Çiftçinin buğdayı tarlada çürüdü
Türkiye`nin en önemli hububat merkezlerinden biri olan Mardin Ovası`nda buğday, elektrik kesintileri yüzünden tarlada çürüdü.
Mezopotamya'nın en verimli topraklarını bünyesinde barındıran Mardin Ovası'nda yetişen buğday, bu yılki elektrik kesintileri ve ardından zamansız yağan yağmurlar yüzünden tarlada kurudu.
Yaklaşık bir milyon dekar ekili alana sahip Kızıltepe Ovası'nda buğday hasadına başlayan çiftçiler, buruk bir sevinç yaşıyor. Bu yıl DEDAŞ'ın elektrik kesintilerinden kaynaklanan bazı sıkıntıların yaşandığına dikkat çeken çiftçiler, sümbüllerin içinin boş olduğunu, kuruduğunu ve kalanın da çok zayıf olduğunu söylediler.
Geçen yıl bir lira 50 kuruştam sattıkları buğdaya şu an 875 kuruştan fiyat verildiğini aktaran çiftçiler, perişan halde olduklarını, elde ettikleri ürünlerin masraflarını çıkarmadığını belirttiler.
"Bölgede ciddi kuraklık yaşandı"
Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, sezonun kurak geçmesiyle bölgede yüzde 15-20 arası susuz ekilen mahsulün hasar olduğunu ve son yıllarda küresel ısınmanın etkisiyle bölgede ciddi bir kuraklığın yaşandığını söyledi.
"Çiftçi, tüccar ve sanayiciler hayal kırıklığı yaşadı"
Öter, "Bölgenin yüzde 80'i çiftçi, kendi imkanlarıyla büyük bedeller ödeyip maddi sıkıntılara katlanarak kazmış oldukları kuyularda suluyorlardı ve biz bu sulu alanda gerçekten büyük bir rekolte bekliyorduk. 10-15 gündür mahsuller biçilmeye başladı ama gerek çiftçiler, tüccarlar, sanayiciler, hayal kırıklığı yaşadı. Hem verim hem kalite düşüklüğü oldu. Kalite düşüklüğünden dolayı un sanayisi beklediği kaliteyi bulamadığı için iç Anadolu'yu bekliyor." dedi.
"TMO, verdiği fiyatı uygulanmıyor"
30 yıllık esnaf geçmişinde Türkiye Mahsulleri Ofisinin ilk defa mayıs ayında fiyat açıkladığını belirten Öter, konuşmasına şöyle devam etti:
"TMO buğdaya bir lira 50 kuruş fiyat verdi. Bu çiftçinin girdiği maliyetine göre yeterli bir miktar değildi ama geçen sene fiyat oranlarıyla kıyasladığımızda yüzde 12'lik bir artış söz konusuydu. Buna da şükür dedik. Fakat bugün çiftçi Ofis'e ürününü götürüyor, Ofis'in belli standartları var. 11 buçuk proteinin altında olan ürünü yemlik kategorisi çerçevesinde değerlendiriyor. Böyle olunca da bölgenin yaklaşık yüzde 90'ı protein değeri yüzde 9 ile 10'dur. Bu da Ofis'in belirlediği kriterlerin altında kalıyor. Yemlik sınıfına düştüğü için TMO'nun Bakanlığın vermiş olduğu bir lira 50 kuruş fiyat uygulanmıyor. Yemlik fiyatı da ikinci sınıf olarak değerlendiriyor ve 875 kuruş olarak fiyat belirliyor. 875 kuruş ta çiftçiye böyle bir fiyatlama söz konusu olduğu zaman bu çiftçi için ekonomik olarak bir yıkımdır bir faciadır. Bugün siyah arpa bir yüz lira civarındadır beyaz arpa ithal ediliyor, burada fiyatı 900 civarındadır. Bir an önce TMO'dan, Tarım Bakanlığımızdan, hükümetimizden talebimiz bu düşük kalite azımsanacak bir miktar değil, bölgenin yüzde 90'ı bu şekildedir. Bu ikinci diye değerlendirdikleri buğdayın vermiş olduğu taban fiyat bir lira 50 kuruşu buna göre bu fiyatı alıma talimat verilsin. Bir lira 50 kuruştan alım yapılmadığı takdirde gerçekten çiftçi ekonomik olarak zor durumda kalacaktır."
"Elde ettiğimiz ürünü satsak elektrik parasını çıkartamayız"
Yaklaşık 200 dönüm buğday ektiğini ama beklediği ürünü alamadığından yakınan Çiftçi Hacı Süleyman Gümüş, "Ürün suya ihtiyaç duyduğu dönemde 15-20 gün DEDAŞ elektriği kesti, mahsul o zaman bir darbe yedi. Sonra yağmur da vaktinin dışında yağınca mahsul yere serildi. Mahsulü buğday pazarına götürüyoruz tüccarlar bize 'TMO'nun verdiği yemlik fiyatına göre alacağız' diyorlar. Çiftçiler çok zor durumdadır, borçludur, perişan haldedir. Hükümetimizden yetkililerden bu konuda bize destek olmalarını istiyoruz. Bize gelen ürünü satsak elektrik parasını çıkartmaz." dedi.
"Çok mağdur durumdayız"
Çiftçilerden Masum Gümüş ise geçen buğdayı bir lira 50 kuruşa sattıklarını şuanda ise verilen fiyatın 875 kuruş olduğunu söyledi. Gümüş, "Geçen bir bijonu bir buçuk liraya alıyorduk şimdi ise 2 buçuk liraya yükselmiş. Bizim buğdayın fiyatı ise geçen senenin fiyatının 200-300 kuruş altında fiyat veriliyor. Bu böyle olmuyor, çiftçiler olarak çok mağdur durumdayız. Tarım çiftçilik olmazsa Türkiye ne yapacak? Biz bu buğdayı ekiyoruz ilaçlıyoruz biçiyoruz hazır sofralarına getiriyoruz. Gübrenin kilosu bir 600-700 olmuş geçen sene 260-70 TL'ye aldığımız gübre torbası bu yıl 350 TL sorduğumuzda 'döviz endekslidir döviz yükseldiği için fiyat yükselmiş' diyorlar. Döviz her şeye yansıyor fiyatını yükseltiyor ama biz çiftçilerin mahsulüne yansımıyor. Derdimizi kime söyleyeceğiz kim halimizi soracak?" diye konuştu.
"Geçen senenin altında fiyat veriliyor"
Çiftçiler olarak mahsullerine yemlik fiyatı verildiği için mağdur olduklarını söyleyen Hasan Kılıç da "Ben buğdayı Ofis'e götürüyorum ama 'yemlik fiyatı üzerinden alacağız' diyorlar. Geri getirip eve boşaltıyorum. Gübrenin kilosu bir 700 lira buğdayımızın kilosu da 700 biz çiftçiler olarak ne yapacağız? Bu nimetle uğraşıp bölgeye, devlete bu hizmeti sunuyoruz. Çiftçi olmasa Türkiye ne yapacak? Halimiz ortada nasıl bin bir zahmetle çalıştığımızı, çabaladığımızı görüyorsunuz. Devletten, yetkililerden rica ediyoruz çiftçilerin halini sorup hakkını gözetsin. Neyi soruyorsak dolar yükselmiş diye fiyatlar yükselmiş buğdayımıza ise geçen senenin altında fiyat veriliyor." dedi.
"Borcumuzu ödeme derdine düştük"
Buğday hasadı yaptıklarını ama bir şey elde edemediklerini belirten Kamuran Gümüş, biçtikleri mahsulün satılamadığını, bu yüzden borçlarını nasıl ödeyecekleri konusunda kara kara düşündüklerini söyledi.
"Sümbüllerin içi boş, kurumuş ve çok zayıftır"
Çiftçilerden Maruf Kılıç da şunları söyledi: "Bu yıl ki mevsim hiç iyi değil, sümbüllerin içi boş, kurumuş ve çok zayıftır. Bu sene çok perişan olduk. Geçen sene buğdayı bir lira 50 kuruşa sattık şu an da ise 875 kuruştan fiyat veriliyor gübre, ilaç geçen seneye göre epey pahalılanmış. Geçen sene kilosunu bir TL'ye aldığımız gübre bu sene bir 600 lira. Çiftçiler olarak çok mağdur durumdayız mahsulü satsak bırakın diğer yaptığımız masrafı elektrik ve biçer parasını çıkarmaz. Tüccarlara götürüyoruz almıyorlar. Dün bir kamyon buğdayı pazara götürdüm satılmadı. Tekrar eve getirip avluya boşalttım. Tüccarlar da fabrikatörlerin buğdayı almayacakları 'ellerinde kalacak' korkusuyla almadıklarını söylüyorlar. Perişan haldeyiz, bu sene bizde ne yapacağımız bilmiyoruz?" (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan - İLKHA)