Siyonistler Özkan için gidecek avukat heyetine vize vermedi
Siyonist israil 11 Haziran`dan bu yana alıkoyduğu Ebru Özkan için Kudüs`e gitmek isteyen avukat heyetine vize vermedi.
Kudüs'e yaptığı ziyaretin ardından 11 Haziran'da Türkiye'ye dönmek için geldiği Tel avivdeki Ben Gurion Havalimanında siyonistler tarafından gözaltına alınan Ebru Özkan için Kudüs'e gitmek isteyen avukat heyetine vize verilmedi.
1 Temmuz Pazar günü yapılan mahkemenin ardından, Filistinli tutsakların bulunduğu bir hapishaneye gönderilen Ebru Özkan'ın mahkemesini takip etmek amacıyla İstanbul merkezli Hukukçular Derneği, duruşmaya bir avukat heyeti göndermek için vize başvurusunda bulunmuştu.
5 gün sonra kendilerine dönüş yapılan avukat heyetine olumsuz cevap verildi ve avukat heyetinin Kudüs'e gitmesi için ihtiyaç duydukları vize verilmedi.
Konuya ilişkin olarak İLKHA' ya değerlendirmelerde bulunan Avukatlar Derneği Başkanı Cavit Tatlı, kendisinin de içerisinde bulunduğu üç kişilik avukat heyetine izin verilmemesini ise
İsrail'de işleyen hukuku iki hususta anlamadıklarını söyleyen Avukat Cavit Tatlı, "Bizde hukuk gözaltı süresi 24 saat bazı durumlarda olağanüstü hal olduğu durumlarda bu biraz daha uzayabilir. Ama israilde çok farklı sürüyor. 27 gün boyunca hala gözaltı süresi devam ediyor." dedi.
"Avukatı dahi ne için tutulduğunu bilmiyor"
"Her ülkenin kuralları olabilir ama bir kişi niçin tutulduğu ile ilgili haberdar edilmeli ve avukatı da bu konuda bilgilendirilmeli" diyen Tatlı, şöyle konuştu:
"Ama bu konuda bizim herhangi bir bilgimiz yok. Avukatından edinilen bilgiye göre davanın gizli yürütüldüğü, bu sebepten ötürü kimseye bilgi verilmediğini öğrendik. Avukatı dahi ne için tutulduğunu bilmiyor. Ebru Özkan da niçin gözaltında tutulduğunu bilmiyor. Bir kişi gözaltında tutulduğu zaman, onun neden gözaltında tutulduğu ile ilgili bilgi vermeniz gerekiyor. Bu şahıs kendi ülkesinin dışında bir ülkede gözaltında tutuluyor ve hala niçin tutulduğunu, ne ile suçlandığını bilmiyor" şeklinde konuştu.
"Aile, görüşme için vekâlet verdi"
Cumartesi gününden itibaren Özkan ailesinin kendilerine vekâlet verdiğini ve hem duruşmasına hem de sonrası için vekâlet aldığını belirten Tatlı, "Biz de bununla ilgili olarak bir görüşme sağlamak için vize talebinde bulunduk. Ancak şu an itibariyle herhangi bir cevap alamadık. Görüşmeler sağlanıyor, konsoloslukla görüşülüyor ama vizenin çıkıp çıkmayacağı ile ilgili bir bilgi verilmiyor. Biz taleplerimizi ilettik ama demek bunlar yeterli olmamış ki tekrar bizi aradılar. Aradıkları zaman da duruşmaya gelemeyeceğimizi, Ebru Özkan ile de görüşemeyeceğimizi, orada her şeyin kendi isteklerine göre işleyeceğini bildirdiler. Biz de ailenin talebi üzerine gidip kendisiyle görüşmek istediğimizi, işkence olup olmadığını görmek istediğimizi ve bunun doğal bir hak olduğunu söyledik." diye konuştu.
