• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
"Şehit olamadığım için üzgünüm"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

15 Temmuz ABD destekli darbe girişimi sırasında İstanbul Saraçhane Parkı'nda arkadaşları ile birlikte darbe teşebbüsüne direnirken, darbeci askerler tarafından uzun namlulu silahlarla her iki bacağından vurularak yaralanan öğretmen İsmet Doğan, darbe girişiminin ikinci yıldönümü nedeniyle o gece tanık olduklarını İLKHA muhabirine anlattı.

15 Temmuz gecesi Saraçhane Parkı'nda darbecilere direnen 18 kişinin şehit olduğunu anlatan Doğan, şehit olmayı çok arzuladığı halde şehit olamamanın burukluğunu yaşadığını söyledi.

O gece insanların Allah'ın rızası ve İlay-ı Kelimetullah için sokağa çıktığını söyleyen Doğan, korku nedir bilmediklerini ve Allah'ın korkuyu kalplerinden çıkardıklarını belirtti.

15 Temmuz gecesinin hainlik kokan ve karanlık bir gece olduğunu belirten Doğan, "Allah o geceyi bir daha bu ümmete ve millete yaşatmasın. O gece çok kötü bir geceydi. Hainlik kokan ve çok karanlık bir geceydi. Ama şükürler olsun Rabbimizin izniyle, ümmetin yardımıyla o geceyi atlattık." dedi.

"Sırf Allah rızası ve İlay-ı Kelimetullah için sokağa çıktık"

Doğan, Türkiye Karate Milli Takımı sporcusu olduğu için milli takım kampına katılmak için İstanbul'da olduğunu ve o sırada 15 Temmuz'un yaşandığını belirterek, "Ben o gece İstanbul'daydım ve ben milli sporcuyum. 6 gün sonra dünya şampiyonluğu için seçmeler vardı. 15 Temmuz gecesini arkadaşlarla televizyonda seyrettik. Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın talimatlarını duyduktan sonra zaten bize ilahi bir dürtü ve sekinet geldi. Dışarıya çıkmamız gerektiğini hissettik. O gece sokağa çıkan diğer kardeşlerimiz gibi ilk önce bizde abdest aldık, namaz kıldık ve dışarı çıktık. Sırf Allah rızası için ve İlay-ı Kelimetullah için kardeşlerimiz gibi sokağa çıktık. O gece aslında dışarı çıkanların hepsinde aynı his ve duygular vardı." ifadelerini kullandı.

"Allah-u Teâlâ o gece bizden korkuyu aldı"

O gece insanların imanın bir gereği olarak sokağa çıktığını belirten Doğan, arkadaşları ile abdest alıp iki rekât namaz kıldıktan sonra dışarıya çıktıklarını söyledi.

Doğan, Biz de arkadaşlarımızla birlikte Vatan caddesine doğru gittik. Vatan caddesine gittiğimizde sela seslerini duyunca Allah-u Teâlâ bize bir güç, sekinet ve bir dürtü verdi. O gece bizden korku duygusunu aldı. O korku duygusunu hainlerin kalplerine yerleştirdi. Biz de büyükşehir belediyesine doğru yöneldik, insanlar akın akın sokağa çıkmıştılar ve sokağa çıkan tüm kardeşlerimizin ellerinde bayraklar, dillerde tekbirler ve kalplerindeki iman ile o hainlere doğru yaklaştık. Büyükşehir belediyesine doğru çıktığımızda rütbeli hainlerle karşılaştık. İçlerinden birisi bize doğru geldi, ben de ona doğru yürüdüm. Onunla göz göze geldik. Ona 'Müslüman Müslüman'a ateş eder mi? Bize neden ateş ediyorsunuz?' sorusunu sordum. Bize bir cevap vermediler. Geriye doğru çekildi. O anda bizi hedef aldılar. Bir anons geldi, 'Bir mermiyi ve bir insanı boşa harcamayacaksınız' Yani bizim paralarımız ile satın alınan o mermileri bize yöneltip, bizi vurmaya çalıştılar. O anda ateş etmeye başladılar. Bize ateş ettiklerinde de ilk yaralanan ben oldum. Sol ve sağ dizinden yaralandım."

