bizim dediğimiz asker, polis, savcı ve memurların elleriyle bir ihanet, içerden çökertme ve sonrasında vatan, namus, bayrak ve özgürlüğümüzü düşmana teslim etme girişimiydi. Hem Türkiye`deki milletin fiili duaları, karşı durmaları hem de İslam ümmetinin ve mazlumların duasıyla başarısız oldu. Allah`ın yardımıyla o ağır bela, musibet milletimizin eliyle engellendi.”


Gazeteci- Yazar İlhami Işık

 “TOPLUMUN HER KESİMİ O GÜN MEYDANDAYDI”

15 Temmuz`un kanlı bir darbe girişimi olduğunu ve diğer darbelere göre daha saldırgan olduğunu belirten Gazeteci- Yazar İlhami Işık, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı: "O gece erken saatte bunun bir darbe girişimi olduğunu anladığımda gazeteci ve televizyon programcısı olduğum için televizyona çıktım. Saat: 10.30 sularıydı ve ilk defa kuruma televizyona çıkmak istediğimi söyledim. Saat: 11.00 gibi yayına başladık ve 16 Temmuz saat 13.00`a kadar yayına devam ettim. Tabi çok acı bir gündü ve insanlar, Cumhurbaşkanı, meydanlara çıkın, demeden yaklaşık 2 saat önce alanlara, meydanlara çıkmıştı. Sosyal medya aracılığıyla halk meydanlara çıktı, burada sosyal medyanın önemi büyüktü. İlk defa insan bedeni, makinaları yendi. Toplumun her kesimi o gün meydandaydı. Eğer doğru bir şekilde bu anlatılsa, yani birilerine yaranmak veya ön plana çıkma için değil de yaşadığımız gerçeği yazacak, anlatacak kalemler olmuş olsa yaşamamıza rağmen hem biz çok şeyi öğrenmiş olacağız hem de dünya da öğrenmiş olacak."


Gazeteci Kemal Gümüş

“15 TEMMUZ GECESİ MİLYONLARCA İNSANIN DESTAN YAZMASIYLA KUTLU BİR GÜNEŞLE AYDINLANDI”

FETÖ büyüsünün ilk kez 2013'te dershanelerin kapatılmasıyla bozulmaya başladığını söyleyen Gazeteci Kemal Gümüş, "Örgütün ülkeyi tamamıyla işgal etmesinin önünde en büyük engel olarak gördüğü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti hükümetini yıkmaya dönük çalışmaları yıllar öncesinden başlamıştı. FETÖ ile PKK, uluslararası istihbarat örgütlerinin de içinde yer aldığı ve bir üst aklın emriyle ülke çapında sistematik kontrollü katliam ve eylemelerle gün be gün darbeye zemin hazırladı. Ancak hesap edemedikleri şey ise milletin artık eski millet olmadığı gerçeğiydi. Yıllarca zorbalıkla iradesine ipotek konulan bu halk artık teslim olmayacak ve dünya tarihinde eşine rastlanmayacak kahramanlıklar sergileyerek darbecilerin heveslerini kursaklarında bırakacaktı. 15 Temmuz gecesi kabus gibi ülkenin üzerine çöken karanlıklar kadın erkek genç yaşlı milyonlarca insanın destan yazmasıyla kutlu bir güneşle aydınlandı." diye konuştu.


Referans gazetesi imtiyaz sahibi Yaşar Yavuz

 “BU HALKIN DEVRİMİYDİ”

Türkiye halkının darbelerin ne demek olduğunu çok iyi bildiğini belirten Referans gazetesi imtiyaz sahibi Yaşar Yavuz, "Bütün bu darbelerin sonucu bugün artık insanlar, ‘Bu ülkede bir daha darbe olursa bizim dedelerimiz, babalarımız darbenin ne olduğunu gördüler. Biz bu darbeye izin vermeyeceğiz.` dediler. Bu darbeyi, işgali ve bu sinsice planı emperyalistlerin Türkiye`ye yapmış olduğu planı bozdular. Elbette ki bu çok kolay bir şey değildir. Yani bir ülke düşünün ve bu ülkenin tanklarını, toplarını, uçaklarını, askeriyesini, tüm gücünü ele geçirmiş bir örgüt, bu saymış olduğumuz silahlarla silahsız bir halkın üzerine geliyor. Bu dünya tarihinde eşine çok az rastlanabilecek bir destandır. Gerçekten de hepimiz tarihi çok iyi biliyoruz. Türkiye ve halkı 15 Temmuz gecesi yapmış olduğu bu onurlu direnişi bana göre aynı zamanda bir devrimdi. Halk darbeye karşı bir devrim gerçekleştirdi. Bu halkın devrimiydi." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir