"Anız yakmak hem toprağa hem de canlılara zarar veriyor"
Özellikle buğday hasadının ardından ekilecek mısır gibi ürünler için bazı çiftçiler anız yakımı yoluna giderken uzmanlar, bunun toprağa ve canlılara zarar verdiğine dikkat çekiyor.
Çiftçilerin daha iyi tohum yatağı hazırlamak, yabancı ot ve haşereleri yok etmek, hasat sonrası, hemen diğer bir ürünün ekimine geçilecek ise mibzerin istenilen bir şekilde ekim yapmasını, anız sapları ile mibzer gözlerinin tıkanmamasını sağlamak gerekçeleri ile yapılan anız yakımı pek çok zararı da beraberinde getiriyor.
Kızıltepe Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi, Kızıltepe Devlet Hastanesi Başhekimi Ömer Acar ve İlçe Müftüsü Masum Taşçı, anız yakmanın zararlarına dikkat çekti.
Mardin ovasında birinci ürün olan buğday hasadının ardından çiftçiler, ikinci ürün mısırın ekilmesi için anız yakmaya başladı.
Bölgede hasat döneminin bitmesiyle çiftçilerin ikinci ürün olan mısır ekimi için anız yakmaya başladığına dikkat çeken Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi, "Anız yakmak hem toprağa hem canlılara zarar veriyor. Bizim ve çocuklarımızın geleceği açısından da çok kötü bir tablo göz önünde bulunduruyor. Anız yakmak sadece toprağa ve içinde yaşayan canlılara değil, çevredeki mesken ve yaşam alanlarına da ciddi zararlar veriyor. O yüzden çiftçilerimizden ricamız, anız yakmasınlar. Anız yakmanın hiçbir haklılık payı yoktur." dedi.
Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığına seslenen Erbeyi, şöyle devam etti: " Tarım Bakanlığı çiftçilerin bilgilendirilmesi için çiftçi temsilcileri ve çiftçilerle, bu konuyu iyi bilen hocalarımızla, Tarım il ve ilçe müdürlerimizle bir araya gelip, anız yakmanın ne kadar zararlı olduğunu, toprağa ne kadar zarar verdiğini, ileriki dönemlerde bölgedeki insanlara, çiftçimize ve ülkeye ne kadar zarar vereceği konusunda eğitim vermeleri lazım. Saman çok önemli ama maalesef görüyoruz ki bölgemizde ve Türkiye genelinde hayvancılığın ne kadar zor şartlarda yapıldığını ve bu girdilerden ve pahalılıktan dolayı hayvan yetiştiriciliğinde geri kalıyoruz. Hayvan sayısı çok düşüyor. Samanın balya yapılıp hayvancılıkla uğraşılan batı tarafına göndermek çok önemlidir. Maalesef biz bugün dışarıdan saman ithal ediyoruz. Saman bize yetmiyor, biz neden yakıyoruz? Bakanlık tarafından destek verilse, çiftçilerimiz bilinçlendirilse, gereken ekipman desteği ve sap toplama makineleri için çiftçilerimize bir destek altında teşvik verilse, destekleme kapsamına alınsa en azından çiftçilerimizde tarlalarındaki o samanı toplayıp hem ülke ekonomisine katkı sağlanır hem de kendileri kazanacaktır. Çünkü o sapın tarlada olması gerçekten çiftçimize de zarardır. Onu derin ekimle yapılması lazım ama mazot pahalı olduğu için çiftçiye fazla masraf oluyor. Bakanlığın buna el atması gerekir. Bu yapılmadığı takdirde bilinçli tarım yerine bilinçsiz tarım yapılacak."
"Anız KOAH ve kalp rahatsızlığı bulunan hastaları ciddi manada etkiliyor"
Anızın yakılmaması gerektiğine vurgu yapan Kızıltepe Devlet Hastanesi Başhekimi Dâhiliye Uzmanı Ömer Acar, "Anız yakıldığında özellikle KOAH Astım ve kalp rahatsızlığı bulunan hastaları ciddi manada etkileniyor. Anız yangınında oluşan duman akciğerlere geçerek solunum yolunu irlige ediyor, bu tür hastalarda öksürük ve ani gelişen nefes darlığı meydana geliyor." ifadelerini kullandı.
Kızıltepe ilçe müftü müftüsü Masum Taşçı ise anız yakmanın dini boyutuna dikkat çekerek, anız yakmayla birlikte orada bulunan hayvanların canlı canlı yakıldığını, bunun bir vebali olduğunu ve insanlara verilen zararlarla kul hakkına girildiğini söyledi.
"Yakılan anızlarla beraber yabani hayvanların ve yavrularının yandığını görmekteyiz"
Taşçı, "Yakılan anızlarla beraber yabani hayvanların ve yavrularının yandığını görmekteyiz. Bazen de yakılan anız, komşunun tarlasına sıçrıyor ve biçilmeyen ekinler yanıyor. Bu da hukuki açıdan bir sorumluluk gerektirir. Diğer bir husus ise anız yakma olaylarında hava kirliliğine sebep oluyor, görüş mesafesini azaltıp trafik kazalarına da sebebiyet veriyor. Buda hukuki açıdan bir sorumluluk gerektirir." dedi.
"O hayvanların canlı canlı yakılması ahirette büyük bir vebali vardır"
Taşçı, son olarak şunları söyledi: "Kanuni açıdan bunun bir idari cezası var. Bu konuda bu cezanın ya artırılması veya başka bir müeyyidenin olmasında fayda var. Caydırıcı ceza olarak yetkililerin bunu gündemlerine almaları önem arz etmekte. Hava kirliliği ve çevre kirliliği kul hakkına girer. Buna da dikkat etmek lazım. Bu konuda özellikle halkımızın bilinçlendirilmesi noktasında mülki idare amirlerinin, sağlık kuruluşlarının, eğitimcilerin, tarımcıların seferber olmaları lazım. Halkımızı aydınlatma noktasında ve özellikle caydırıcı cezalar noktasında hükümler koyulması gerekir. Anız yakmanın araziye verdiği zararı bir kenara bırakalım, o hayvanların ölmesi, canlı canlı yakılmasının ahirette büyük bir vebali vardır. Bundan dolayı bundan sakınmak ve kul hakkına riayet etmek lazım. Şu da bilinmelidir ki; anız yakma olayı her ne kadar kısa vadede ikinci bir ürün elde etme hususunda bir imkân ise de orta ve uzun vadede araziye vereceği zarar, komşulara verdiği zarar ve kul hakkına verdiği zararlar düşünüldüğünde buna başvurulmaması gerektiği kanaatindeyiz." (Mehmet Aslan-İLKHA)