Mark Twain'in yazdığı bir mektubun sonunda, “Kusura bakmayın kısa yazacak kadar vaktim yoktu, uzun yazmak zorunda kaldım.” diyor.

Bu cümleden sonra kuracağımız her cümle yukardaki cümleyle çelişecektir. Affınıza sığınarak bir iki noktaya daha temas edip kısa keseceğim.

Kısa yazabilmek için konuyu çok iyi bilmek, gereksiz ayrıntılarla önemli noktaları birbirinden ayrıştırmak, hangi platformda konuşup yazdığımızın bilincinde olmak ve muhatabını tanımak suretiyle konuşup yazacaklarımızın sınırlarını bilmemiz gerekiyor.

Kısa yazdık ve kimseyi sıkmadık. Sadece buna riayet edersek yazımız veya düşüncelerimiz etkili olabilecek mi? İnsanları cezbedebilecek, dilden dile dolaşacak mı?

Öyle ya bir fikrimiz var, bir derdimiz var, bir mesajımız var ve bunu kitlelere ulaştırmamız lazım. Etkileyici olmalı ki yayılsın. Peki, nasıl olacak öyleyse? 

Biz birkaç madde sıralayalım, okuduklarımızdan. Mutlaka eksik olacaktır. Gerisini araştırın, tecrübe edin ve paylaşın.

1. Anlatanı anlayanın nezdinde değerli kılan her bilgi hızla yayılır. Bu bilgi özgün ve işlevsel olmasa böyle bir etki yapması mümkün değildir.

2. Bir fikrin yayılması için o fikrin konuşulacak ve gündeme gelecek bahaneleri olmalı. Örneğin tatil konusunu da içine alan bir fikir ya da haber, tatil bahsi geçen her yerde konuşulur. Dolayısıyla yaymak istediğimiz düşünceyi anlatırken hayatın içinden olan unsurlarla ilişkilendirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde hayatın keşmekeşi içinde onu hatırlatacak bir işaret olmayınca unutulmaya mahkûm olur.

3. Duygularla işi olmayan bir fikir ile kimsenin işi olmaz. Bir fikrin, bir kavramın, bir haberin paylaşılmasını sağlamak için mutlaka insanların duygularına hitap etmesi gerekir. Duygulara hitap etmeyen hiç bir içeriğin yayılma şansı yoktur.

4. Başkaları tarafından da kullanılabilecek fikirlerin, düşüncelerin yaygınlaşması kolay olur. Fikirler, kavramlar veya herhangi bir içerik ne kadar genelleşir ve kullanılırsa yayılması da o kadar kolaylaşır. Öyleyse evrensel duygulara dönük ve genele hitap eden bir dil kullanmak gerekir.

5. Pratik olan, işlevsel olan, yararlı olan her fikir dilde pelesenk olarak döner durur. Bazen o kadar dillenir ki cılkı çıkar. Ama her hâlükârda kişiye kendini akıllı hissettiren her fikir, hayatını kolaylaştıracak her bilgi, yarar sağlayacak her düşünce yayılır.

6. İnsanlara bilgiyi öyküleyip satın. Bakın nasıl bir pazar oluşur. Öykülenerek aktarılan bilginin kalıcılığı ve yayılma hızı son derece yüksektir. Ayrıca öykülenemeyecek hiçbir bilgi de yoktur.

7. Güven veren, şaşırtıcı olan ve zihinde kolayca kavranabilen fikir ve düşünceler yayılma potansiyeline sahiptir.