"Özkan üzerinden Türkiye'yi terörle ilişkilendirmeye çalışıyorlar"
"Hükümet, egemenlik hakları gereğince kendi vatandaşı ile ilgili bu konuda talepte bulunacaktır ve bunu da devam ettirecektir." diyerek konuşmasını sürdüren Tatlı, konuşmasına şöyle devam etti:
"Burada önemli olan konu şu: israil Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan bir kişiyi terörle bağlantı kurma üzerinden Türkiye ile terör arasında bir bağlantı kurmaya çalışıyor. Bugüne kadar Türkiye'den her kim gözaltına alındıysa kamuoyunda çok ciddi tepki gösteriliyordu. Ancak Ebru Özkan ile ilgili bu şekilde bir durum olmadı. Kamuoyundan çok cılız tepkiler çıktı. Bu da kendisinin tanınmayan biri olmasından kaynaklanıyor. Kimse tanımadığı için önce çekinceli bir duruş sergilendi. İnsanlar ancak bilgiler gelmeye başladıktan sonra Ebru hanımla İlgili bir şey olmadığını öğrendiler ve cumartesi günü bir basın açıklaması yaptılar." dedi.
Mursi hükümeti devam etseydi bu kadar rahat olamazlardı
"Bölgede Biri Mısır, diğeri Türkiye olmak üzere iki tane ciddi devlet var." diyen Tatlı, Mısır'da Mursi hükümetinin devam etmesi durumunda ne Suriye'de ne de Filistin'de sorunlar bu kadar derin olarak yaşanmayacağını söyledi.
Tatlı, "Türkiye ile Mısır arasında bir iletişim vardı ve niyetleri de aynı yöndeydi. Bu durumda israilin eli zayıflıyordu. Mısır'da bir değişiklik yaptılar ve elleri çok rahatladı. Gazze'de, Batı Şeria'da, Kudüs'te istediklerini yapabiliyorlar. Daha dün yeni bir yerleşim yeri açmak için bir köye saldırıda bulundular. Dünyanın sesi bile çıkmıyor ve rahatça devam ediyorlar işgallerine." şeklinde konuştu.
"Amaç Müslümanların Kudüs'e gitmesini engellemek"
"Öncesinde Türkiye ve Mısır'dan çıkacak tepkiler için korkuyorlardı." diyen Tatlı, Mısır'ın denklem dışı bırakılmasından sonra sıranın Türkiye'ye geldiğini, bunu da Türkiye'yi terörle ilişkilendirerek yapma gayreti içerisinde olduklarını söyledi.
Tatlı, konuşmasına şöyle devam etti: "Bugün dünyada, ülkeleri en kolay biçimde pasifize etmenin yolu, onları Terörle ilişkilendirmekle oluyor. Kendisi terörist olan bir ülke başka bir devleti terörle ilişkilendirerek onun gardını düşürebiliyor. Bunu en iyi şekilde Suriye'de görüyoruz. DAEŞ ile mücadelede eden tek devlet Türkiye'ydi. Ama MİT tırları üzerinden Türkiye ile mücadele edildiğini gördük. israil kendi doğruları için mücadele ediyor. Önemli olan bizim ne yaptığımız. Ne yapmamız gerekirken neyi yapmıyoruz ya da neyi yapmamamız gerekirken ne yapıyoruz. Türkiye'yi, terör tehdidi ile baskı altına alıp burada yapacaklarını daha rahat yapmak istiyorlar. Bu hafta itibariyle Kudüs gezisi için turlar gidiyor. Turlara katılanların tamamına vize çıkıyor ama tur rehberleri bize verilmiyor. Ve eskiden beri tur rehberliği yapanları da israil deport etti. Amaç Türkiye'den Kudüs'e gidecek insanları engellemek. Çünkü her giden insan bir başkasının gitmesine vesile oluyor ve her giden kişi de Kudüs konusunda daha fazla hassasiyet sahibi oluyor. Kudüs'e Yahudi ve Hristiyanların rahatlıkla gidiyor ama oraya Müslümanların gitmesini istemiyorlar. Onlara göre ne kadar az Müslüman giderse o kadar iyi. Çünkü hayata geçirmek istedikleri her şeyi adım adım yapmak kolay olacak." (Nizamettin Aşkın- İLKHA)