Toplumun zihin kodlarını bozan dizi ve programlar derhal kaldırıl
Televizyonda yayınlanan ahlak dışı dizi ve programların, çocuk tacizi ve ölümlerine davetiye çıkardığını söyleyen alimler, toplumun zihin kodlarını bozan bu tür programların derhal kaldırılması gerektiğini söyledi.
Son zamanlarda gündeme gelen çocuk tacizi ve ölümleriyle ilgili açıklamalarda bulunan âlimler, televizyonda yayınlanan ahlak dışı dizi ve programların, çocuk tacizi ve ölümlerindeki artışa neden olan önemli unsurlar olduğunu belirterek, toplumun zihin kodlarını bozan bu tür programların derhal yasaklanması gerektiğini söylediler.
Ağrı'da, minik Leyla'nın kaçırılıp öldürülmesine ve Ankara Polatlı'da 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'nın istismar edilip hunharca katledilmesine tepki gösteren Molla Sinan Ünel, "Bu son zamanlarda sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla gerçekten de bize yakışmayan, İslami kimliğimize yakışmayan birçok vaka ile karşı karşıya kaldık. Birçok olumsuz tabloyu sosyal medya üzerinden seyrediyoruz ve her günde yeni haberleri görüyoruz. Hiçbir vicdan ve iman sahibinin, İslam ve insani değerlere sahip bir kimsenin bu tür vakıaları kabullenmesi düşünülemez. Bu yüzden toplumun zihin kodlarını bozan dizi ve programlar derhal kaldırımalı" dedi.
"Manevi projeler olmadığından dolayı bu gibi üzücü olayları yaşıyoruz"
Gün geçtikçe toplumun manevi değerlerden uzaklaştığını ifade eden Ünel, "Dünyada meydana gelen her olayın bir sebebi vardır. Hiçbir şey sebepsiz olmaz. Hepimizin vicdanını sızlatan, gerçekten yüreklerimizi dağlayan manzaralar görüyoruz. Bunların sebeplerini incelemek ve bu olayları tamamen ortadan kaldırmak için ciddi anlamda tedbir alınması gerekiyor. Bizim de müşahede ettiğimiz kadarıyla gün geçtikçe toplumumuz manevi değerlerden çok uzaklaşıyor. Allah korkusu, ahiret bilinci, Allah'a verilecek olan hesap neredeyse insanlar arasında unutulmuş durumda. İnsanlar tamamen şu dünya hayatının zevkini yaşama gayretinde yürüyorlar. Manevi projeler olmadığından dolayı bu gibi üzücü olayları yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Toplumdaki herkesin istismar konusunda bir mesuliyeti ve sorumluluğu vardır"
Yaşanan bu üzücü olayların önüne geçilebilmesi için herkesin elinden gelen gayreti ve çabayı sarf etmesi gerektiğini söyleyen Ünel, sözlerine şöyle devam etti:
"Günahların önünün açık olmasından dolayı bir insan çok kolaylıkla günahlara bulaşabiliyor. Sosyal medyada üzerinden, televizyonlardan ve daha birçok kolay yoldan günah ortamına çok çabuk ulaşabiliyor. Bir insan, sürekli nefsi tahrik eden ve şehevi duyguları canlandıran manzaralarla karşılaştığı vakit, istenmeyen bu sonuçlar yaşanıyor. Elbette ki burada hepimizin mesuliyeti vardır. Yetkililerin, âlimlerin, kanaat önderlerinin ve toplumun tüm bireylerinin istismar konusunda ciddi anlamda bir mesuliyeti ve sorumluluğu vardır. Yaşanan olaylardan kendimizi beri tutamayız. Yani ben, 'bu katliamı ve istismarı yapmadım' demek bizi mesuliyetten kurtarmaz. Hepimizin hem dünyamızı hem de ahiretimizi karartan bu manzaraların bir daha yaşanmaması için elimizden gelen çaba ve gayreti sarf etmemiz lazım." diye konuştu.
"Yaşanan bu olaylar toplumda güven diye bir ortam bırakmadı"
İslam dininin, bu tür vakıaların yaşanmaması için çok ciddi anlamda tedbirlerin aldığını ifade eden Ünel, "Başta yetkiyi ellerinde bulunduran yetkililerin bu noktada ciddi tedbirler alması lazım. Gerekirse toplumu bu tür olaylara yönlendiren dizi ve programların derhal kaldırılması lazım. Küfrün ve her türlü günahların önünü açık bırakırsan elbette ki neticesi de bu gibi üzücü olaylar olur. İslam, bu tür olayların önünün kesilmesi için, bu tür vakaların yaşanmaması için çok ciddi anlamda tedbirler almıştır. Bu olaylarda, çocukları kaçırılıp öldürülen ve cinsel istismara tabi tutulan aileler, çok ciddi sıkıntılar ve bunalımlar yaşıyorlar. İstismar edilip öldürülen çocuklarından sonra ki çocukları için de ciddi anlamda tedirginleşiyorlar. Yaşanan bu olaylar toplumda güven diye bir ortam bırakmadı." İfadelerini kullandı.
"Çocukların istismar edilip öldürülmesi insanlığı hüzne boğan olaylardır"
Meydana gelen bu gibi olayların herkesi derinden üzdüğünü ifade eden bölgenin tanınan âlimlerinden Molla İbrahim Halil Esen ise devletin bu gibi olayların yaşanmaması için gerekli düzenlemeleri yapması gerektiğini söyledi.
Esen, "Maalesef çok üzücü olaylar gördük. Eylül ve Leyla'nın hadisesini hepiniz biliyorsunuz. Çocuklara yapılan istismarın yanında o çocukların öldürülmesi, gerçekten can yakıcı ve insanlığı hüzne boğan olaylardır. Bu olayların meydana gelmesi elbette ki hiç kimseyi memnun etmemiştir ve hepimizi derinden üzmüştür. Bu olayların olmaması adına bir takım iyileştirmelerin yapılması gerekmektedir." dedi.
"Beşerî ideolojiler hiçbir zaman bu olayların önüne geçememiştir"
Devletin, halkın talep ettiği idam kanununa kulak vermesi gerektiğini ifade eden Esen, "Şu ana kadar devleti yöneten kişiler bunu artık görmelidirler ki, insan ideolojisiyle ve sadece insanın fikirleriyle ortaya çıkmış beşerî ideolojiler, hiçbir zaman bu gibi olayların önüne geçememiştir. Bu işleri daha da körüklemiş ve belki de bu işi yapmak için insanlar türetmiştir. Bir taraftan çocuklarımız istismar edilip öldürülürken, diğer taraftan televizyon kanallarında yayınlanan dizilerde bu işe teşvik ediliyor. Bu dizilerle, her türlü ahlaksızlık insanların gözlerinde meşrulaştırılmaktadır. Bu durum devam ettiği müddetçe biz, her ne kadar gayret gösterirsek gösterelim olumlu bir sonuç elde edemeyeceğiz. Yapılan bu istismarın ve çocuk öldürülme olaylarının ardından halk devletten idam kanununu istedi. Devlet, halkın bu idam taleplerine kulak verip idam kanununu değerlendirmesi gerekir." şeklinde konuştu. (Hüseyin Sayhar-İLKHA)