• DOLAR 34.613
  • EURO 36.4
  • ALTIN 2930.978
  • ...
"Kimse demokrasiyi öncelemedi atılan sloganlar da tekbirlerden ibaretti"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişinde meydanlarda olan Fatih Akıncılar Derneği Onursal Başkanı Mehmet Şahin, o meşum gecede yaşadıklarını İLKHA'ya anlattı. Darbe girişimine karşı direnen halkın demokrasiyi önceleyerek sokağa çıkmadığını vurgulayan Şahin, atılan sloganların da tekbirlerden ibaret olduğuna dikkat çekti.

15 Temmuz darbe girişimi ve daha önce yaşanan diğer darbelerin tamamının küresel güçlerin kontrolü ve istekleri dâhilinde olduğunu belirten Şahin, 15 Temmuz darbe girişimin arkasında ABD'nin olduğuna dikkat çekti.

"Amerika Tayyip Erdoğan ve ekibini tasfiye etmek doğrultusunda böyle bir darbe girişimi planladı"

Şahin, "İnsanlar 15 Temmuz gecesi sokaklara çıktıklarında bu darbenin arkasında ABD'nin olduğunu biliyordu ve o şekilde direniş gösterip slogan attılar. O gün AK Partinin 14-15 yıllık bir hakimiyeti söz konusuydu. Bu dönem boyunca da FETÖ bu iktidarın bir parçası halindeydi. Bir kere bu 15 Temmuz darbe girişimi AK Partiye karşı girişilmiş bir darbe değildi. Bu ülkenin tamamen vesayet altına alınması için yapılan bir girişimdi. Tabi baş hedefte ise Tayyip Erdoğan vardı. Biz Amerika'da çıkan gazeteleri, Pentagon'a yakın, Beyaz Saray'a yakın bütün yazarları 1-2 yıl önceden takip etmeye başladık. Onlar şunu söylüyorlardı. 'Bizim Türkiye'deki AK Parti iktidarıyla bir sıkıntımız yok ama Tayyip Erdoğan olmaması gerekiyor.  Onun bu sistemin bir parçası olmaması gerekiyor.' diyerek açıkça yazıp çizdiler.  Bunun sebebi de geçmişteki İslami kimliği ve meşhur 'One Munite' çıkışıydı. Amerika kendi isteği doğrultusunda Tayyip Erdoğan ve ekibini tasfiye etmek doğrultusunda böyle bir darbe girişimi planladı. Sadece Tayyip Erdoğan ile ilgili bir darbe girişimi değildi. Aynı zamanda Türkiye'deki rejime ve sisteme öteden beri muhalefet eden İslami kesime karşı da bir operasyondu. Eğer 15 Temmuz darbe girişimi sabahı, darbe gerçekleşmiş olsaydı hepimiz cezaevinde olurduk. Belki de öldürülürdük." dedi.

"Daha önceki tecrübelerime dayanarak bir darbenin olabileceğini tahmin ettim"

Darbe gecesi yaşadıklarını anlatan Şahin, şunları söyledi: "15 Temmuz gecesi saat 22.00-22.30 civarında dernekteydik. Cezaevindeki kardeşlerimizle ilgili bir çalışma yapacaktık. Sabah da avukat arkadaşlara kahvaltı verecektik. Biz onların hazırlığını yaparken bir kardeşimize telefon geldi. Dedi ki ben karşıya geçeceğim ama köprüde bir sorun var geçemiyorum. İçime bir kurt düştü ve dışarıya çıktım, baktım ki belediye tarafından bizim derneğe doğru gelen iki vatandaş var. Aralarında konuşup askerden söz ediyorlardı. Ben de, ne askeri, diye sordum. Onlar da belediyenin etrafını askerin sardığını söylediler. Daha önceki tecrübelerime dayanarak bir darbenin olabileceğini tahmin ettim. Hemen derneğe çıkarak, arkadaşlar, askeri bir darbe oluyor ve hemen harekete geçmemiz gerekiyor, dedim.  Darbenin kimin yaptığı ve niçin yaptığı önemli değildi ama bizim bu darbeye karşı çıkmamız gerekiyordu."

"Mesaj sistemi ile de bütün arkadaşlarımızın sokağa davet ettik"

Sokağa çıktıklarında, askeri darbe olması nedeniyle halkın dışarıya çıkmasını beklemediklerini söyleyen Şahin, "Biz ne pahasına olursa olsun sokakta kalmaya devam edecektik ve direnmek üzere arkadaşlarımızla dışarı çıktık. Mesaj sistemi ile de bütün arkadaşlarımızın sokağa davet ettik. Emniyet, valilik, belediyenin önüne gelmeleri için uyardık. Önceki tecrübeleri dayanarak önce valilik, emniyet, belediye gibi yerlerin işgal edileceğini bildiğimizden insanları önce emniyete doğru gönderdik ki bu çok önemliydi ve polisin teslim olmaması emniyetin ele geçmemesi gerekiyordu. Biz polisin direniş gösterip gösteremeyeceğini bilmiyorduk ama ekip arabalarından insanlara, emniyetin önüne gidin, diyerek anons yapıldığını duyduk ve bu bizi çok rahatlattı. Bu darbe girişiminin içerisinde polisin olmadığını gösteriyordu." diye konuştu.