"Şehit olmayı istedim ama Rabbimiz gazilik mertebesini layık gördü"

O gece şehit olmayı çok arzuladığını ve şehit olamadığı için de çok üzüldüğünü belirten Doğan, "Bizim arkamızda Saraçhane parkı vardı. Orada 18 tane şehit verdik. Bende o şehitlerden olmayı çok isterdim. O şehit olan kardeşlerimizi düşününce Tevbe süresindeki 111. ayet aklımıza geldi ve Rabbimiz 'Allah müminlerin canlarını, mallarını karşılığı cennet olmak üzere satın almıştır' diye buyuruyor. Evet, Onlar canlarını verdiler. Karşılığında inşallah cenneti aldılar. O gece yaralı olanların kaldırılmalarına bile izin vermediler. Bizi sürükleyerek götürdüler. Ben ölmek üzereyken hastaneye yetiştirdiler. Ben isterdim ki şehit olayım ama Rabbimiz bize gazilik mertebesini layık gördü." şeklinde konuştu.

"Ayaklarım kopsa bile ben aynı şekilde mutlu olacaktım"

İki ameliyat geçirdiğini ve üç ay sırt üstü yattığını anlatan Doğan, "Milli takım hayatım bitti. Ama ben Gaziantep'in Nizip ilçesinde Ticaret Borsası Anadolu Lisesinde beden eğitimi öğretmenliği yapıyorum. Ben öğrencilerime vatan, millet ve imanı aşılıyorum. Bu benim için büyük bir gurur kaynağıdır. Çünkü insanlar inandıkları değerler için yaşarlar. İnandıkları değerler içinde mücadele verirler. Ben elbette ki kendime bir hedef koymuştum, şampiyon olmak istiyordum. Ülkemi dünyada ve uluslararası arenada temsil etmek istiyordum. Ama bundan önce gelen önceliklerimiz vardır. Vatanımız ve imanımız var. Bunun içinde ben hiçbir şekilde pişmanlık duymadım. Benim ayaklarım kopsa bile aynı şekilde mutlu olacaktım. Şu anda ben mutluyum. Diğer gazi arkadaşlarımız aynı şekilde mutlular. Çünkü bu bizim için büyük bir mertebedir. Bu maddiyatla, çalışmayla kazanılacak bir mertebe değildir. Bundan dolayı Rabbimize şükürler olsun. Sürekli Rabbimize şükür ediyoruz." diye konuştu.

"Rabbimiz de onların o planlarını bozdu"

15 Temmuz'un bir darbe girişiminden çok işgal girişimi olduğunu ve Türkiye'deki her darbede olduğu gibi bu darbe girişiminin de arkasında emperyalist ülkelerin olduğunu ifade eden Doğan, sözlerine şu ifadelerle sürdürdü:

"Bu sadece FETÖ'nün planladığı bir şey değil. Bizim ülkemize yönelik emelleri olan o güçlerin bir işgal girişimiydi. Ben öğrencilerime de anlatırken şu ana kadar ki sonuncu haçlı seferi diyorum. Bunlar bu şekilde emellerini gerçekleştirmek istediler. Ama Rabbimizin de bir planı vardır. Rabbimiz de onların o planlarını bozdu. Ben geçen sene 15 Temmuz yıldönümü dolayısıyla Arnavutluk'a gittim. Oradan Karadağ'a gittik. Bir camiye gittim. Orada bir kardeşimiz bana yaklaştı. Tercüman vasıtasıyla konuştuk. Bana '15 Temmuz'da burada ne oldu biliyor musun?' diye sordu. Ben de bilmediğimi söyledim. Ben 'ne oldu?' diye sordum. Bana '15 Temmuz'u duyunca burada yaşayan tüm Müslümanlar bu camiye geldi. Sabaha kadar sırf Türkiye bu dış güçlerin oyunundan kurtulsun diye Kur'an okudular, dualar ettiler ve tespih çektiler.' dedi. Biz aslında baktığımızda olayı çözebiliriz. Bu bir darbe değil, bir işgal girişimi ve ümmetin sancağını taşıyan Türkiye'yi bitirme operasyonuydu."

