28 Şubatçılara Balans Operasyonu
12 Eylül darbecilerinin yargılanmasıyla başlayan süreç 28 Şubatla devam ediyor. Bu kapsamda perşembe sabahı 28 Şubat aktörlerine yönelik operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarla beraber 28 Şubat postmodern darbesi için yargı süreci de başlamış oldu. Hukukçular, sürecin sonuna kadar sürdürülmesi ve mağdurların müdahil olması gerektiğine vurgu yaptı
Doğruhaber
28 Şubat 1997’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan süreç Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçti. Refahyol hükümetinin düşürülmesi ve Anasol M hükümetinin kurulmasıyla Postmodern darbe olarak adlandırılan süreç tam bir dindar avına dönüştü. Namaz kılan, İslami hassasiyetleri olan hemen herkes ya görevlerinden atıldı ya da gözaltılarla baskı ve sindirmelere maruz kaldı. Darbeciler “28 Şubat süreci bin yıl sürecek” dedi. Bu süreçte yasakların da ardı arkası kesilmedi. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim yasasıyla İmam hatip liselerinin orta kısmı kapatıldı, Kur’an kurslarının kapılarına kilit vuruldu, başörtüsü yasaklandı, inanan insanlar hakkında kartel medyasında olmadık iftiralar yer aldı. Hükümetten düşürülen Refah Partisi kapatıldı, halkın seçtiği vekiller ile partinin birçok il başkanı siyasi yasaklı oldu. Gelinen noktada sürecin bin yıl sürmeyeceği otaya çıktı. Perşembe sabahı darbecilerin yargılanması için düğmeye basıldı ve 30’dan fazla adrese operasyon düzenlendi. Böylece 28 Şubat darbesinin yargılanma süreci başladı.
Operasoyaları Doğruhaber’e değerlendiren yazarlar ve sivil topluk kuruluşu yetkilileri sürecin geç kalmış ancak olumlu bir gelişme olduğunu söylediler.
Operasoyaları Doğruhaber’e değerlendiren yazarlar ve sivil topluk kuruluşu yetkilileri sürecin geç kalmış ancak olumlu bir gelişme olduğunu söylediler.
GEÇ KALMIŞ BİR OPERASYON
Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, 28 Şubat darbecilerine yönelik operasyonların geç kalmış ancak doğru bir adım olduğunu söyledi. Çevik Bir’in gözaltına alınmasını da değerlendiren Dilipak, “Çevik Bir, postmodern darbenin mucidi, hevesli muhteris bir darbeci, kendinden öncekiler ile ilişkili, kendinden sonrakileri de etkileyen, birçok darbeci paşanın suç ortağı olabilecek bir isim” dedi.
DARBELER VE DARBECİLER KANKARDEŞTİR
Darbeler ve darbecilerin kan kardeş olduğunu ifade eden Dilipak, bütün darbelerin birbiriyle ilişkili olduğunu söyledi. Sürecin sıkı bir şekilde takip edilmesi gerektiğine dikkat çeken Dilipak, “Kim ne yaşadı ise elindeki bilgi, belge ve tanıklığını yetkili savcılığa iletmesi gerekiyor. Bu bağlamda süreç, sıkı takip edilmelidir. Ayrıca 28 Şubat’ı anlamadan Balyozu anlamak da mümkün değil. Ya da Balyoz ve Ergenekon’u anlamadan bu davanın genetik kodlarının çözülmesi zor. Çünkü darbeciler ve darbeler kankardeştir” dedi.
OPERASYON KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ
Operasyonların askerle sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Dilipak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Medyadaki, oda ve STK’lardaki eklemlenmiş isimleri kimlermiş, örtülü KİT’ler, batık bankalar meselesinin ortaya çıkartılması, brifingli yargıçların kim olduklarının ortaya çıkartılması gerekiyor. Ayrıca darbe girişimi emir komuta zinciri içinde yapıldığına göre, herhalde Karadayı’ya da gelecek sıra. Bu çerçevede Koman’dan Dalan’a daha birçok isim hakkında, diğer davalardan dolayı tutuklu ve sanık daha birçok kişi hakkında yeni davalar açılması da mümkün.”
Başlayan süreçle beraber geçmişte görülen bazı davaların da yeniden görülmeye başlayacağını beklediğini belirten Dilipak, kendisinin de davaya müdahil olmayı düşündüğünü dile getirdi.
MAĞDURLAR MÜDAHİL OLMALI
Türkiye’nin yakın tarihinin darbeler tarihi olduğunu belirten Gazeteci yazar Ali Bulaç, darbelerle ilgili, “Dolayısıyla artık bunların soruşturulması ve bir daha tekerrür etmemesi için gerekli hukuki tedbirlerin alınması, son derece önemlidir. İnşallah düzgün bir yargılama olur. Kim suçlu ise suçu tespit edilir. Özellikle bir daha Türkiye bu darbelere maruz kalmaz” dedi.
Başlayan sürece bütün mağdurların müdahil olması gerektiğinin altını çizen Bulaç, şu ifadeleri kullandı: “28 Şubat sürecinde mağdur olan herkesin müdahil olması gerekir. Tüm mağdurların hiç vakit kaybetmeden avukatları aracılığıyla usulüne uygun bir şekilde müdahil olması gerekir. Çünkü yapılan fiilin kendisi hukuk dışı ise o fiilde rol oynayan iradeden dolayı mağdur olanların da suçlu olmaması icap eder. Yani kimilerine itibarı iade edilir, kimilerinin maddi tazminat ödenmek suretiyle mağduriyeti giderilir, kimi ise bundan dolayı halen cezaevinde ise onların da serbest bırakılması gerekiyor.”
“ZULÜM KİMSEYE KÂR KALMAZ”
Özgür Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, uzun yıllardır Müslümanların 28 Şubatla ilgili faillerinin yargılanması, zulüm defterinin açılması için talepte bulunduklarını hatırlattı. 28 Şubat operasyonunun bu taleplerin karşılık bulması anlamında olumlu bir gelişme olduğunu belirten Kaya, “Elbette ki 28 Şubatta işleyen ve kısmen hala devam eden bu zulümler, bu mağduriyetler, bu yargılamalar ortadan kalkmayacak ama her şeyden önce zulmedenin yaptıklarının yanına kar kalmaması anlamında bir sonucun ortaya çıkmış olması sevindirici bir durumdur” dedi.
YAŞANAN BÜTÜN MAĞDURİYETLER ORTAYA ÇIKARILMALI
28 Şubat sürecinde yaşanan bütün zulüm ve mağduriyetlerin bir bir ortaya çıkarılması gerektiğini vurgulayan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu süreci uzun bir süredir Ergenekon, Balyoz ve benzeri süreçlerle beraber değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Türkiye bu anlamıyla uzun yıllar yaşadığı askeri müdahaleler ve askeri vesayet sorunuyla bir şekilde yüzleştiğini görüyoruz. Bu durum Türkiye halkı açısından ve Müslümanlar açısından bir kazanımdır. Bu süreç ciddi bir şekilde devam ettirilmelidir. Bu operasyonla başlayan sürecin devam ettirilmesi ve yapılan zulümlerin tek tek ortaya konulması ve üstü örtülmeden sorumlularının en açık bir şekilde cezalandırılması gerekiyor. Bu sürecin bütün mağduriyetlerinin de gündeme getirilmesi için sürecin takipçisi olunmalıdır.”
DEMİREL SÜRECE DÂHİL EDİLMELİ
Mazlum Der Genel Başkanı Faruk Ünsal da operasyonları geç kalmış bir süreç olarak değerlendirdi. Operasyonların askerlerle sınırlı kalmaması gerektiğini ifade eden Ünsal, Süleyman Demirel’in de sürece dâhil edilmesi gerektiğini belirtti. Ünsal, şunları söyledi: “Bu yargılanma birkaç askerin yargılanmasıyla kalmamalı ve özellikle eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bu sürece dâhil edilmelidir. Çünkü Süleyman Demirel, Batı Çalışma Grubu (BÇG) adlı illegal yapılanmadan haberdar olmuş olmasına rağmen bu yapılanmanın ortadan kaldırılması için inisiyatifini kullanmayan, görevini yapmayan kişidir. Anayasanın kendisine verdiği görevi yerine getirmeyerek, Anayasayı ihlal ederek bir cunta yapılanmasından haberdar olduğu halde bir girişimde bulunmuyor. Eğer 28 Şubat sorgulanacaksa mutlaka Süleyman Demirel bu cuntanın bir parçası veya işbirlikçisi olmak suçlamasıyla yargı önüne çıkarılmalıdır.”
28 ŞUBAT’TA VERİLEN YARGI KARARLARI İPTAL EDİLMELİ
28 Şubat süreciyle beraber binlerce insanın mağdur edildiğini vurgulayan Ünsal, 28 Şubat sürecinde alınan yargı kararlarının iptal edilmesi gerektiğini dile getirdi. O dönem Batı Çalışma Grubu tarafından Genelkurmay Başkanlığında Savcı ve hâkimlere talimat verilerek yargıya müdahale edildiğini söyleyen Ünsal, “Dolayısıyla bütün bu yargılamaların iptal edilmesi gerekiyor. Çünkü birçok kişi ağırlaştırılmış müebbetle cezaevlerinde yatıyor. Halen içeride yatanlar var, içeride yatıp çıkan var. İş yerinden atılanlar var. Dolayısıyla 28 Şubat’la hesaplaşmak üç paşayı yargılamak değil. Birincisi, sivilleri de almak lazım, başta Süleyman Demirel olmak üzere, ayrıca o dönem verilen yargı kararlarının iptal edilmesi lazım ve mağdurların tazmin edilmesi gerekiyor.”