"Emniyete doğru giderken helikopterlerden açılan ateş altında kaldık"

Şahin, "Biz emniyete doğru giderken helikopterlerden açılan ateş altında kaldık. Bir anda dalga gibi emniyetin önünde o kadar kalabalık insan topluluğu geldi ki sanki herkes daha önce birbiriyle sözleşmişti. Binlerce, on binlerce insan emniyetin önüne gelince tanklar dalgaların içerisinde kalarak etkisiz hale geldiler. Tankların içerisindeki askerler çıkarılıp polise teslim edildi. Polis çok şaşkındı ve ne yapacağını bilemiyordu. Biz askerleri onları teslim ettiğimiz halde gözlerimizin içine bakıyorlardı. Gerçekten çok büyük bir şok geçiriyorlardı. Halk onlardan daha bilinçli ve daha kararlıydı. Çünkü en azından halk ne yapacağını biliyordu ve polisten daha kararlı davranıyordu. Emniyetin önünde güvenliği sağlayınca bu arada Büyükşehir Belediyesinin önünden şiddeti çatışmaların sesi geliyordu. Sonra Büyükşehir Belediyesinin önünde çok sayıda vatandaşın vurulduğu haberi geldi. Biz emniyetin önünden insanlardan bir grubu alıp belediyenin olduğu yere gitmek istedik ama polisin bize öyle bir bakışı vardı ki resmen yalvarıyorlardı. Ne olur bizi bırakıp gitmeyin diye. Emniyetin önünde binlerce insan olmasına rağmen çok tedirginlerdi ve şoka girmişlerdi. Biz bir kısım arkadaşları buradan alıp büyükşehir belediyesinin önüne gitmeye çalıştık. Belediyeye yaklaştıkça silah sesleri artıyordu. Her tarafta biber gazi vardı. Bir arkadaşımız kısa süre önce kalp operasyonu geçirmişti. Bu arkadaş neredeyse nefessiz kalacaktı. Biz de onu geri götürdük ve yolumuza devam ettik. Daha önceden biber gazlarını alışık olduğumuz için nasıl davranacağımızı biliyorduk ve tişörtlerimizi ıslatarak yüzümüzü kapatıp o şekilde Büyükşehir Belediyesinin önüne gittik. Oraya gittiğimizde bir tarafta iş makineleri yolu kesmiş, bir tarafta halk duruyordu ve belediyenin önünde ise asker olduğunu tahmin ettiğimiz bir grup bize sürekli ateş ediyordu. O ara özel harekâtçılar yeni gelmişti. O andan itibaren biz de özel harekâtçılarla birlikte hareket ettik. Halkı geriye çekerek sloganlarla, tekbirlerle destek vermelerini istedik. Özel harekâtçılarla hareket ederek sabah ezanıyla beraber belediyeyi teslim aldık." dedi.

"Halkın bu şekilde bir direniş göstereceğini düşünmemiştim"

Şahin, şu ifadeleri kullandı: "Telefonlarımıza bakamadığımız için köprüde (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) neler olup bittiğine bilmiyorduk. Köprüde büyük bir katliam yaşanmıştı. Keskin nişancılar halkın üzerine ateş etmişti. Belediyenin oradaki çatışmalarda da bizim Akıncıların yetiştirdiği Erkan Pala adlı kardeşimizi Saraçhane'de şehit verdik. Doğrusu ben halkın bu şekilde bir direniş göstereceğini düşünmemiştim. Ama gerçekten eğer Allah isterse her şey oluyormuş. Ebabil kuşları nasıl ki Kâbe'yi koruduysa, Allah da kasap, manav, bakkal, simitçi insanları Ebabil kuşuna çevirdi ve onlar da vatanlarını ve topraklarını korudular. Direnişin gerçek kahramanları bu insanlardır. Yoksa 2'inci, 3'üncü gün 200-300 bin liralık cipleriyle Dombra müzikleri çalan insanlar değildi. Eğer halk direnişi göstermeseydi ve bu darbeye karşı çıkmasaydı biz 15 Temmuz sabahı farklı bir dünyaya gözlerimizi açacaktık."

"Kimse demokrasiyi öncelemedi, atılan sloganlar da tekbirlerden ibaretti"

Darbenin gerçekleşmesi halinde siyonist rejim ve Amerika'nın hoşuna gitmeyen ne kadar İslami kesim varsa hepsinin tasfiye edileceğini söyleyen Şahin, "Tayyip Erdoğan'ın o gece göstermiş olduğu dirayet ve cesareti de takdir etmek lazım. Ne Recep Tayyip Erdoğan'ın ne hükümetin ne bakanların ne de polis, halkın böyle bir direniş gösterebileceğini tahmin etmiyordu. Tabi Allah'ın bir hesabı vardı ve o hesap tuttu. Şunu bir kere ortaya koymak lazım: İnsanlar demokrasi için sokağa çıktı, demokrasi şehidi, demokrasi gazisi... Bunların hepsi hikâye. Bu halk vatanlarını korumak için sokağa çıktı ve sadece tek bir amaçları vardı. Bu işin arkasında FETÖ'nün ve Amerika'nın olduğunu biliyorlardı ve tamamen bu hedeflere kilitlenmişti. Bunun için sokağa çıktılar, bunun için şehit oldular, bunun için gazi oldular. Kimse demokrasiyi öncelemedi, atılan sloganlar da tekbirlerden ibaretti. Kahrolsun Amerika kahrolsun FETÖ gibi sloganlar atılıyordu."

Darbe girişimine direnen halkın, "Bizim sırtımızdaki bütün kamburları atın. Biz artık NATO ülkesi olmak istemiyoruz. Amerika'nın, Avrupa'nın bir parçası olmak istemiyoruz. Biz artık bağımsız olmak ve kendi özümüze dönmek istiyoruz. Siz eğer dik durursanız biz sonuna kadar varız." mesajını verdiğini dile getiren Şahin, Siyasi iradenin de bunun farkına varması ve bunun gereğini yerine getirmesi gerektiğini sözlerine ekledi. (Emrah Deniz, Nizamettin Aşkın- İLKHA)




 

Bu haberler de ilginizi çekebilir