"Kendi silahımızla bizi vuracaklarını tahmin etmiyorduk"

"Bu hainlerin yaptıklarını anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor" diyen Doğan,  "Biz FETÖ'yü aslında tahmin ediyorduk. Ama kendi silahımızla bizi vuracaklarını tahmin etmiyorduk. Bunlar insanlığa bile yakışmayacak hareketler yaptılar. Bizi vurdular, yaralandık.  Savaşın dahi bir kuralı vardır, savaşta bile düşmanınız ile belli kurallar içerisinde savaşırsınız. Burada kural yoktu ve bizim elimizde hiçbir şey olmamasına rağmen silahsız insanlara silah doğrulttular. Jetlerle, tanklarla geldiler. Bizlere saldırdılar. Bizi vurduktan sonra da bizi kaldırmalarına bile izin vermediler. Bu dünyanın hiçbir yerinde geçmişten günümüze kadar olan savaşlarda yaşanmamıştır. İşte Bunlar bu kadar zalim, hain, cani insanlardı. FETÖ'ye karşı hangi kelimeleri kullanacağımızı bilmiyoruz. Bu hainlerin yaptıklarına kelimeler kifayetsiz kalıyor. O kadar büyük bir hainlik, karanlık kokan bir girişimde bulundular ki onun için onları Rabbimize havale ettik." diye belirtti.

"Çanakkale'nin, Kurtuluş Savaşı'nın intikamını almaya geldiler"

Emperyalist ülkelerin 15 Temmuz gecesi Bedir'in, Malazgirt'in, Çanakkale'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın intikamını almaya geldiklerini belirten Doğan, "O gece aslında biz geniş bir perspektiften baktığımızda bizim çevremizde İslam coğrafyasında özellikle şu anda özgür bir ülke ya da savaşın olmadığı bir ülke yok. Her taraf bölük bölük alınmış, parçalanmış ve insanlar birbirlerine düşürülmüş. Bu silsilenin son halkası Türkiye'dir. Bunu da herkes biliyor. Bunların yapmış oldukları da apaçıktır. Çünkü emperyalist ülkeler Bedir'in, Malazgirt'in, Çanakkale'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın intikamını almaya geldiler. Nitekim aynı şekilde Çanakkale'de bunları denize döktüğümüz gibi 15 Temmuz'da da Allah'a şükürler olsun ki gerisin geriye gönderdik." değerlendirmesinde bulundu.

"Bizim içimizdeki o iman onları mağlup etti"

Doğan, "Aliya İzzetbegoviç, 'İslam korkakların değil, cesur ve atılgan olan Müslümanların omuzlarında yükselecektir' diyor. Biz öncelikle dünyaya şunu kanıtladık. Biz cesur ve atılgan Müslümanlarız. İslam, bizim omuzlarımızda yükselecektir, bunu ispatladık. Biz Bedir'de sayı olarak onlardan daha azdık, Çanakkale'de teknolojik olarak savaştığımız insanlardan çok geri durumdaydık. Bu işler öyle sayıya, teknolojiye bakmıyor. Bu işler imana bakıyor. Biz o gece inandık. O gece bizim elimizde hiçbir savaş aleti yoktu. Ama kalbimizde imanımız vardı. Peki, onlar da ne vardı? Onların jetleri, tankları ve tam teçhizat hazırlardı. Ama yine de bize karşı galip gelemediler ve mağlup oldular. Bizim içimizdeki o iman, inanç onları mağlup etti. Biz onlara galip geldik." dedi.

15 Temmuz gecesi bütün Müslümanların birleşip bu zaferi elde ettiklerini belirten Doğan, "Bizler şuna inanıyoruz ve güveniyoruz. 'Müminler ancak kardeştir' Biz bütün etnik gruplar biriz ve bütünüz. Bizim için önemli olan Müslüman olmaktır. Bizler ümmet olarak birleştiğimiz zaman hiç kimse bizi yıkamaz. Biz bunu geçmişte de 15 Temmuz'da da ispatladık. Yapacağımız tek şey birlik olmaktır." diye belirtti. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)












 

Bu haberler de ilginizi çekebilir