GÖZALTI KARARI ÇIKARILAN İSİMLER
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nin yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması kapsamında gözaltı kararı çıkarılan kişilerin kimlikleri açıklandı. Soruşturma kapsamında gözaltı kararı çıkarılan 31 kişinin kimlikleri şöyle: İstanbul’da emekli Orgeneral Çevik Bir, emekli Tuğgeneraller İdris Koralp, Ünal Akbulut; emekli albaylar Yüksel Sönmez, Eser Şahan, Cengiz Çetinkaya; emekli Binbaşı Salih Eryiğit; emekli yüzbaşılar Orhan Nalcıoğlu, Mustafa Babacan; emekli Başçavuş Necdet Batıran, “Ankara’da emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, emekli Kurmay Albaylar Hüsnü Dağ, Arslan Daştan, Oğuz Kalelioğlu, Sezai Kürşatökte, Ahmet Nazmi Solmaz; emekli Kıdemli Albaylar Serdar Çelebi, İbrahim Selman Yazıcı, emekli Albaylar Mustafa Kemal Savcı, Ziya Batur, Ruşen Bozkurt, Mehmet Şinasi Çalış, Aburrahman Yavuz Gürcüoğlu, İsrafil Aydın, Yahya Cem Özarslan; emekli binbaşı Ahmet Aka; emekli Başçavuş Hamza Özaltun, Aydın Karaşahin.
Çanakkale’de, emekli Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci; Niğde’de, emekli Kıdemli Albay Ümit Şahintürk; Eskişehir’de, emekli Albay Alican Türk.” 28 Şubat süreci darbecilerinden 28 kişi Perşembe günü gözaltına alınırken gözaltı kararı verilen 3 kişinin ise yurt dışında olduğunun belirlendiği ifade edildi.
28 ŞUBATÇILARA ‘BALANS’ OPERASYONU
12 Eylül darbecilerinin yargılanmasıyla başlayan süreç 28 Şubat darbecilerinin yargılanmasıyla devam ediyor. Bu kapsamda, perşembe sabahı 28 Şubatçılara balans operasyonları düzenlendi. Operasyonlarla 28 Şubat postmodern darbesini yargılama süreci de böylece başlamış oldu. Hukukçular, sürecin sonuna kadar sürdürülmesi ve mağdurların müdahil olması gerektiğine vurgu yaptı
28 ŞUBAT BİR ZULÜM SÜRECİYDİ
28 Şubat 1997’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan süreç tam bir dindar avına dönüştü. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim yasasıyla İmam Hatiplerin orta kısmı kapatıldı, Kur’an kurslarının kapılarına kilit vuruldu, okullarda ve devlet dairelerinde başörtüsü yasaklandı, hükümetten düşürülen Refah Partisi kapatıldı. Kısacası tam bir zulüm seferberliği başlatıldı. Darbeciler sürecin bin yıl süreceğini söyledi, ancak 30’dan fazla adrese yapılan baskınlarda dönemin suçlularından Çevik Bir başta olmak üzere birçok asker gözaltına alındı.
ABDURRAHMAN DİLİPAK (GAZETECİ-YAZAR): Operasyonlar geç kalmış bir durumdur ancak yine de olumlu bir adımdır. Çevik Bir, postmodern darbenin mucididir. Birçok darbeci paşanın suç ortağı olabilecek bir isimdir. Herkes elindeki bilgileri savcılığa vermelidir.
ÖZGÜR DER GENEL BAŞKANI RIDVAN KAYA: Elbette ki 28 Şubat`ta işleyen ve kısmen hala devam eden bu zulümler ortadan kalkmayacak ama her şeyden önce zulmedenin yaptıklarının yanına kar kalmaması anlamında bir sonucun ortaya çıkmış olması sevindirici bir durumdur.
MAZLUM DER GENEL BAŞKANI FARUK ÜNSAL: Operasyonlar askerle sınırlı kalmamalı. Süleyman Demirel’in de sürece dâhil edilmesi gerekir. Ayrıca 28 Şubat sürecinde alınan yargı kararlarının iptal edilmesi gerekir.